Burnu, alni, elleri, dizleri ve ayaklari yere koymak ve dokundurmak suretiyle secde etmek demektir. Secde, lügatte bas egmek, tevazu' göstermek demektir. Her rek'atte iki kere secde etmek farzdir.
* Secde ve rükû' hâlinde durmanin en az miktari, üçer kere tesbih okunacak miktardir. Ortasi 5, ekmeli 7'ser tesbih okuyacak kadar durmaktir.
* Tek basina namaz kilan, daha fazla tesbihte bulunabilir. Fakat imam olan zat, cemaatin rizasi bulunmadan 3'ten fazla tesbihte bulunamaz. Cemaati usandirmak câiz degildir.
Rükû'daki tesbih:
Sübhâne Rabbiye'l-Azîm'dir.
Secdedeki tesbih de:
Sübhâne Rabbiye'l-A'lâ'dir.
Yapilisi Nasildir?
Rükû'dan kalktiktan sonra secdeye giden kimse, alinla beraber burnunu da yere koyar. Özür olmaksizin sadece alni yere koyup burnu koymamak câiz olmaz. Bu sekilde yapilan secde sahih degildir. Yanak ve çeneleri yere koymakla secde olmaz.
Secde hâlindeyken ayrica eller ile dizler de yere konur. Bu sünnettir. Imam-i Sâfiî, Ahmed bin Hanbel ve Imam-i Züfer'e göre ise, farzdir.
Iki ayagin veya bir ayagin parmaklari yere konmadikça secde câiz olmaz.
Peygamber Efendimiz:
"Ben yedi kemik üzerine secde etmekle emrolundum: Alin, iki el, iki diz ve iki ayagin parmak uçlari üzerine" buyurmuslardir.
Yalniz bir el ile bir dizi yere koymak, ayak parmaklarindan sadece bir kismini degdirmek kerahetle câizdir. Alni yere koyarken iki ayagi birden geriden kaldirmak ise, câiz degildir, secdeye mâni olur.
Nereye Secde Edilir?
Secde yer üzerine veya yere bitisik bir sey üzerine yapilir. Secdede alin, yerin veya yer hükmünde olan sey'in katiligini hissedecektir. Buna binaen, ot, saman, yün, pamuk, kar gibi yumusak seyler üzerine secde yapan kimse, yüzü bu maddeler içinde kaybolup da yerin sertligini hissetmezse secdesi sahih olmaz.
Yerin sicak olusu veya temiz olmayisi gibi bir özürden dolayi avuç içlerine, elbisenin bir tarafina secde edilmesi sahihtir.
Secde edilen kisim, ayni zamanda ayak koyulan yerden bir karistan fazla yüksekte olmamalidir.
Ancak kalabalik veya baska bir özre binaen, kendi dizleri üstüne veya öndekinin sirtina da secde yapilabilir.
Secdenin Mânâ ve Ehemmiyeti Nedir?
Secde, namazin en mühim rüknüdür.
Secde, Allah Teâlâ'ya gösterilen ta'zimin en üst noktasidir. Namazda kiyâm ve rükû' mertebelerinden geçerek gittikçe artan mahviyet ve hürmet, secde ile son dereceye varir.
Secde, her türlü yabanci duygulardan uzak, mutlak bir teslimiyet ve sâf bir kullugun ifâdesidir.
Islâm ma'bedlerine secde edilecek yer demek olan mescid isminin verilmesi de secdenin önemini göstermektedir.
Secde kulun kullugunu tam mânasiyla duydugu ve bu duyguyu izhâr ettigi bir andir. Bu sebeble hadîs-i serîf'te:
"Kulun Allah'a en yakin oldugu an, secdedeki hâlidir" buyurulmustur.
Secde mü'minin Allah'a ilticâsinin en güzel seklidir. Benlikten kurtulup mâsivadan siyrilip Bâkî-i Hakikîye ulasmanin sirridir.
Secdenin Ehemmiyetini Gösteren Bâzi Hadîs Meâlleri:
Hz. Peygamber'in (asm) âzadlisi Sevban Hazretleri, Resûl-i Ekrem Efendimize bir gün su suâli sorarlar:
- Yâ Resûlâllah, bana öyle bir amelden haber ver ki onu isledigimde Allah Teâlâ beni Cennetine koysun...
Resûlüllah Efendimiz ise, bu suâle cevaben söyle buyururlar:
"Çok secde etmeye bak. Her secdeden dolayi, Allah bir dereceni yükseltir, bir hatâni afveder..."
Bunu te'yid eder mâhiyette Hz. Râbia bin Kâ'b diyor ki:
"Ben zaman zaman Cenâb-i Peygamber ile beraber gecelerdim. Bir gece kendilerine abdest suyu ve bâzi ihtiyaçlarini hazirlayip getirdim. Memnun kaldilar ve:
- Benden isteyin! buyurdular.
- Cennette sizinle olmak isterim, dedim.
- Bundan baska iste, buyurdular.
- Hayir, istegim sadece budur, dedim.
Buyurdular ki:
- Öyleyse çok secde etmekle bana yardimci ol."
|