ISKAT VE
DEVİR
Nefsine ve şeytana uyarak namazlarını kılmamış,
oruçlarını tutmamış, ömrünün sonuna doğru pişman olup oruçlarını tutmaya,
namaz kılmaya ve borçlarını kazâ etmeye başlıyan kimsenin, kazâ edemediği oruç
ve namazlarının iskâtının yapılması için vasıyyet etmesi câizdir. Hadîs-i
şerîfte (Bir kimse, başkası yerine oruç tutamaz ve namaz kılamaz. Ama onun orucu
ve namazı için fakir doyurur) buyuruldu.
Oruç, namaz, zekât borcundan başka, kul hakları,
ödenecek borçlar, emânet, hırsızlık, döğmek, söğmek, alay, iftirâ, gıybet gibi
hakların da iskâtı yapılır.
İskat
ve Devir Nasıl Yapılır
Devir yapmak için, veli, bir aylık veyâ bir senelik iskât
için lâzım olan altın liralık veya beşibiryerde veyâ bilezik, yüzük veya gümüş
geçer para ödünç alır. Meyyit erkek ise, yaşından oniki sene, kadın ise dokuz sene
düşerek, kaç sene borcu olduğunu hesâblar
Bir altın lira [yedi gram ve yirmi santigram olup] yüzyirmi
lira olduğu zaman, bir senelik namaz iskâtı için ellibeş veya ihtiyatlı olarak
altmış altın lâzım olur. Meyyitin velisi beş altın ödünç alsa ve dünyaya
düşkün olmayan, dinini bilen ve seven birkaç meselâ dört fakir bulsa: [Bunların
fıtra veremiyecek, ya’nî sadaka alacak fakir olmaları şarttır. Fakir olmazlar ise,
iskât kabûl olmaz]. Meyyitin velîsi, ya’nî vasıyyet etdiği kimse veya
vârislerinden biri veya bunlardan birinin vekil ettiği kimse, (Merhum..........
efendinin iskâtı salâtı için, bedel olarak, bu beş altını sana verdim) diyerek,
beş altını birinci fakire sadaka niyet ederek verir. Sonra fakir, (Aldım kabûl ettim.
Sana hediyye ediyorum) diyerek bunu vârise veyâ vârisin vekîline hediyye eder ve
vâris teslim alır. Sonra, yine buna veya ikinci fakire verir ve hediyye olarak ondan
geri teslîm alır. Böylece, aynı fakîre dört kere veya dört fakîre birer kere verip
ve almakla bir devr olur. Bir devirde, yirmi altınlık namaz keffâreti iskât edilmiş
olur. Meyyit erkek ve altmış yaşında ise, kırksekiz senelik namaz için 48x60=2880
altın vermek lâzım olur. Bunun için de, 2880:20=144 kere devr yapar. Altın adedi on
ise, 72 devr; Altın yirmi ise, 36 devr yapar. Fakir adedi on ve altın adedi de on ise 48
senelik namaz keffâretinin iskâtı için, yirmidokuz devir yapar. Çünkü:
Namaz kılmadığı yıllar x bir yıllık altın
sayısı=fakir sayısı x devir eden altın sayısı x devir sayısıdır. Misâlimizde
yaklaşık olarak: 48x60=4x5x144=4x10x72=4x20x36=10x10x29
Görülüyor ki, namaz iskâtında, devir sayısını bulmak
için, bir yıllık altın sayısı ile meyyitin namaz borcu yılı çarpılır.
Ayrıca, devir olunan altın sayısı ile, fakir sayısı da çarpılır. Birinci
çarpım, ikinci çarpıma bölünür. Bölüm, devir sayısı olur. Buğdayın ve
altının kâğıt lira değerleri her zaman yaklaşık olarak aynı oranda
değişmektedir. Ya’nî altın değeri ile buğdayın değeri her zaman birlikte
azalmakta veya artmaktadır. Bu bakımdan, iskât için, bir yıllık buğday mikdarı
değişmediği gibi, bir yıllık altın sayısı da ya’nî yukarıda bulduğumuz
altmış altın da hemen hemen aynı olmaktadır. Bunun için, iskât hesâbında, her
zaman ihtiyatlı olarak:
Bir aylık namaz iskâtı beş altındır. Bir aylık
ramazan orucu iskâtı bir altındır, kabûl edilmektedir. Devr edilecek altın
mikdarı ve devir sayısı buradan bulunur.
Namaz iskâtı bittikten sonra, tutulmıyan, kazâ edilmeleri
lâzım olan orucların iskâtı için, beş altın dört fakire üç kere devr eder.
Çünki, bir senelik ya’nî, otuz günlük oruc keffâret iskâtı, elliikibuçuk kilo
buğday veya 5,25 gram altın, ya’nî 0,73 adet altın lira olmakdadır. Görülüyor ki
Hanefîde, bir altın bir senelik oruc keffâretini iskât eder ve kırksekiz sene
için kırksekiz altın vermek lâzım olur. Beş altın ile, dört fakire bir devir
yapınca, yirmi altın verilmiş oluyor. Kazâ edilmeleri lâzım olan orucların iskâtı
yapıldıktan sonra, zekâtı için, sonra kurban için birkaç devr yapılır.
Vasıyyet edilmeyen zekât iskâtı yapılması lâzım
değildir. Vârisin, zekât iskâtı için de, kendiliğinden devir yapabileceğine fetvâ
verilmişdir.
Devir yaparken velî, altınları fakirlere her verişde,
namaz veya oruc iskâtı diye niyet etmelidir. Fakir de, geriye verirken, hediyye ediyorum
demeli ve velî teslim aldım demelidir. Velî, iskât yapamıyacak halde ise, meyyitin
iskâtlarını yapmak için birini vekîl eder, iskâtları, devri bir vekîl yapar.
İmâm-ı Birgivî’nin (Vasıyyetnâme) kitâbında
ve bunun Kâdizâde Ahmed efendi şerhinde diyor ki, fakirlerin nisâba mâlik olmaması
şartdır. Meyyitin akrabâsından olsa, câizdir. Fakire verirken, (Falancanın şu
kadar namazının iskâtı için, şunu sana verdim) demesi lâzımdır. Fakir de, (Kabûl
etdim) demelidir ve altınları alınca, kendinin olduğunu bilmesi lâzımdır.
Bilmezse önceden öğretmelidir. Bu fakir de lutf edip kendi isteği ile (Falancanın
namazının iskâtı için, bedel olarak şunu sana verdim) diyerek, başka fakire
verir. O fakir de, eline alıp, (Kabûl etdim) demelidir. Alınca kendi mülkü
olduğunu bilmelidir. Emânet hediyye gibi alırsa, devir kabûl olmaz. Bu ikinci fakir
de, (Aldım, kabûl etdim) dedikten sonra, (ol vech ile sana verdim) diyerek
üçüncü fakire verir. Böylece namaz, oruc, zekât, kurban, sadaka-i fıtr, adak ve kul
hakları, hayvan hakları için devir yapmalıdır. Fâsid ve bâtıl alış-veriş de,
kul hakları içindedir. Yemin ve oruc keffâretleri için devir yapmak câiz değildir.
Ondan sonra, altınlar hangi fakirde kalırsa lutfedip,
arzûsu ve rızâsı ile, veliye hediyye eder. Veli alıp, kabûl ettim der. Eğer hediyye
etmezse, kendi malıdır, zor ile alınmaz. Veli bir mikdar altını veyâ kâğıt para
veyâ meyyitin eşyasından bu fakirlere verip, bu sadaka sevâbını da meyyitin rûhuna
hediyye eder. Borcu olan fakir, devir yapmağa katılmamalıdır. Çünkü, eline geçen
altınlar ile borcunu ödemesi farzdır. Bu farzı yapmayıp, altınları meyyitin
keffâreti için yanındaki fakîre vermesi câiz olmaz. Devir kabûl olur ise de, kendisi
hiç sevâb kazanmaz. Hattâ günâha girer.
Meyyitin iskâtını definden önce yapmalıdır. Definden
sonra da câizdir. Meyyit için namaz, oruc, zekât, kurban keffâretlerinin iskâtında,
bir fakire nisabdan fazla verilebilir. Hattâ, altınların hepsi, bir fakire verilebilir.
|