Elmalılı 56:17 - Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.
Elmalılı 56:18 - Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle.
Elmalılı 56:19 - Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
Elmalılı 56:20 - Beğendikleri meyvalar,
Elmalılı 56:21 - Canlarının çektiği kuş etleri,
Elmalılı 56:22 - İri gözlü hûriler,
Elmalılı 56:23 - Saklı inciler gibi,
Elmalılı 56:24 - Yaptıklarına karşılık olarak verilir.
Elmalılı 56:25 - Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.
Elmalılı 56:26 - Duydukları söz, yalnız "selam", "selam" dır.
Elmalılı 56:27 - Sağın adamları, nedir o sağın adamları!
Elmalılı 56:28 - Dalbastı kirazlar,
Elmalılı 56:29 - Meyva dizili muzlar,
Elmalılı 56:30 - Uzamış gölgeler,
Elmalılı 56:31 - Fışkıran sular.
Elmalılı 56:32 - Pek çok meyva arasında,
Elmalılı 56:33 - Tükenmeyen ve yasaklanmayan
Elmalılı 56:34 - Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.
Elmalılı 56:35 - Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).
Elmalılı 56:36 - Onları bâkireler yaptık.
Elmalılı 56:37 - Hep yaşıt sevgililer,
Elmalılı 56:38 - Sağın adamları içindir.
Elmalılı 56:39 - Bir çoğu öncekilerdendir.
Elmalılı 56:40 - Bir çoğu da sonrakilerdendir.
Elmalılı 56:41 - Solun adamları, nedir o solcular!
Elmalılı 56:42 - İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde,
Elmalılı 56:43 - Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.
Elmalılı 56:44 - Ki ne serindir, ne de faydalı.
Elmalılı 56:45 - Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı.
Elmalılı 56:46 - Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.
Elmalılı 56:47 - Ve diyorlardı ki: "Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?"
Elmalılı 56:48 - "Önceki atalarımızda mı?"
Elmalılı 56:49 - De ki: "Öncekiler ve sonrakiler"
Elmalılı 56:50 - "Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır."