| Ayet Ayet Kuran-ı Kerim Oku | Kurani Kerim Dinle | | Sayfa Sayfa Kurani Kerim Oku | Dini Oyun Oyna | | Sure Sure Kurani Kerim OKU | »
Kurani Kerim 591.Sayfa 30.Cuz 87.Sure A'la Suresi Ayet 1-19 / 88.Sure Gaşiye Suresi Ayet 1-11
Arapca Metin | : | Font = 20px -
30px -
40px -
50px
سورة الأعلى (87) ص 591
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى {1} الَّذِي خَلَقَ فَسَوَّى {2} وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَى
{3} وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَى {4} فَجَعَلَهُ غُثَاء أَحْوَى {5} سَنُقْرِؤُكَ
فَلَا تَنسَى {6} إِلَّا مَا شَاء اللَّهُ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَى {7} وَنُيَسِّرُكَ
لِلْيُسْرَى {8} فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ الذِّكْرَى {9} سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَى {10}
وَيَتَجَنَّبُهَا الْأَشْقَى {11} الَّذِي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرَى {12} ثُمَّ لَا يَمُوتُ
فِيهَا وَلَا يَحْيَى {13} قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّى {14} وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّى {15}
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا {16} وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَى {17} إِنَّ
هَذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَى {18} صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى {19} ص
سورة الغاشية (88) ص 591
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ {1} وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ {2}
عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ {3} تَصْلَى نَاراً حَامِيَةً {4} تُسْقَى مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ {5}
لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ {6} لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ {7}
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ {8} لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ {9} فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ {10}
لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَاغِيَةً {11} ص
|
Turkçe Turkish | : | 10px -
15px -
25px -
30px
Rahman ve rahîm olan Allah'ın adıyla
(1) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. (1) (2) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. (2) (3) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. (3) (4) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. (4) (5) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. (5) (6) Sana (Kur`an`ı) okutacağız; artık Allah`ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı da gizleneni de bilir. (6) (7) Sana (Kur`an`ı) okutacağız; artık Allah`ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı da gizleneni de bilir. (7) (8) Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver. (8) (9) Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver. (9) (1) (Allah`tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar. (10) (2) (Allah`tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar. (11) (3) (Allah`tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar. (12) (4) (Allah`tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar. (13) (5) Temizlenen, Rabbinin adını anıp O`na kulluk eden kimse kuşkusuz kurtuluşa ermiştir. (14) (6) Temizlenen, Rabbinin adını anıp O`na kulluk eden kimse kuşkusuz kurtuluşa ermiştir. (15) (7) Fakat siz (ey insanlar!) Ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz. (16) (8) Fakat siz (ey insanlar!) Ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz. (17) (9) Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa`nın kitaplarında da vardır. / (18) (10) Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa`nın kitaplarında da vardır. / (19)
Rahman ve rahîm olan Allah'ın adıyla
(Resûlüm!) Dehşeti her şeyi kaplayan kıyametin haberi sana geldi mi? (1) (2) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. (2) (3) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. (3) (4) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. (4) (5) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. (5) (6) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. (6) (7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. (7) (8) O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar; (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır, yüce bir cernnettedirler. Orada boş bir söz işitmezler. (8) (9) O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar; (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır, yüce bir cernnettedirler. Orada boş bir söz işitmezler. (9) (10) O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar; (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır, yüce bir cernnettedirler. Orada boş bir söz işitmezler. (10) (11) O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar; (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır, yüce bir cernnettedirler. Orada boş bir söz işitmezler. (11) |
Almanca Deutsch | : | 10px -
15px -
25px -
30px
Im Namen Allahs, des Allerbarmers, des Barmherzigen!
Preise den Namen deines Allerhöchsten Herrn, (1) Der erschaffen und geformt hat, (2) Der bestimmt und leitet, (3) Der die Weide hervorbringt (4) und sie zu versengter Spreu macht. (5) Wir werden dir (den Qur`an) verlesen lassen, und du sollst (ihn) nicht vergessen, (6) es sei denn, was Allah will; denn Er kennt das Offenkundige und das Verborgene. (7) Und Wir werden es dir zum Heil leicht machen. (8) So ermahne, wo die Ermahnung nützt! (9) Mahnen lassen wird sich derjenige, der gottesfürchtig ist; (10) Ermahnung meiden wird der Unselige, (11) der im größten Feuer brennt, (12) und in ihm wird er weder sterben noch leben. (13) Erfolgreich ist wahrlich derjenige, der sich rein hält (14) und des Namens seines Herrn gedenkt (und) alsdann betet. (15) Doch ihr zieht das irdische Leben vor, (16) wo doch das Jenseits besser und dauerhafter ist. (17) Dies stand wahrlich in den ersten Schriften, (18) den Schriften Abrahams und Moses`. (19)
Im Namen Allahs, des Allerbarmers, des Barmherzigen!
Hat die Geschichte der Al-Ghasiya dich erreicht? (1) Manche Gesichter werden an jenem Tag niedergeschlagen sein; (2) sie werden sich plagen und abmühen; (3) sie werden in einem heißen Feuer brennen; (4) sie werden aus einer kochendheißen Quelle trinken; (5) für sie wird es keine andere Speise geben außer Dornsträuchern, (6) die weder nähren noch Hunger stillen. (7) (Und manche) Gesichter werden an jenem Tage fröhlich sein, (8) wohlzufrieden mit ihrer Mühe (9) in einem hohen Garten, (10) in dem sie kein Geschwätz hören, (11) |
ingilizce Eng Dr. Mohsin | : | 10px -
15px -
25px -
30px
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful
Glorify the Name of your Lord, the Most High, (1) Who has created (everything), and then proportioned it; (2) And Who has measured (preordainments for everything even to be blessed or wretched); and then guided (i.e. showed mankind the right as well as wrong paths, and guided the animals to pasture); (3) And Who brings out the pasturage, (4) And then makes it dark stubble (5) We shall make you to recite (the Qur'ân), so you (O Muhammad (SAW)) shall not forget (it), (6) Except what Allâh, may will, He knows what is apparent and what is hidden. (7) And We shall make easy for you (O Muhammad (SAW)) the easy way (i.e. the doing of righteous deeds). (8) Therefore remind (men) in case the reminder profits (them) (9) The reminder will be received by him who fears (Allâh), (10) But it will be avoided by the wretched, (11) Who will enter the great Fire (and will be made to taste its burning). (12) There he will neither die (to be in rest) nor live (a good living). (13) Indeed whosoever purifies himself (by avoiding polytheism and accepting Islâmic Monotheism) shall achieve success, (14) And remembers (glorifies) the Name of his Lord (worships none but Allâh), and prays (five compulsory prayers and Nawâfil — additional prayers). (15) Nay, you prefer the life of this world, (16) Although the Hereafter is better and more lasting. (17) Verily, this is in the former Scriptures — (18) The Scriptures of Ibrâhim (Abraham) and Mûsa (Moses). (19)
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful
Has there come to you the narration of the overwhelming (i.e. the Day of Resurrection)? (1) Some faces, that Day, will be humiliated (in the Hell-fire, i.e. the faces of all disbelievers, Jews and Christians). (2) Labouring (hard in the worldly life by worshipping others besides Allâh), weary (in the Hereafter with humility and disgrace). (3) They will enter in the hot blazing Fire, (4) They will be given to drink from a boiling spring, (5) No food will there be for them but a poisonous thorny plant, (6) Which will neither nourish nor avail against hunger (7) (Other) faces, that Day, will be joyful, (8) Glad with their endeavour (for their good deeds which they did in this world, along with the true Faith of Islâmic Monotheism). (9) In a lofty Paradise (10) Where they shall neither hear harmful speech nor falsehood, (11) |
ingilizce Eng Yusuf Ali | : | 10px -
15px -
25px -
30px
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful
Glorify the name of thy Guardian-Lord Most High, (1) Who hath created, and further, given order and proportion; (2) Who hath ordained laws. And granted guidance; (3) And Who bringeth out the (green and luscious) pasture. (4) And then doth make it (but) swarthy stubble. (5) By degrees shall We teach thee to declare (the Message), so thou shalt not forget, (6) Except as Allah wills: For He knoweth what is manifest and what is hidden. (7) And We will make it easy for thee (to follow) the simple (Path). (8) Therefore give admonition in case the admonition profits (the hearer). (9) The admonition will be received by those who fear (Allah): (10) But it will be avoided by those most unfortunate ones. (11) Who will enter the Great Fire, (12) In which they will then neither die nor live. (13) But those will prosper who purifies themselves. (14) And glorify the name of their Guardian-Lord, and (lift their hearts) in Prayer. (15) Nay (behold), ye prefer the life of this world; (16) But the Hereafter is better and more enduring. (17) And this is in the Books of the earliest (Revelations)― (18) The Books of Abraham and Moses. (19)
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful
Has the story reached thee, of the Overwhelming (Event)? (1) Some faces, that Day, will be humiliated, (2) Labouring (hard) weary― (3) The while they enter the Blazing Fire― (4) The while they are given, to drink, of a boiling hot spring, (5) No food will there be for them but a bitter Dhari (6) Which will neither nourish nor satisfy hunger. (7) Other) faces that Day will be joyful. (8) Pleased with their Striving― (9) In a Garden on high, (10) Where they shall hear no (word) of vanity: (11) |
French Fransizca | : | 10px -
15px -
25px -
30px
Au nom d’Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux
Glorifie le nom de ton Seigneur, le Très Haut, (1) Celui Qui a créé et agencé harmonieusement, (2) qui a décrété et guidé, (3) et qui a fait pousser le pâturage, (4) et en a fait ensuite un foin sombre. (5) Nous te ferons réciter (le Coran), de sorte que tu n’oublieras (6) que ce qu’Allah veut. Car, Il connaît ce qui paraît au grand jour ainsi que ce qui est caché. (7) Nous te mettrons sur la voie la plus facile. (8) Rappelle, donc, où le Rappel doit être utile. (9) Quiconque craint (Allah) s’[en] rappellera, (10) et s’en écartera le grand malheureux, (11) qui brûlera dans le plus grand Feu, (12) où il ne mourra ni ne vivra. (13) Réussit, certes, celui qui se purifie, (14) et se rappelle le nom de son Seigneur, puis célèbre la Ṣalāt. (15) Mais, vous préférez plutôt la vie présente, (16) alors que l’au-delà est meilleur et plus durable. (17) Ceci se trouve, certes, dans les Feuilles anciennes, (18) les Feuilles d’Abraham et de Moïse. (19)
Au nom d’Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux
T’est-il parvenu le récit de l’enveloppante?(2) (1) Ce jour-là, il y aura des visages humiliés, (2) préoccupés, harassés. (3) Ils brûleront dans un Feu ardent, (4) et seront abreuvés d’une source bouillante. (5) Il n’y aura pour eux d’autre nourriture que des plantes épineuses [ḍarī], (6) qui n’engraisse, ni n’apaise la faim. (7) Ce jour-là, il y aura des visages épanouis, (8) contents de leurs efforts, (9) dans un haut Jardin, (10) où ils n’entendent aucune futilité. (11) |
Endonezya indonesian | : | 10px -
15px -
25px -
30px
Dengan menyebut nama Allah Yang Maha Pemurah lagi Maha Penyayang
Sucikanlah nama Tuhanmu Yang Maha Tinggi, (1) yang menciptakan dan menyempurnakan [penciptaan-Nya], (2) dan yang menentukan kadar [masing-masing] dan memberi petunjuk, (3) dan yang menumbuhkan rumput-rumputan, (4) lalu dijadikan-Nya rumput-rumput itu kering kehitam-hitaman. (5) Kami akan membacakan [Al Qur’an] kepadamu [Muhammad] maka kamu tidak akan lupa, (6) kecuali kalau Allah menghendaki. Sesungguhnya Dia mengetahui yang terang dan yang tersembunyi. (7) Dan Kami akan memberi kamu taufiq kepada jalan yang mudah [2], (8) oleh sebab itu berikanlah peringatan karena peringatan itu bermanfa’at, (9) orang yang takut [kepada Allah] akan mendapat pelajaran, (10) orang-orang yang celaka [kafir] akan menjauhinya. (11) [Yaitu] orang yang akan memasuki api yang besar [neraka]. (12) Kemudian dia tidak mati di dalamnya dan tidak [pula] hidup. (13) Sesungguhnya beruntunglah orang yang membersihkan diri [dengan beriman], (14) dan dia ingat nama Tuhannya, lalu dia sembahyang. (15) Tetapi kamu [orang-orang kafir] memilih kehidupan duniawi. (16) Sedang kehidupan akhirat adalah lebih baik dan lebih kekal. (17) Sesungguhnya ini benar-benar terdapat dalam kitab-kitab yang dahulu, (18) [yaitu] Kitab-kitab Ibrahim dan Musa. (19)
Dengan menyebut nama Allah Yang Maha Pemurah lagi Maha Penyayang
Sudah datangkah kepadamu berita [tentang] hari pembalasan? (1) Banyak muka pada hari itu tunduk terhina, (2) bekerja keras lagi kepayahan, (3) memasuki api yang sangat panas [neraka], (4) diberi minum [dengan air] dari sumber yang sangat panas. (5) Mereka tiada memperoleh makanan selain dari pohon yang berduri, (6) yang tidak menggemukkan dan tidak pula menghilangkan lapar. (7) Banyak muka pada hari itu berseri-seri, (8) merasa senang karena usahanya, (9) dalam surga yang tinggi, (10) tidak kamu dengar di dalamnya perkataan yang tidak berguna. (11) |
Malezya Malaysian | : | 10px -
15px -
25px -
30px
Dengan nama Allah, Yang Maha Pemurah, lagi Maha Mengasihani
Bertasbihlah mensucikan nama Tuhanmu Yang Maha Tinggi (dari segala sifat-sifat kekurangan). (1) Yang telah menciptakan (sekalian makhlukNya) serta menyempurnakan kejadiannya dengan kelengkapan yang sesuai dengan keadaannya. (2) Dan Yang telah mengatur (keadaan makhluk-makhlukNya) serta memberikan hidayat petunjuk (ke jalan keselamatannya dan kesempurnaannya). (3) Dan Yang telah mengeluarkan tumbuh-tumbuhan untuk binatang-binatang ternak. (4) Kemudian Dia menjadikan (tumbuh-tumbuhan yang menghijau) itu kering (berubah warnanya) kehitam-hitaman. (5) Kami sentiasa menjadikan engkau (wahai Muhammad) dapat membaca (Al-Quran yang diturunkan kepadamu dengan perantaraan Jibril), sehingga engkau (menghafaznya dan) tidak lupa. (6) Kecuali apa yang dikehendaki Allah engkau lupakan. Sesungguhnya Dia mengetahui (segala keadaan yang patut berlaku), yang nyata dan yang tersembunyi. (7) Dan Kami tetap memberi kemudahan kepadamu untuk (melaksanakan segala perkara) agama yang mudah diterima oleh akal yang sihat. (8) Oleh itu berilah peringatan (kepada umat manusia dengan ajaran Al-Quran), kalau-kalau peringatan itu berguna (dan sudah tentu berguna). (9) Kerana orang yang takut (melanggar perintah Allah) akan menerima peringatan itu. (10) Dan (sebaliknya) orang yang sangat celaka akan menjauhinya. (11) Dialah orang yang akan menderita bakaran Neraka yang amat besar (azab seksanya). (12) Selain dari itu, dia tidak mati di dalamnya dan tidak pula hidup senang. (13) Sesungguhnya berjayalah orang yang setelah menerima peringatan itu berusaha membersihkan dirinya (dengan taat dan amal yang soleh). (14) Dan menyebut-nyebut dengan lidah dan hatinya akan nama Tuhannya serta mengerjakan sembahyang (dengan khusyuk). (15) (Tetapi kebanyakan kamu tidak melakukan yang demikian), bahkan kamu utamakan kehidupan dunia. (16) Padahal kehidupan akhirat lebih baik dan lebih kekal. (17) Sesungguhnya (keterangan-keterangan yang dinyatakan) ini ada (disebutkan) di dalam Kitab-kitab yang terdahulu. (18) Iaitu Kitab-kitab Nabi Ibrahim dan Nabi Musa. / (19)
Dengan nama Allah, Yang Maha Pemurah, lagi Maha Mengasihani
Sudahkah sampai kepadamu (wahai Muhammad) perihal hari kiamat yang huru-haranya meliputi? (1) Muka (orang-orang yang kafir) pada hari itu tunduk kerana merasa hina. (2) Mereka menjalankan kerja yang berat lagi berpenat lelah. (3) Mereka tetap menderita bakaran Neraka yang amat panas (membakar). (4) Mereka diberi minum dari mata air yang menggelegak panasnya. (5) Tiada makanan bagi mereka (di situ) selain dari pokok-pokok yang berduri. (6) Yang tidak menggemukkan dan tidak pula dapat menghilangkan sedikit kelaparan pun. (7) (Sebaliknya) muka (orang-orang yang beriman) pada hari itu berseri-seri. (8) Berpuas hati dengan balasan amal usahanya (yang baik yang telah dikerjakannya di dunia). (9) (Mereka tinggal menetap) di dalam Syurga yang tinggi (tempat kedudukannya dan darjatnya). (10) Mereka tidak mendengar di situ sebarang perkataan yang sia-sia. (11) |
Spanish ispanya | : | 10px -
15px -
25px -
30px
En el nombre de Allah, el Misericordioso, el Compasivo
Glorifica el nombre de tu Señor, el Altísimo, (1) que ha creado y ha conformado, (2) que ha decretado y ha encaminado (3) y que hace crecer el pasto verde (4) y lo convierte en deshecho ennegrecido. (5) Haremos que recites y no olvidarás, excepto lo que Allah quiera. (6) Él conoce lo que se muestra y lo que se esconde. (7) Te haremos propicia la facilidad. (8) Así pues llama al Recuerdo, porque recordar beneficia. (9) Recordará quien sea temeroso (10) y se desentenderá el más miserable, (11) que será arrojado al mayor de los fuegos, (12) donde ni vivirá ni morirá. (13) Habrá triunfado quien se purifique (14) recuerde el nombre de su Señor y rece. (15) Sin embargo preferís la vida de este mundo, (16) cuando la Última es mejor y de mayor permanencia. (17) Realmente esto ya estaba en las primeras escrituras, (18) las páginas de Ibrahim y de Musa. (19)
En el nombre de Allah, el Misericordioso, el Compasivo
¿No te ha llegado el relato del Envolvente*? (1) Ese día habrá rostros humillados; (2) abrumados, fatigados. (3) Sufrirán el ardor de un fuego abrasador. (4) Se les dará de beber de un manantial en máxima ebullición. (5) No tendrán más alimento que un espino ponzoñoso, (6) que ni nutre ni sacia el hambre. (7) Ese día habrá rostros dichosos, (8) por su esfuerzo satisfechos (9) en un jardín elevado; (10) en el que no oirán ninguna frivolidad. (11) |
HafizEfendi.Com değişik dillerde kurani kerimi okumanizi sağlar.Sayfa Sayfa hatim okumanizda yardımcı sesli ve mealli olarak hazirlanmıştır.Bu sayfada okunan her harfden Peygamberimizin Mubarek Ruhu saadetleri için , ehli beytinin ashabi kiramın ruhları için tabiinin etbauttabiinin ruhları için peygamberler silsilesinin ervahi tayyibeleri için Ebubekir siddik efendimizden günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün sadati kiram hazerati için Sami efendi ve Musa efendilerin ruhları için Muhterem Ustadımız Osman Nuri Topbaş Hoca efendinin ruhaniyeti için okuyanların gelmiş geçmişlerin ruhları için Bilhassa Allah Rizasi için EL FatiHa Es Salavat
HafizEfendi.Com sitesi ziyaretçilerine ayetlerde yer alan kelimelerin tek tek Türkçe anlamlarını da sunarak, Kur'an da yer almayan bidatlerin nasıl meallerde yer aldığını göstermek ve ziyaretçilerin Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlamalarına vesile olmak amaçları ile hazırlanmıştır.
|