| Ayet Ayet Kuran-ı Kerim Oku | Kurani Kerim Dinle |
| Sayfa Sayfa Kurani Kerim Oku | Dini Oyun Oyna |
| Sure Sure Kurani Kerim OKU |
» Kurani Kerim 589.Sayfa 30.Cuz 84.Sure inşikak Suresi Ayet 14-25 Secde Yapmayi UNUTMA / 85.Sure Büruc Suresi Ayet 1-11

Sonraki Sayfaya GecKurani Kerim Ana Sayfaya GitOnceki Sayfaya Git

Sayfayi Dinlemek için Play a basin

Arapca Metin:Font = 20px - 30px - 40px - 50px
إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُوراً {13} إِنَّهُ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ {14} بَلَى إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيراً {15} فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ {16} وَاللَّيْلِ وَمَا وَسَقَ {17} وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ {18} لَتَرْكَبُنَّ طَبَقاً عَن طَبَقٍ {19} فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ {20} وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ {21} {س} بَلِ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ {22} وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ {23} فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ {24} إِلَّا الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ {25} ص

سورة البروج (85) ص 589
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَالسَّمَاء ذَاتِ الْبُرُوجِ {1} وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ {2} وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ {3} قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ {4} النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ {5} إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ {6} وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ {7} وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ {8} الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ {9} إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ {10} إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ {11} ص
Turkçe Turkish: 10px - 15px - 25px - 30px
O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı. (14) Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu. (15) (16) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz. (16) (17) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz. (17) (18) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz. (18) (19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz. (19) Böyleyken onlar acaba neden iman etmezler? (20) Onlar kendilerine Kur`an okununca secde de etmezler. (21) Aksine, kafirler yalanlıyorlar. (22) Halbuki Allah onların gizlediği şeyleri çok iyi bilir. (23) (Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele! (24) İman edip salih amel işleyenler başkadır; onlar için arkası kesilmeyen bir mükâfat vardır. / (25)

Rahman ve rahîm olan Allah'ın adıyla (1) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. (1) (2) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. (2) (3) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. (3) (4) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. (4) (5) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. (5) (6) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. (6) (7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. (7) (8) Onlardan, sırf, göklerin ve yerin mülkü kendisine ait olan, azîz ve hamîd olan Allah`a iman ettikleri için intikam aldılar. Oysa ki Allah her şeyi görür. (8) (9) Onlardan, sırf, göklerin ve yerin mülkü kendisine ait olan, azîz ve hamîd olan Allah`a iman ettikleri için intikam aldılar. Oysa ki Allah her şeyi görür. (9) Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır. (10) İman edip salih ameller işleyenlere ise, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur. (11)
Almanca Deutsch: 10px - 15px - 25px - 30px
Siehe, er dachte, daß er nie davon abkommen (und zu Allah zurückkehren) würde. (14) Doch nein! Sein Herr hat ihn wohl gesehen. (15) Nein! Ich schwöre bei der Abenddämmerung; (16) und bei der Nacht und dem, was sie verhüllt; (17) und bei dem Mond, wenn er voll wird, (18) daß ihr sicherlich von einem Zustand (der Not) in den anderen versetzt werdet. (19) Was also ist mit ihnen, daß sie nicht glauben, (20) und wenn ihnen der Qur`an verlesen wird, sich nicht in Anbetung niederwerfen? (21) Im Gegenteil, die da ungläubig sind, erklären (die Botschaft Allahs) für eine Lüge. (22) Und Allah weiß am besten, was sie verbergen. (23) Darum verkünde ihnen eine schmerzliche Strafe. (24) Nicht so denjenigen, die glauben und gute Werke tun - ihnen wird unendlicher Lohn zuteil sein. (25)

Im Namen Allahs, des Allerbarmers, des Barmherzigen! Beim Himmel mit seinen Türmen, (1) und beim verheißenen Tage, (2) und beim Zeugen und beim Bezeugten! (3) Verflucht sind die Leute des Grabens, (4) des Feuers, mit seinem Brennstoff. (5) Wie sie daran saßen! (6) Und sie werden das bezeugen, was sie den Gläubigen angetan haben. (7) Und sie grollten ihnen nur deshalb, weil sie an Allah glaubten, den Erhabenen, den Preiswürdigen, (8) Dem das Königreich der Himmel und der Erde gehört; und Allah ist Zeuge von allem. (9) Diejenigen, die die gläubigen Männer und die gläubigen Frauen heimsuchen und es dann nicht bereuen - für sie ist die Strafe der Dschahannam, und für sie ist die Strafe des Brennens (bestimmt). (10) Doch jene, die glauben und gute Werke tun - für sie sind Gärten, durch die Bäche fließen, (bestimmt). Das ist der größte Gewinn. (11)
ingilizce Eng Dr. Mohsin: 10px - 15px - 25px - 30px
Verily, he thought that he would never come back (to Us)! (14) Yes! Verily, his Lord has been ever beholding him! (15) So I swear by the afterglow of sunset; (16) And by the night and whatever it gathers in its darkness; (17) And by the moon when it is at the full, (18) You shall certainly travel from stage to stage (in this life and in the Hereafter). (19) What is the matter with them, that they believe not? (20) And when the Qur'ân is recited to them, they fall not prostrate, (21) Nay, those who disbelieve, belie (Prophet Muhammad (SAW) and whatever he brought, i.e. this Qur'ân and Islâmic Monotheism, etc.).[] (22) And Allâh knows best what they gather (of good and bad deeds), (23) So announce to them a painful torment. (24) Save those who believe and do righteous good deeds, for them is a reward that will never come to an end (i.e. Paradise). (25)

In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful By the heaven, holding the big stars[] (1) And by the Promised Day (i.e. the Day of Resurrection); (2) And by the witnessing day (i.e. Friday), and by the witnessed day [i.e. the day of 'Arafât (Hajj) the ninth of Dhul-Hîjjah]; (3) Cursed were the people of the Ditch (in the story of the Boy and the King).[] (4) Of fire fed with fuel, (5) When they sat by it (fire), (6) And they witnessed what they were doing against the believers (i.e. burning them). (7) And they had no fault except that they believed in Allâh, the All-Mighty, Worthy of all Praise! (8) To Whom belongs the dominion of the heavens and the earth! And Allâh is Witness over everything. (9) Verily, those who put into trial the believing men and believing women (by torturing them and burning them), and then do not turn in repentance, (to Allâh), then they will have the torment of Hell, and they will have the punishment of the burning Fire. (10) Verily, those who believe and do righteous good deeds, for them will be Gardens under which rivers flow (Paradise). That is the great success. (11)
ingilizce Eng Yusuf Ali: 10px - 15px - 25px - 30px
Truly, did he think that he would not have to return (to Us)! (14) Nay nay! For his Lord was (ever) watchful of him! (15) So I do call to witness the ruddy glow of Sunset; (16) The Night and its Homing; (17) And the Moon in her Fullness; (18) Ye shall surely travel from stage to stage. (19) What then is the matter with them, that they believe not?― (20) And when the Qur'an is read to them, they fall not prostrate, (21) But on the contrary the Unbelievers reject (it). (22) But Allah has full Knowledge of what they secrete (in their breasts). (23) So announce to them a Penalty Grievous, (24) Except to those who believe and work righteous deeds: for them is a Reward that will never fail. (25)

In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful By the Sky (displaying) the Zodiacal Signs; (1) By the promised Day (of Judgment); (2) By one that witnesses, and the subject of the witness― (3) Woe to the makers of the pit (of Fire), (4) Fire supplied (abundantly) with Fuel: (5) Behold! they sat over against the (fire), (6) And they witnessed (all) that they were doing against the Believers. (7) And they ill-treated them for no other reason than that they believed in Allah, Exalted in Power, worthy of all Praise!― (8) Him to Whom belongs the dominion of the heavens and the earth! and Allah is Witness to all things. (9) Those who persecute (or draw into temptation) the Believers, men and women and do not turn in repentance, will have the Penalty of Hell: they will have the Penalty of the Burning Fire. (10) For those who believe and do righteous deeds, will be Gardens Beneath which Rivers flow: that is the great Salvation (the fulfilment of all desires). (11)
French Fransizca: 10px - 15px - 25px - 30px
et il pensait que jamais il ne ressusciterait (14) Mais si! Certes, son Seigneur l’observait parfaitement. (15) Non!... Je jure par le crépuscule, (16) et par la nuit et ce qu’elle enveloppe, (17) et par la lune quand elle devient pleine lune! (18) Vous passerez, certes, par des états successifs! (19) Qu’ont-ils à ne pas croire? (20) et à ne pas se prosterner quand le Coran leur est lu(2)? (21) Mais ceux qui ne croient pas, le traitent plutôt de mensonge. (22) Or, Allah sait bien ce qu’ils dissimulent. (23) Annonce-leur donc un châtiment douloureux. (24) Sauf ceux qui croient et accomplissent les bonnes œuvres: à eux une récompense jamais interrompue. (25)

Au nom d’Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux Par le ciel aux constellations! (1) et par le jour promis! (2) et par le témoin(2) et ce dont on témoigne! (3) Périssent les gens de l’Uẖdūd(3), (4) par le feu plein de combustible, (5) cependant qu’ils étaient assis tout autour, (6) ils étaient ainsi témoins de ce qu’ils faisaient des croyants, (7) à qui ils ne leur reprochaient que d’avoir cru en Allah, le Puissant, le Digne de louange, (8) Auquel appartient la royauté des cieux et de la terre. Allah est témoin de toute chose. (9) Ceux qui font subir des épreuves aux croyants et aux croyantes, puis ne se repentent pas, auront le châtiment de l’Enfer et le supplice du feu. (10) Ceux qui croient et accomplissent les bonnes œuvres auront des Jardins sous lesquels coulent les ruisseaux. Cela est le grand succès. (11)
Endonezya indonesian: 10px - 15px - 25px - 30px
Sesungguhnya dia yakin bahwa dia sekali-kali tidak akan kembali [kepada Tuhannya]. (14) [Bukan demikian], yang benar, sesungguhnya Tuhannya selalu melihatnya. (15) Maka sesungguhnya Aku bersumpah dengan cahaya merah di waktu senja, (16) dan dengan malam dan apa yang diselubunginya, (17) dan dengan bulan apabila jadi purnama, (18) sesungguhnya kamu melalui tingkat demi tingkat [dalam kehidupan] [2]. (19) Mengapa mereka tidak mau beriman?, (20) Dan apabila Al Qur’an dibacakan kepada mereka, mereka tidak bersujud, (21) bahkan orang-orang kafir itu mendustakan[nya]. (22) Padahal Allah mengetahui apa yang mereka sembunyikan [dalam hati mereka]. (23) Maka beri kabar gembiralah mereka dengan azab yang pedih, (24) Tetapi orang-orang yang beriman dan beramal saleh, bagi mereka pahala yang tidak putus-putusnya. (25)

Dengan menyebut nama Allah Yang Maha Pemurah lagi Maha Penyayang Demi langit yang mempunyai gugusan bintang, (1) dan hari yang dijanjikan, (2) dan yang menyaksikan dan yang disaksikan. (3) Binasa dan terlaknatlah orang-orang yang membuat parit [1]. (4) yang berapi [dinyalakan dengan] kayu bakar, (5) ketika mereka duduk di sekitarnya, (6) sedang mereka menyaksikan apa yang mereka perbuat terhadap orang-orang yang beriman. (7) Dan mereka tidak menyiksa orang-orang mu’min itu melainkan karena orang-orang mu’min itu beriman kepada Allah Yang Maha Perkasa lagi Maha Terpuji, (8) Yang mempunyai kerajaan langit dan bumi dan Allah Maha Menyaksikan segala sesuatu. (9) Sesungguhnya orang-orang yang mendatangkan cobaan [2] kepada orang-orang yang mu’min laki-laki dan perempuan kemudian mereka tidak bertaubat, maka bagi mereka azab Jahannam dan bagi mereka azab [neraka] yang membakar. (10) Sesungguhnya orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal-amal yang saleh bagi mereka surga yang mengalir di bawahnya sungai-sungai; itulah keberuntungan yang besar. (11)
Malezya Malaysian: 10px - 15px - 25px - 30px
Sesungguhnya dia menyangka bahawa dia tidak sekali-kali akan kembali (kepada Kami untuk menerima balasan)! (14) (Sangkaannya itu tidak betul) bahkan dia tetap kembali! Sesungguhnya Tuhannya sentiasa Melihat dan Mengetahui keadaannya! (15) Maka Aku bersumpah, demi mega; (16) Dan malam serta segala yang dihimpunkannya; (17) Dan bulan apabila (penuh cahayanya) menjadi purnama: (18) Sesungguhnya kamu tetap melalui beberapa keadaan yang bertingkat-tingkat baik buruknya, (sebelum kamu menemui Tuhan, menerima kesenangan dan kebahagiaan atau sebaliknya) (19) Maka apakah alasan bagi mereka bersikap tidak mahu beriman? (20) Dan (apakah pula alasannya) apabila dibacakan Al-Quran kepada mereka, mereka tidak mahu taat dan sujud? (21) (Tidak ada satu alasan pun) bahkan orang-orang yang kafir, semata-mata mendustakannya; (22) Sedang Allah mengetahui apa yang mereka rahsiakan dalam hati. (23) Maka khabarkanlah kepada mereka dengan azab yang tidak terperi sakitnya; (24) Tetapi orang-orang yang beriman dan beramal soleh mereka beroleh pahala balasan yang tidak putus-putus. / (25)

Dengan nama Allah, Yang Maha Pemurah, lagi Maha Mengasihani Demi langit yang mempunyai tempat-tempat peredaran bintang-bintang; (1) Dan hari (pembalasan) yang dijanjikan; (2) Dan makhluk-makhluk yang hadir menyaksikan hari itu, serta segala keadaan yang disaksikan; (3) Celakalah kaum yang menggali parit, (4) (Parit) api yang penuh dengan bahan bakaran, (5) (Mereka dilaknat) ketika mereka duduk di kelilingnya, (6) Sambil mereka melihat apa yang mereka lakukan kepada orang-orang yang beriman. (7) Dan mereka tidak marah dan menyeksakan orang-orang yang beriman itu melainkan kerana orang-orang itu beriman kepada Allah Yang Maha Kuasa, lagi Maha Terpuji! (8) Tuhan yang menguasai segala alam langit dan bumi dan (ingatlah), Allah sentiasa menyaksikan tiap-tiap sesuatu. (9) Sesungguhnya orang-orang yang menimpakan bencana untuk memesongkan orang-orang lelaki yang beriman dan orang-orang perempuan yang beriman, kemudian mereka tidak bertaubat, maka mereka akan beroleh azab Neraka Jahanam (kerana perbuatan buruk itu) dan mereka akan beroleh lagi azab api yang kuat membakar (kerana mereka tidak bertaubat). (10) Sesungguhnya orang-orang yang beriman dan beramal soleh, mereka akan beroleh Syurga yang mengalir di bawahnya beberapa sungai; yang demikian itu ialah kemenangan yang besar. (11)
Spanish ispanya: 10px - 15px - 25px - 30px
pensando que no habría ningún retorno. (14) ¡Pero no! Su Señor lo estaba viendo. (15) Y ¡Juro por el rojo del crepúsculo! (16) Y por la noche y lo que encierra. (17) Y por la luna cuando se hace llena, (18) que iréis pasando estadio tras estadio. (19) ¿Qué les pasa pues que no creen (20) y que cuando leen el Corán no se postran? (21) Sin embargo los que no creen niegan la verdad; (22) aunque Allah sabe bien lo que ocultan. (23) Anúnciales un doloroso castigo. (24) Pero no así a los que creen y practican las acciones de bien, porque ésos tendrán una recompensa incesante. (25)

En el nombre de Allah, el Misericordioso, el Compasivo ¡Por el cielo de constelaciones! (1) ¡Por el día prometido! (2) ¡Por un testigo y un atestiguado! (3) !Que mueran los Dueños del Foso*! (4) El fuego bien alimentado. (5) Cuando ellos estaban a su alrededor sentados (6) y eran testigos de lo que hacían con los creyentes. (7) Y sólo se vengaron de ellos por creer en Allah, el Poderoso, el Digno de alabanza. (8) Aquel a Quien pertenece el dominio de los cielos y de la tierra.Y Allah es Testigo de todas las cosas. (9) Los que pusieron a prueba con el tormento a los creyentes y no se volvieron en arrepentimiento, tendrán el castigo de Yahannam y tendrán el castigo del Hariq. (10) Los que creen y practican las acciones de bien, tendrán jardines por cuyo suelo corren los ríos. Ese es el gran triunfo. (11)



HafizEfendi.Com değişik dillerde kurani kerimi okumanizi sağlar.Sayfa Sayfa hatim okumanizda yardımcı sesli ve mealli olarak hazirlanmıştır.Bu sayfada okunan her harfden Peygamberimizin Mubarek Ruhu saadetleri için , ehli beytinin ashabi kiramın ruhları için tabiinin etbauttabiinin ruhları için peygamberler silsilesinin ervahi tayyibeleri için Ebubekir siddik efendimizden günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün sadati kiram hazerati için Sami efendi ve Musa efendilerin ruhları için Muhterem Ustadımız Osman Nuri Topbaş Hoca efendinin ruhaniyeti için okuyanların gelmiş geçmişlerin ruhları için Bilhassa Allah Rizasi için EL FatiHa Es Salavat

HafizEfendi.Com sitesi ziyaretçilerine ayetlerde yer alan kelimelerin tek tek Türkçe anlamlarını da sunarak, Kur'an da yer almayan bidatlerin nasıl meallerde yer aldığını göstermek ve ziyaretçilerin Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlamalarına vesile olmak amaçları ile hazırlanmıştır.
Telif bilgisi : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi ve döküman kaynak gösterilerek veya göstermeksizin kullanılabilir.
  Anasayfa    Bize ulaşın