Wa As-Samā'i Wa Aţ-Ţāriqi  | 086001.Göğe ve târıka andolsun. | وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ |
Wa Mā 'Adrāka Mā Aţ-Ţāriqu  | 086002.Târıkın ne olduğunu sen ne bileceksin? | وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ |
An-Najmu Ath-Thāqibu  | 086003.O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır. | النَّجْمُ الثَّاقِبُ |
'In Kullu Nafsin Lammā `Alayhā Ĥāfižun  | 086004.Hiçbir kimse yoktur ki, üzerinde koruyucu bulunmasın.1 | إِنْ كُلُّ نَفْس ٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظ ٌ |
Falyanžuri Al-'Insānu Mimma Khuliqa  | 086005.Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın. | فَلْيَنظُرِ الإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ |
Khuliqa Min Mā'in Dāfiqin  | 086006.Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. | خُلِقَ مِنْ مَاء ٍ دَافِق ٍ |
Yakhruju Min Bayni Aş-Şulbi Wa At-Tarā'ibi  | 086007.Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar. | يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ |
'Innahu `Alá Raj`ihi Laqādirun  | 086008.Şüphesiz Allahın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter. | إِنَّه ُُ عَلَى رَجْعِه ِِ لَقَادِر ٌ |
Yawma Tublá As-Sarā'iru  | 086009.Bütün sırların yoklanacağı günü hatırla! | يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ |
Famā Lahu Min Qūwatin Wa Lā Nāşirin  | 086010.(O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı. | فَمَا لَه ُُ مِنْ قُوَّة ٍ وَلاَ نَاصِر ٍ |
Wa As-Samā'i Dhāti Ar-Raj`i  | 086011.Yağmurlu göğe andolsun, | وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ |
Wa Al-'Arđi Dhāti Aş-Şad`i  | 086012.Yarık yarık çatlamış yere andolsun. | وَالأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ |
'Innahu Laqawlun Faşlun  | 086013.Şüphesiz o Kuran, hak ile bâtılı ayırd eden bir sözdür. | إِنَّه ُُ لَقَوْل ٌ فَصْل ٌ |
Wa Mā Huwa Bil-Hazli  | 086014.O, boş bir söz değildir. | وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ |
'Innahum Yakīdūna Kaydāan  | 086015.Şüphesiz onlar bir tuzak kurarlar, | إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدا ً |
Wa 'Akīdu Kaydāan  | 086016.Ben de bir tuzak kurarım.2 | وَأَكِيدُ كَيْدا ً |
Famahhili Al-Kāfirīna 'Amhilhum Ruwaydāan  | 086017.Artık sen inkârcılara mühlet ver; onlara biraz zaman tanı! | فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدا ً |