Nūn Wa Al-Qalami Wa Mā Yasţurūna  | 068001,2.Nûn.(Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki,sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. | نُون وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ |
Mā 'Anta Bini`mati Rabbika Bimajnūnin  | 068002. | مَا أَنْتَ بِنِعْمَةِ رَبِّكَ بِمَجْنُون ٍ |
Wa 'Inna Laka La'ajrāan Ghayra Mamnūnin  | 068003.Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır. | وَإِنَّ لَكَ لَأَجْراً غَيْرَ مَمْنُون ٍ |
Wa 'Innaka La`alá Khuluqin `Ažīmin  | 068004.Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. | وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيم ٍ |
Fasatubşiru Wa Yubşirūna  | 068005,6.Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar dagörecekler. | فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ |
Bi'ayyyikumu Al-Maftūnu  | 068006. | بِأَيّيِكُمُ الْمَفْتُونُ |
'Inna Rabbaka Huwa 'A`lamu Biman Đalla `An Sabīlihi Wa Huwa 'A`lamu Bil-Muhtadīna  | 068007.Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O,hidayete erenleri de daha iyi bilir. | إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبِيلِه ِِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ |
Falā Tuţi`i Al-Mukadhdhibīna  | 068008.O halde yalanlayanlara boyun eğme. | فَلاَ تُطِعِ الْمُكَذِّبِينَ |
Wa Ddū Law Tud/hinu Fayud/hinūna  | 068009.İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşakdavransınlar.2 | وَدُّوا لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ |
Wa Lā Tuţi` Kulla Ĥallāfin Mahīnin  | 068010,11,12,13,14.Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan,durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış,kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal veoğulları vardır diye, sakın boyun eğme. | وَلاَ تُطِعْ كُلَّ حَلاَّف ٍ مَهِين ٍ |
Hammāzin Mashshā'in Binamīmin  | 068011. | هَمَّاز ٍ مَشَّاء ٍ بِنَمِيم ٍ |
Mannā`in Lilkhayri Mu`tadin 'Athīmin  | 068012. | مَنَّاع ٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيم ٍ |
`Utullin Ba`da Dhālika Zanīmin  | 068013. | عُتُلّ ٍ بَعْدَ ذَلِكَ زَنِيم ٍ |
'An Kāna Dhā Mālin Wa Banīna  | 068014. | أَنْ كَانَ ذَا مَال ٍ وَبَنِينَ |
'Idhā Tutlá `Alayhi 'Āyātunā Qāla 'Asāţīru Al-'Awwalīna  | 068015.Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, Öncekilerin masalları! der. | إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الأَوَّلِينَ |
Sanasimuhu `Alá Al-Khurţūmi  | 068016.Yakında biz onun burnunu damgalayacağız. | سَنَسِمُه ُُ عَلَى الْخُرْطُومِ |
'Innā Balawnāhum Kamā Balawnā 'Aşĥāba Al-Jannati 'Idh 'Aqsamū Layaşrimunnahā Muşbiĥīna  | 068017.Şüphesiz biz, vaktiyle bahçe sahiplerine belâ verdiğimiz gibi,onlara (Mekkeli inkarcılara) da belâ verdik. Hani o bahçe sahipleri, sabaherkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yeminetmişlerdi. | إِنَّا بَلَوْنَاهُمْ كَمَا بَلَوْنَا أَصْحَابَ الْجَنَّةِ إِذْ أَقْسَمُوا لَيَصْرِمُنَّهَا مُصْبِحِينَ |
Wa Lā Yastathnūna  | 068018.(Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. (İnşaallahdemiyorlardı.) | وَلاَ يَسْتَثْنُونَ |
Faţāfa `Alayhā Ţā'ifun Min Rabbika Wa Hum Nā'imūna  | 068019.Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı. | فَطَافَ عَلَيْهَا طَائِف ٌ مِنْ رَبِّكَ وَهُمْ نَائِمُونَ |
Fa'aşbaĥat Kālşşarīmi  | 068020.Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü. | فَأَصْبَحَتْ كَالصَّرِيمِ |
Fatanādaw Muşbiĥīna  | 068021,22.Derken, sabahleyin birbirlerine, Haydi, eğer ürününüzüdevşirecekseniz erkenden gidin diye seslendiler. | فَتَنَادَوا مُصْبِحِينَ |
'Ani Aghdū `Alá Ĥarthikum 'In Kuntum Şārimīna  | 068022. | أَنِ اغْدُوا عَلَى حَرْثِكُمْ إِنْ كُنتُمْ صَارِمِينَ |
Fānţalaqū Wa Hum Yatakhāfatūna  | 068023,24.Bunun üzerine, Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınızasokulmasın diye fısıldaşarak yola koyuldular. | فَانطَلَقُوا وَهُمْ يَتَخَافَتُونَ |
'An Lā Yadkhulannahā Al-Yawma `Alaykum Miskīnun  | 068024. | أَنْ لاَ يَدْخُلَنَّهَا الْيَوْمَ عَلَيْكُمْ مِسْكِين ٌ |
Waghadaw `Alá Ĥardin Qādirīna  | 068025.(Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği halde (böyle söyleyerek)erkenden yola çıktılar. | وَغَدَوْا عَلَى حَرْد ٍ قَادِرِينَ |
Falammā Ra'awhā Qālū 'Innā Lađāllūna  | 068026.Fakat bahçeyi o halde gördüklerinde, Biz mutlaka yolumuzu şaşırmışolmalıyız! dediler. | فَلَمَّا رَأَوْهَا قَالُوا إِنَّا لَضَالُّونَ |
Bal Naĥnu Maĥrūmūna  | 068027.(Gerçeği anlayınca da), Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!dediler. | بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ |
Qāla 'Awsaţuhum 'Alam 'Aqul Lakum Lawlā Tusabbiĥūna  | 068028.Onların en akl-ı selim sahibi olanı, Ben size Rabbinizi tespihetseydiniz ya! dememiş miydim? dedi. | قَالَ أَوْسَطُهُمْ أَلَمْ أَقُلْ لَكُمْ لَوْلاَ تُسَبِّحُونَ |
Qālū Subĥāna Rabbinā 'Innā Kunnā Žālimīna  | 068029.Onlar, Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalimkimseler imişiz dediler. | قَالُوا سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ |
Fa'aqbala Ba`đuhum `Alá Ba`đin Yatalāwamūna  | 068030.Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar. | فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْض ٍ يَتَلاَوَمُونَ |
Qālū Yā Waylanā 'Innā Kunnā Ţāghīna  | 068031.Şöyle dediler: Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz! | قَالُوا يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا طَاغِينَ |
`Asá Rabbunā 'An Yubdilanā Khayrāan Minhā 'Innā 'Ilá Rabbinā Rāghibūna  | 068032.Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü bizartık Rabbimizi arzulayanlarız. | عَسَى رَبُّنَا أَنْ يُبْدِلَنَا خَيْرا ً مِنْهَا إِنَّا إِلَى رَبِّنَا رَاغِبُونَ |
Kadhālika Al-`Adhābu Wa La`adhābu Al-'Ākhirati 'Akbaru Law Kānū Ya`lamūna  | 068033.İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah birbilselerdi! | كَذَلِكَ الْعَذَابُ وَلَعَذَابُ الآخِرَةِ أَكْبَرُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ |
'Inna Lilmuttaqīna `Inda Rabbihim Jannāti An-Na`īmi  | 068034.Şüphesiz Allaha karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîmcennetleri vardır. | إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ |
'Afanaj`alu Al-Muslimīna Kālmujrimīna  | 068035.Biz müslümanları suçlular gibi kılar mıyız? | أَفَنَجْعَلُ الْمُسْلِمِينَ كَالْمُجْرِمِينَ |
Mā Lakum Kayfa Taĥkumūna  | 068036.Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? | مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ |
'Am Lakum Kitābun Fīhi Tadrusūna  | 068037.Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mıokuyorsunuz? | أَمْ لَكُمْ كِتَاب ٌ فِيه ِِ تَدْرُسُونَ |
'Inna Lakum Fīhi Lamā Takhayyarūna  | 068038.Onda, Seçip beğendiğiniz her şey mutlaka sizindir (diye mi yazılı?) | إِنَّ لَكُمْ فِيه ِِ لَمَا تَخَيَّرُونَ |
'Am Lakum 'Aymānun `Alaynā Bālighatun 'Ilá Yawmi Al-Qiyāmati 'Inna Lakum Lamā Taĥkumūna  | 068039.Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyametekadar sürecek kesin sözler mi aldınız? | أَمْ لَكُمْ أَيْمَانٌ عَلَيْنَا بَالِغَة ٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ إِنَّ لَكُمْ لَمَا تَحْكُمُونَ |
Salhum 'Ayyuhum Bidhālika Za`īmun  | 068040.Sor onlara: Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir? | سَلْهُم أَيُّهُمْ بِذَلِكَ زَعِيم ٌ |
'Am Lahum Shurakā'u Falya'tū Bishurakā'ihim 'In Kānū Şādiqīna  | 068041.Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydigetirsinler ortaklarını! | أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ فَلْيَأْتُوا بِشُرَكَائِهِمْ إِنْ كَانُوا صَادِقِينَ |
Yawma Yukshafu `An Sāqin Wa Yud`awna 'Ilá As-Sujūdi Falā Yastaţī`ūna  | 068042,43.Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeyeçağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde bunagüç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlarsağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı. | يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ سَاق ٍ وَيُدْعَوْنَ إِلَى السُّجُودِ فَلاَ يَسْتَطِيعُونَ |
Khāshi`atan 'Abşāruhum Tarhaquhum Dhillatun Wa Qad Kānū Yud`awna 'Ilá As-Sujūdi Wa Hum Sālimūna  | 068043. | خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّة ٌ وَقَدْ كَانُوا يُدْعَوْنَ إِلَى السُّجُودِ وَهُمْ سَالِمُونَ |
Fadharnī Wa Man Yukadhdhibu Bihadhā Al-Ĥadīthi Sanastadrijuhum Min Ĥaythu Lā Ya`lamūna  | 068044.(Ey Muhammed!) Bu sözü (Kuranı) yalanlayanlarla beni başbaşa bırak. Biz onlarıbilemeyecekleri biçimde adım adım helaka yaklaştıracağız. | فَذَرْنِي وَمَنْ يُكَذِّبُ بِهَذَا الْحَدِيثِ سَنَسْتَدْرِجُهُمْ مِنْ حَيْثُ لاَ يَعْلَمُونَ |
Wa 'Umlī Lahum 'Inna Kaydī Matīnun  | 068045.Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım sağlamdır. | وَأُمْلِي لَهُمْ إِنَّ كَيْدِي مَتِين ٌ |
'Am Tas'aluhum 'Ajrāan Fahum Min Maghramin Muthqalūna  | 068046.Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır birborç yükü altına mı girmişlerdir? | أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرا ً فَهُمْ مِنْ مَغْرَم ٍ مُثْقَلُونَ |
'Am `Indahumu Al-Ghaybu Fahum Yaktubūna  | 068047.Yahut gayb (levh-i mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundanaktarıp) yazıyorlar? | أَمْ عِنْدَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ |
Fāşbir Liĥukmi Rabbika Wa Lā Takun Kaşāĥibi Al-Ĥūti 'Idh Nādá Wa Huwa Makžūmun  | 068048.Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o,(balığın karnında) kederli bir halde Rabbine yakarmıştı.3 | فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلاَ تَكُنْ كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَى وَهُوَ مَكْظُوم ٌ |
Lawlā 'An Tadārakahu Ni`matun Min Rabbihi Lanubidha Bil-`Arā'i Wa Huwa Madhmūmun  | 068049.Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmışbir halde ıssız bir yere atılacaktı. | لَوْلاَ أَنْ تَدَارَكَه ُُ نِعْمَة ٌ مِنْ رَبِّه ِِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُوم ٌ |
Fājtabāhu Rabbuhu Faja`alahu Mina Aş-Şāliĥīna  | 068050.(Fakat böyle olmadı.) Rabbi onu (peygamber olarak) seçti ve salihkimselerden kıldı. | فَاجْتَبَاه ُُ رَبُّه ُُ فَجَعَلَه ُُ مِنَ الصَّالِحِينَ |
Wa 'In Yakādu Al-Ladhīna Kafarū Layuzliqūnaka Bi'abşārihim Lammā Sami`ū Adh-Dhikra Wa Yaqūlūna 'Innahu Lamajnūnun  | 068051.Şüphesiz inkar edenler Zikri (Kur-anı) duydukları zaman neredeyseseni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) Hiç şüphe yok o bir delidirdiyorlar. | وَإِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّه ُُ لَمَجْنُون ٌ |
Wa Mā Huwa 'Illā Dhikrun Lil`ālamīna  | 068052.Halbuki o (Kuran), âlemler için ancak bir öğüttür. | وَمَا هُوَ إِلاَّ ذِكْر ٌ لِلْعَالَمِينَ |