Tabāraka Al-Ladhī Biyadihi Al-Mulku Wa Huwa `Alá Kulli Shay'in Qadīrun  | 067001.Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücüyetendir. | تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْء ٍ قَدِير ٌ |
Al-Ladhī Khalaqa Al-Mawta Wa Al-Ĥayāata Liyabluwakum 'Ayyukum 'Aĥsanu `Amalāan Wa Huwa Al-`Azīzu Al-Ghafūru  | 067002.O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatıyaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. | الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلا ً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ |
Al-Ladhī Khalaqa Sab`a Samāwātin Ţibāqāan Mā Tará Fī Khalqi Ar-Raĥmāni Min Tafāwutin Fārji`i Al-Başara Hal Tará Min Fuţūrin  | 067003.O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmânın yaratışında hiçbiruyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik)görüyor musun? | الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَات ٍ طِبَاقا ً مَا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَنِ مِنْ تَفَاوُت ٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَى مِنْ فُطُور ٍ |
Thumma Arji`i Al-Başara Karratayni Yanqalib 'Ilayka Al-Başaru Khāsi'āan Wa Huwa Ĥasīrun  | 067004.Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliğibulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir. | ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئا ً وَهُوَ حَسِير ٌ |
Wa Laqad Zayyannā As-Samā'a Ad-Dunyā Bimaşābīĥa Wa Ja`alnāhā Rujūmāan Lilshshayāţīni Wa 'A`tadnā Lahum `Adhāba As-Sa`īri  | 067005.Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlaraatılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabınıhazırladık.1 | وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُوما ً لِلشَّيَاطِينِ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ |
Wa Lilladhīna Kafarū Birabbihim `Adhābu Jahannama Wa Bi'sa Al-Maşīru  | 067006.Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacakyerdir orası! | وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ |
'Idhā 'Ulqū Fīhā Sami`ū Lahā Shahīqāan Wa Hiya Tafūru  | 067007.Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyuişitirler. | إِذَا أُلْقُوا فِيهَا سَمِعُوا لَهَا شَهِيقا ً وَهِيَ تَفُورُ |
Takādu Tamayyazu Mina Al-Ghayži Kullamā 'Ulqiya Fīhā Fawjun Sa'alahum Khazanatuhā 'Alam Ya'tikum Nadhīrun  | 067008.Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir toplulukatıldıkça oranın bekçileri onlara, Size bir uyarıcı gelmemiş miydi? diyesorarlar. | تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْج ٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِير ٌ |
Qālū Balá Qad Jā'anā Nadhīrun Fakadhdhabnā Wa Qulnā Mā Nazzala Allāhu Min Shay'in 'In 'Antum 'Illā Fī Đalālin Kabīrin  | 067009.Onlar da şöyle derler: Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onuyalanlamış ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük birsapıklık içindesiniz demiştik. | قَالُوا بَلَى قَدْ جَاءَنَا نَذِير ٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِنْ شَيْء ٍ إِنْ أَنْتُمْ إِلاَّ فِي ضَلاَل ٍ كَبِير ٍ |
Wa Qālū Law Kunnā Nasma`u 'Aw Na`qilu Mā Kunnā Fī 'Aşĥābi As-Sa`īri  | 067010.Yine şöyle derler: Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık,şu alevli ateştekilerden olmazdık. | وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ |
Fā`tarafū Bidhanbihim Fasuĥqāan Li'şĥābi As-Sa`īri  | 067011.İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekilerAllahın rahmetinden uzak olsun! | فَاعْتَرَفُوا بِذَنْبِهِمْ فَسُحْقا ً لِأصْحَابِ السَّعِيرِ |
'Inna Al-Ladhīna Yakhshawna Rabbahum Bil-Ghaybi Lahum Maghfiratun Wa 'Ajrun Kabīrun  | 067012.Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyükbir mükafat vardır. | إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ لَهُمْ مَغْفِرَة ٌ وَأَجْر ٌ كَبِير ٌ |
Wa 'Asirrū Qawlakum 'Aw Ajharū Bihi 'Innahu `Alīmun Bidhāti Aş-Şudūri  | 067013.Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah,sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir. | وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوْ اجْهَرُوا بِهِ~ِ إِنَّه ُُ عَلِيم ٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ |
'Alā Ya`lamu Man Khalaqa Wa Huwa Al-Laţīfu Al-Khabīru  | 067014.Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıylahaberdardır. | أَلاَ يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ |
Huwa Al-Ladhī Ja`ala Lakumu Al-'Arđa Dhalūlāan Fāmshū Fī Manākibihā Wa Kulū Min Rizqihi Wa 'Ilayhi An-Nushūru  | 067015.O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerindeyürüyün ve Allahın rızkından yiyin. Dönüş ancak onadır. | هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الأَرْضَ ذَلُولا ً فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِه ِِ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ |
'A'amintum Man Fī As-Samā'i 'An Yakhsifa Bikumu Al-'Arđa Fa'idhā Hiya Tamūru  | 067016.Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman)bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle çalkalanıyor. | أَأَمِنتُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ أَنْ يَخْسِفَ بِكُمُ الأَرْضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ |
'Am 'Amintum Man Fī As-Samā'i 'An Yursila `Alaykum Ĥāşibāan Fasata`lamūna Kayfa Nadhīri  | 067017.Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden miemin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz! | أَمْ أَمِنتُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ أَنْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبا ً فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذِيرِ |
Wa Laqad Kadhdhaba Al-Ladhīna Min Qablihim Fakayfa Kāna Nakīri  | 067018.Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkar etmenin sonucunasıl oldu!? | وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ |
'Awalam Yaraw 'Ilá Aţ-Ţayri Fawqahum Şāffātin Wa Yaqbiđna Mā Yumsikuhunna 'Illā Ar-Raĥmānu 'Innahu Bikulli Shay'in Başīrun  | 067019.Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada)ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi hakkıyla görendir. | أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّات ٍ وَيَقْبِضْنَ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلاَّ الرَّحْمَنُ إِنَّه ُُ بِكُلِّ شَيْء ٍ بَصِير ٌ |
'Amman Hādhā Al-Ladhī Huwa Jundun Lakum Yanşurukum Min Dūni Ar-Raĥmāni 'Ini Al-Kāfirūna 'Illā Fī Ghurūrin  | 067020.Yahut Rahmândan başka size yardım edecek şu ordunuz (taraftarlarınız)kimlerdir? İnkarcılar ancak bir aldanış içindedirler. | أَمَّنْ هَذَا الَّذِي هُوَ جُند ٌ لَكُمْ يَنصُرُكُمْ مِنْ دُونِ الرَّحْمَنِ إِنِ الْكَافِرُونَ إِلاَّ فِي غُرُور ٍ |
'Amman Hādhā Al-Ladhī Yarzuqukum 'In 'Amsaka Rizqahu Bal Lajjū Fī `Utūwin Wa Nufūrin  | 067021.Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır,onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular. | أَمَّنْ هَذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَه ُُ بَلْ لَجُّوا فِي عُتُوّ ٍ وَنُفُور ٍ |
'Afaman Yamshī Mukibbāan `Alá Wajhihi 'Ahdá 'Amman Yamshī Sawīyāan `Alá Şirāţin Mustaqīmin  | 067022.Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksadosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? | أَفَمَنْ يَمْشِي مُكِبّاً عَلَى وَجْهِهِ~ِ أَهْدَى أَمَّنْ يَمْشِي سَوِيّاً عَلَى صِرَاط ٍ مُسْتَقِيم ٍ |
Qul Huwa Al-Ladhī 'Ansha'akum Wa Ja`ala Lakumu As-Sam`a Wa Al-'Abşāra Wa Al-'Af'idata Qalīlāan Mā Tashkurūna  | 067023.De ki: O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir.Ne kadar da az şükrediyorsunuz! | قُلْ هُوَ الَّذِي أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالأَبْصَارَ وَالأَفْئِدَةَ قَلِيلا ً مَا تَشْكُرُونَ |
Qul Huwa Al-Ladhī Dhara'akum Fī Al-'Arđi Wa 'Ilayhi Tuĥsharūna  | 067024.De ki: O, Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak onun huzurundatoplanacaksınız. | قُلْ هُوَ الَّذِي ذَرَأَكُمْ فِي الأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ |
Wa Yaqūlūna Matá Hādhā Al-Wa`du 'In Kuntum Şādiqīna  | 067025.Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?diyorlar. | وَيَقُولُونَ مَتَى هَذَا الْوَعْدُ إِنْ كُنتُمْ صَادِقِينَ |
Qul 'Innamā Al-`Ilmu `Inda Allāhi Wa 'Innamā 'Anā Nadhīrun Mubīnun  | 067026.De ki: O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık biruyarıcıyım. | قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِنْدَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِير ٌ مُبِين ٌ |
Falammā Ra'awhu Zulfatan Sī'at Wujūhu Al-Ladhīna Kafarū Wa Qīla Hādhā Al-Ladhī Kuntum Bihi Tadda`ūna  | 067027.Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkar edenlerin yüzleri kötüleşir veonlara, İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir denir. | فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَة ً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَذَا الَّذِي كُنتُمْ بِه ِِ تَدَّعُونَ |
Qul 'Ara'aytum 'In 'Ahlakaniya Allāhu Wa Man Ma`ī 'Aw Raĥimanā Faman Yujīru Al-Kāfirīna Min `Adhābin 'Alīmin  | 067028.De ki: Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekilerihelak etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkarcıları elem dolu bir azaptankim koruyacak? | قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَنْ مَعِي أَوْ رَحِمَنَا فَمَنْ يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيم ٍ |
Qul Huwa Ar-Raĥmānu 'Āmannā Bihi Wa `Alayhi Tawakkalnā Fasata`lamūna Man Huwa Fī Đalālin Mubīnin  | 067029.De ki: O, Rahmândır. Ona iman ettik, yalnızca ona tevekkül ettik.Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz! | قُلْ هُوَ الرَّحْمَنُ آمَنَّا بِه ِِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلاَل ٍ مُبِين ٍ |
Qul 'Ara'aytum 'In 'Aşbaĥa Mā'uukum Ghawrāan Faman Ya'tīkum Bimā'in Ma`īnin  | 067030.De ki: Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akarsu getirir? | قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرا ً فَمَنْ يَأْتِيكُمْ بِمَاء ٍ مَعِين ٍ |