Wa Adh-Dhāriyāti Dharwan  | 051001,2,3,4,5,6.Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara,iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur.Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.1 | وَالذَّارِيَاتِ ذَرْوا ً |
Fālĥāmilāti Wiqrāan  | 051002. | فَالْحَامِلاَتِ وِقْرا ً |
Fāljāriyāti Yusrāan  | 051003. | فَالْجَارِيَاتِ يُسْرا ً |
Fālmuqassimāti 'Amrāan  | 051004. | فَالْمُقَسِّمَاتِ أَمْرا ً |
'Innamā Tū`adūna Laşādiqun  | 051005. | إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِق ٌ |
Wa 'Inna Ad-Dīna Lawāqi`un  | 051006. | وَإِنَّ الدِّينَ لَوَاقِع ٌ |
Wa As-Samā'i Dhāti Al-Ĥubuki  | 051007,8.Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkaksiz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz. | وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْحُبُكِ |
'Innakum Lafī Qawlin Mukhtalifin  | 051008. | إِنَّكُمْ لَفِي قَوْل ٍ مُخْتَلِف ٍ |
Yu'ufaku `Anhu Man 'Ufika  | 051009.Ondan (Peygamberden) çevrilen çevrilir. | يُؤْفَكُ عَنْهُ مَنْ أُفِكَ |
Qutila Al-Kharrāşūna  | 051010,11.Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve Muhammed şairdir, delidirdiyen) yalancılar kahrolsun! | قُتِلَ الْخَرَّاصُونَ |
Al-Ladhīna Hum Fī Ghamratin Sāhūna  | 051011. | الَّذِينَ هُمْ فِي غَمْرَة ٍ سَاهُونَ |
Yas'alūna 'Ayyāna Yawmu Ad-Dīni  | 051012.Ceza günü ne zaman? diye sorarlar. | يَسْأَلُونَ أَيَّانَ يَوْمُ الدِّينِ |
Yawma Hum `Alá An-Nāri Yuftanūna  | 051013,14.Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlaraşöyle der): Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur. | يَوْمَ هُمْ عَلَى النَّارِ يُفْتَنُونَ |
Dhūqū Fitnatakum Hādhā Al-Ladhī Kuntum Bihi Tasta`jilūna  | 051014. | ذُوقُوا فِتْنَتَكُمْ هَذَا الَّذِي كُنتُمْ بِه ِِ تَسْتَعْجِلُونَ |
'Inna Al-Muttaqīna Fī Jannātin Wa `Uyūnin  | 051015,16.Şüphesiz Allaha karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerineverdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar.Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. | إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّات ٍ وَعُيُون ٍ |
'Ākhidhīna Mā 'Ātāhum Rabbuhum 'Innahum Kānū Qabla Dhālika Muĥsinīna  | 051016. | آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُحْسِنِينَ |
Kānū Qalīlāan Mina Al-Layli Mā Yahja`ūna  | 051017.Geceleri pek az uyurlardı. | كَانُوا قَلِيلا ً مِنَ اللَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ |
Wa Bil-'Asĥāri Hum Yastaghfirūna  | 051018.Seherlerde bağışlama dilerlerdi. | وَبِالأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ |
Wa Fī 'Amwālihim Ĥaqqun Lilssā'ili Wa Al-Maĥrūmi  | 051019.Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrumolanlar için bir hak vardır. | وَفِي أَمْوَالِهِمْ حَقّ ٌ لِلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ |
Wa Fī Al-'Arđi 'Āyātun Lilmūqinīna  | 051020,21.Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizdebirçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz? | وَفِي الأَرْضِ آيَات ٌ لِلْمُوقِنِينَ |
Wa Fī 'Anfusikum 'Afalā Tubşirūna  | 051021. | وَفِي أَنفُسِكُمْ أَفَلاَ تُبْصِرُونَ |
Wa Fī As-Samā'i Rizqukum Wa Mā Tū`adūna  | 051022.Gökte rızkınız ve size vaad olunan şeyler vardır. | وَفِي السَّمَاءِ رِزْقُكُمْ وَمَا تُوعَدُونَ |
Fawarabbi As-Samā'i Wa Al-'Arđi 'Innahu Laĥaqqun Mithla Mā 'Annakum Tanţiqūna  | 051023.Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki o (size vadolunanlar), sizinkonuşmanız gibi gerçektir. | فَوَرَبِّ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ إِنَّه ُُ لَحَقّ ٌ مِثْلَ مَا أَنَّكُمْ تَنطِقُونَ |
Hal 'Atāka Ĥadīthu Đayfi 'Ibrāhīma Al-Mukramīna  | 051024.(Ey Muhammed!) İbrahimin ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldimi? | هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ ضَيْفِ إِبْرَاهِيمَ الْمُكْرَمِينَ |
'Idh Dakhalū `Alayhi Faqālū Salāmāan Qāla Salāmun Qawmun Munkarūna  | 051025.Hani onlar, İbrahimin yanına varmışlar ve Selâm olsun sana!demişlerdi. O da Size de selâm olsun. demiş, Bunlar tanınmamış(yabancı) kimseler (diye düşünmüştü). | إِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلاَما ً قَالَ سَلاَم ٌ قَوْم ٌ مُنكَرُونَ |
Farāgha 'Ilá 'Ahlihi Fajā'a Bi`ijlin Samīnin  | 051026.Hissettirmeden ailesinin yanına gidip, (pişirilmiş) semiz bir buzağıgetirdi. | فَرَاغَ إِلَى أَهْلِه ِِ فَجَاءَ بِعِجْل ٍ سَمِين ٍ |
Faqarrabahu 'Ilayhim Qāla 'Alā Ta'kulūna  | 051027.Onu önlerine koydu. Yemez misiniz? dedi. | فَقَرَّبَهُ~ُ إِلَيْهِمْ قَالَ أَلاَ تَأْكُلُونَ |
Fa'awjasa Minhum Khīfatan Qālū Lā Takhaf Wa Bashsharūhu Bighulāmin `Alīmin  | 051028.(Yemediklerini görünce) onlardan İbrahimin içine bir korku düştü.Onlar, korkma dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler. | فَأَوْجَسَ مِنْهُمْ خِيفَة ً قَالُوا لاَ تَخَفْ وَبَشَّرُوه ُُ بِغُلاَمٍ عَلِيم ٍ |
Fa'aqbalati Amra'atuhu Fī Şarratin Faşakkat Wajhahā Wa Qālat `Ajūzun `Aqīmun  | 051029.Bunun üzerine karısı bir çığlık kopararak yönelip elini yüzüne vurdu.Ben kısır bir kocakarıyım (nasıl çocuğum olabilir?) dedi. | فَأَقْبَلَتِ امْرَأَتُه ُُ فِي صَرَّة ٍ فَصَكَّتْ وَجْهَهَا وَقَالَتْ عَجُوزٌ عَقِيم ٌ |
Qālū Kadhāliki Qāla Rabbuki 'Innahu Huwa Al-Ĥakīmu Al-`Alīmu  | 051030.Onlar dediler ki: Rabbin böyle buyurdu. Şüphesiz O, hüküm ve hikmetsahibidir, hakkıyla bilendir. | قَالُوا كَذَلِكِ قَالَ رَبُّكِ إِنَّه ُُ هُوَ الْحَكِيمُ الْعَلِيمُ |
Qāla Famā Khaţbukum 'Ayyuhā Al-Mursalūna  | 051031.İbrahim onlara: O halde asıl işiniz nedir ey elçiler? dedi. | قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ |
Qālū 'Innā 'Ursilnā 'Ilá Qawmin Mujrimīna  | 051032,33,34.Onlar şöyle dediler: Biz suçlu bir kavme (Lûtun kavmine),üzerlerine çamurdan, pişirilmiş ve Rabbinin katında haddi aşanlar içinbelirlenmiş taşlar yağdırmak için gönderildik. | قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَى قَوْم ٍ مُجْرِمِينَ |
Linursila `Alayhim Ĥijāratan Min Ţīnin  | 051033. | لِنُرْسِلَ عَلَيْهِمْ حِجَارَة ً مِنْ طِين ٍ |
Musawwamatan `Inda Rabbika Lilmusrifīna  | 051034. | مُسَوَّمَةً عِنْدَ رَبِّكَ لِلْمُسْرِفِينَ |
Fa'akhrajnā Man Kāna Fīhā Mina Al-Mu'uminīna  | 051035.Orada (Lûtun yöresinde) bulunan müminleri çıkardık. | فَأَخْرَجْنَا مَنْ كَانَ فِيهَا مِنَ الْمُؤْمِنِينَ |
Famā Wajadnā Fīhā Ghayra Baytin Mina Al-Muslimīna  | 051036.Zâten orada bir ev halkında başka müslüman bulamadık. | فَمَا وَجَدْنَا فِيهَا غَيْرَ بَيْت ٍ مِنَ الْمُسْلِمِينَ |
Wa Taraknā Fīhā 'Āyatan Lilladhīna Yakhāfūna Al-`Adhāba Al-'Alīma  | 051037.Orada, elem dolu azapdan korkacaklar için bir ibret bıraktık. | وَتَرَكْنَا فِيهَا آيَة ً لِلَّذِينَ يَخَافُونَ الْعَذَابَ الأَلِيمَ |
Wa Fī Mūsá 'Idh 'Arsalnāhu 'Ilá Fir`awna Bisulţānin Mubīnin  | 051038.Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ileFiravuna göndermiştik. | وَفِي مُوسَى إِذْ أَرْسَلْنَاهُ~ُ إِلَى فِرْعَوْنَ بِسُلْطَان ٍ مُبِين ٍ |
Fatawallá Biruknihi Wa Qāla Sāĥirun 'Aw Majnūnun  | 051039.O ise kuvvetine güvenerek yüz çevirdi ve Bu bir büyücü veya delidirdedi. | فَتَوَلَّى بِرُكْنِه ِِ وَقَالَ سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُون ٌ |
Fa'akhadhnāhu Wa Junūdahu Fanabadhnāhum Fī Al-Yammi Wa Huwa Mulīmun  | 051040.Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. Oise (pişman olmuş), kendini kınıyordu. | فَأَخَذْنَاه ُُ وَجُنُودَه ُُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُلِيم ٌ |
Wa Fī `Ādin 'Idh 'Arsalnā `Alayhimu Ar-Rīĥa Al-`Aqīma  | 051041.Ad kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine köklerini kesenrüzgarı göndermiştik. | وَفِي عَاد ٍ إِذْ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الرِّيحَ الْعَقِيمَ |
Mā Tadharu Min Shay'in 'Atat `Alayhi 'Illā Ja`alat/hu Kālrramīmi  | 051042.Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu. | مَا تَذَرُ مِنْ شَيْءٍ أَتَتْ عَلَيْهِ إِلاَّ جَعَلَتْهُ كَالرَّمِيمِ |
Wa Fī Thamūda 'Idh Qīla Lahum Tamatta`ū Ĥattá Ĥīnin  | 051043.Semûd kavminde de ibretler vardır. Hani onlara, Bir süreye kadarfaydalanın bakalım denmişti | وَفِي ثَمُودَ إِذْ قِيلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتَّى حِين ٍ |
Fa`ataw `An 'Amri Rabbihim Fa'akhadhat/humu Aş-Şā`iqatu Wa Hum Yanžurūna  | 051044.Derken Rablerinin emrinden uzaklaşıp azmışlardı. Bu yüzden bakınıpdururken kendilerini yıldırım çarpıvermişti. | فَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ فَأَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ وَهُمْ يَنظُرُونَ |
Famā Astaţā`ū Min Qiyāmin Wa Mā Kānū Muntaşirīna  | 051045.Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti ne de başkasından yardımgörebildiler. | فَمَا اسْتَطَاعُوا مِنْ قِيَام ٍ وَمَا كَانُوا مُنتَصِرِينَ |
Wa Qawma Nūĥin Min Qablu 'Innahum Kānū Qawmāan Fāsiqīna  | 051046.Bunlardan önce de Nûh kavmini helak etmiştik. Çünkü onlar fâsık birtoplum idiler. | وَقَوْمَ نُوح ٍ مِنْ قَبْلُ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْما ً فَاسِقِينَ |
Wa As-Samā'a Banaynāhā Bi'ayydin Wa 'Innā Lamūsi`ūna  | 051047.Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüzyeter.2 | وَالسَّمَاءَ بَنَيْنَاهَا بِأَيْيد ٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ |
Wa Al-'Arđa Farashnāhā Fani`ma Al-Māhidūna  | 051048.Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz. | وَالأَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ |
Wa Min Kulli Shay'in Khalaqnā Zawjayni La`allakum Tadhakkarūna  | 051049.Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eşyarattık. | وَمِنْ كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ |
Fafirrū 'Ilá Allāhi 'Innī Lakum Minhu Nadhīrun Mubīnun  | 051050.O halde Allaha koşun. Şüphesiz ben, size Onun katından gönderilmişaçık bir uyarıcıyım. | فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُمْ مِنْهُ نَذِير ٌ مُبِين ٌ |
Wa Lā Taj`alū Ma`a Allāhi 'Ilahāan 'Ākhara 'Innī Lakum Minhu Nadhīrun Mubīnun  | 051051.Allah ile beraber başka bir ilah edinmeyin. Gerçekten ben, size, Allahtarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım. | وَلاَ تَجْعَلُوا مَعَ اللَّهِ إِلَها ً آخَرَ إِنِّي لَكُمْ مِنْهُ نَذِير ٌ مُبِين ٌ |
Kadhālika Mā 'Atá Al-Ladhīna Min Qablihim Min Rasūlin 'Illā Qālū Sāĥirun 'Aw Majnūnun  | 051052.İşte böyle! Onlardan öncekilere hiçbir peygamber gelmemişti ki,O bir büyücüdüryahut bir delidir demiş olmasınlar. | كَذَلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنْ رَسُول ٍ إِلاَّ قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُون ٌ |
'Atawāşaw Bihi Bal Hum Qawmun Ţāghūna  | 051053.Onlar bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler (ki hep aynı şeylerisöylüyorlar)? Hayır, onlar azgın bir topluluktur. | أَتَوَاصَوْا بِه ِِ بَلْ هُمْ قَوْم ٌ طَاغُونَ |
Fatawalla `Anhum Famā 'Anta Bimalūmin  | 051054.Onun için, onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin. | فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنْتَ بِمَلُوم ٍ |
Wa Dhakkir Fa'inna Adh-Dhikrá Tanfa`u Al-Mu'uminīna  | 051055.Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir. | وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ |
Wa Mā Khalaqtu Al-Jinna Wa Al-'Insa 'Illā Liya`budūni  | 051056.Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. | وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالإِنسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونِ |
Mā 'Urīdu Minhum Min Rizqin Wa Mā 'Urīdu 'An Yuţ`imūni  | 051057.Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. | مَا أُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْق ٍ وَمَا أُرِيدُ أَنْ يُطْعِمُونِ |
'Inna Allāha Huwa Ar-Razzāqu Dhū Al-Qūwati Al-Matīnu  | 051058.Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir. | إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ |
Fa'inna Lilladhīna Žalamū Dhanūbāan Mithla Dhanūbi 'Aşĥābihim Falā Yasta`jilūni  | 051059.Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibipayları vardır. Artık azabımı acele istemesinler. | فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذَنُوبا ً مِثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَابِهِمْ فَلاَ يَسْتَعْجِلُونِ |
Fawaylun Lilladhīna Kafarū Min Yawmihimu Al-Ladhī Yū`adūna  | 051060.Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o inkar edenlerin haline! | فَوَيْل ٌ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ يَوْمِهِمُ الَّذِي يُوعَدُونَ |