Ĥā-Mīm  | 044001.Hâ Mîm.1 | حَا-مِيم |
Wa Al-Kitābi Al-Mubīni  | 044002,3.Apaçık olan Kitaba andolsun ki, biz onu mübârek bir gecedeindirdik.Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız. | وَالْكِتَابِ الْمُبِينِ |
'Innā 'Anzalnāhu Fī Laylatin Mubārakatin 'Innā Kunnā Mundhirīna  | 044003. | إِنَّا أَنزَلْنَاه ُُ فِي لَيْلَة ٍ مُبَارَكَة ٍ إِنَّا كُنَّا مُنذِرِينَ |
Fīhā Yufraqu Kullu 'Amrin Ĥakīmin  | 044004,5,6,7.Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğerkesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisiarasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberlergöndermekteyiz. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. | فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيم ٍ |
'Amrāan Min `Indinā 'Innā Kunnā Mursilīna  | 044005. | أَمْرا ً مِنْ عِنْدِنَا إِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ |
Raĥmatan Min Rabbika 'Innahu Huwa As-Samī`u Al-`Alīmu  | 044006. | رَحْمَة ً مِنْ رَبِّكَ إِنَّه ُُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ |
Rabbi As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Wa Mā Baynahumā 'In Kuntum Mūqinīna  | 044007. | رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا إِنْ كُنْتُمْ مُوقِنِينَ |
Lā 'Ilāha 'Illā Huwa Yuĥyī Wa Yumītu Rabbukum Wa Rabbu 'Ābā'ikumu Al-'Awwalīna  | 044008.Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Yaşatır, öldürür. O, sizin de Rabbiniz,önceki atalarınızın da Rabbidir. | لاَ إِلَهَ~َ إِلاَّ هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ رَبُّكُمْ وَرَبُّ آبَائِكُمُ الأَوَّلِينَ |
Bal Hum Fī Shakkin Yal`abūna  | 044009.Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar. | بَلْ هُمْ فِي شَكّ ٍ يَلْعَبُونَ |
Fārtaqib Yawma Ta'tī As-Samā'u Bidukhānin Mubīnin  | 044010.Göğün açık bir dumangetireceği günü bekle. | فَارْتَقِبْ يَوْمَ تَأْتِي السَّمَاءُ بِدُخَان ٍ مُبِين ٍ |
Yaghshá An-Nāsa Hādhā `Adhābun 'Alīmun  | 044011.(O duman) insanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır. | يَغْشَى النَّاسَ هَذَا عَذَابٌ أَلِيم ٌ |
Rabbanā Akshif `Annā Al-`Adhāba 'Innā Mu'uminūna  | 044012.İnsanlar, Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artıkinanıyoruz derler. | رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ |
'Anná Lahumu Adh-Dhikrá Wa Qad Jā'ahum Rasūlun Mubīnun  | 044013.Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine (gerçeği) açıklayan birpeygamber gelmişti. | أَنَّى لَهُمُ الذِّكْرَى وَقَدْ جَاءَهُمْ رَسُول ٌ مُبِين ٌ |
Thumma Tawallaw `Anhu Wa Qālū Mu`allamun Majnūnun  | 044014.Sonra ondan yüz çevirdiler ve Bu bir öğretilmiş, bu bir deli!dediler. | ثُمَّ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَقَالُوا مُعَلَّم ٌ مَجْنُون ٌ |
'Innā Kāshifū Al-`Adhābi Qalīlāan 'Innakum `Ā'idūna  | 044015.Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız, siz de yine eski halinizedöneceksiniz. | إِنَّا كَاشِفُوا الْعَذَابِ قَلِيلا ً إِنَّكُمْ عَائِدُونَ |
Yawma Nabţishu Al-Baţshata Al-Kubrá 'Innā Muntaqimūna  | 044016.Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesizbiz öcümüzü alırız. | يَوْمَ نَبْطِشُ الْبَطْشَةَ الْكُبْرَى إِنَّا مُنتَقِمُونَ |
Wa Laqad Fatannā Qablahum Qawma Fir`awna Wa Jā'ahum Rasūlun Karīmun  | 044017.Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli birpeygamber (Mûsâ) gelmişti. | وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَاءَهُمْ رَسُول ٌ كَرِيم ٌ |
'An 'Addū 'Ilayya `Ibāda Allāhi 'Innī Lakum Rasūlun 'Amīnun  | 044018.O şöyle demişti: Allahın kullarını (esaret altındakiİsrailoğullarını) bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim. | أَنْ أَدُّوا إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِين ٌ |
Wa 'An Lā Ta`lū `Alá Allāhi 'Innī 'Ātīkum Bisulţānin Mubīnin  | 044019.Allaha karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil (mucize)getiriyorum. | وَأَنْ لاَ تَعْلُوا عَلَى اللَّهِ إِنِّي آتِيكُمْ بِسُلْطَان ٍ مُبِين ٍ |
Wa 'Innī `Udhtu Birabbī Wa Rabbikum 'An Tarjumūni  | 044020.Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin deRabbiniz olan Allaha sığındım. | وَإِنِّي عُذْتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمْ أَنْ تَرْجُمُونِ |
Wa 'In Lam Tu'uminū Lī Fā`tazilūni  | 044021.Bana inanmadınızsa benden uzak durun. | وَإِنْ لَمْ تُؤْمِنُوا لِي فَاعْتَزِلُونِ |
Fada`ā Rabbahu 'Anna Hā'uulā' Qawmun Mujrimūna  | 044022.Sonra Mûsâ Rabbine, Bunlar günahkâr bir toplumdur diye seslendi. | فَدَعَا رَبَّهُ~ُ أَنَّ هَاؤُلاَء قَوْم ٌ مُجْرِمُونَ |
Fa'asri Bi`ibādī Laylāan 'Innakum Muttaba`ūna  | 044023.Allah da şöyle dedi: O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkütakip edileceksiniz. | فَأَسْرِ بِعِبَادِي لَيْلا ً إِنَّكُمْ مُتَّبَعُونَ |
Wa Atruki Al-Baĥra Rahwan 'Innahum Jundun Mughraqūna  | 044024.Denizi açık halde bırak.Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. | وَاتْرُكِ الْبَحْرَ رَهْوا ً إِنَّهُمْ جُند ٌ مُغْرَقُونَ |
Kam Tarakū Min Jannātin Wa `Uyūnin  | 044025.Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar. | كَمْ تَرَكُوا مِنْ جَنَّات ٍ وَعُيُون ٍ |
Wa Zurū`in Wa Maqāmin Karīmin  | 044026.Nice ekinler, nice güzel konaklar! | وَزُرُوع ٍ وَمَقَام ٍ كَرِيم ٍ |
Wa Na`matin Kānū Fīhā Fākihīna  | 044027.Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler! | وَنَعْمَة ٍ كَانُوا فِيهَا فَاكِهِينَ |
Kadhālika Wa 'Awrathnāhā Qawmāan 'Ākharīna  | 044028.İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık. | كَذَلِكَ وَأَوْرَثْنَاهَا قَوْما ً آخَرِينَ |
Famā Bakat `Alayhimu As-Samā'u Wa Al-'Arđu Wa Mā Kānū Munžarīna  | 044029.Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi. | فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنظَرِينَ |
Wa Laqad Najjaynā Banī 'Isrā'īla Mina Al-`Adhābi Al-Muhīni  | 044030,31.Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavundankurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi. | وَلَقَدْ نَجَّيْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ مِنَ الْعَذَابِ الْمُهِينِ |
Min Fir`awna 'Innahu Kāna `Ālīāan Mina Al-Musrifīna  | 044031. | مِنْ فِرْعَوْنَ إِنَّه ُُ كَانَ عَالِيا ً مِنَ الْمُسْرِفِينَ |
Wa Laqadi Akhtarnāhum `Alá `Ilmin `Alá Al-`Ālamīna  | 044032.Andolsun, onları, bir bilgi üzerine (dönemlerinde) âlemlere üstünkıldık. | وَلَقَدِ اخْتَرْنَاهُمْ عَلَى عِلْمٍ عَلَى الْعَالَمِينَ |
Wa 'Ātaynāhum Mina Al-'Āyāti Mā Fīhi Balā'un Mubīnun  | 044033.Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik. | وَآتَيْنَاهُمْ مِنَ الآيَاتِ مَا فِيه ِِ بَلاَء ٌ مُبِين ٌ |
'Inna Hā'uulā' Layaqūlūna  | 044034,35.Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: İlk ölümümüzden başka bir ölümyoktur. Biz diriltilecek değiliz. | إِنَّ هَاؤُلاَء لَيَقُولُونَ |
'In Hiya 'Illā Mawtatunā Al-'Ūlá Wa Mā Naĥnu Bimunsharīna  | 044035. | إِنْ هِيَ إِلاَّ مَوْتَتُنَا الأُولَى وَمَا نَحْنُ بِمُنشَرِينَ |
Fa'tū Bi'ābā'inā 'In Kuntum Şādiqīna  | 044036.Eğer doğru söyleyenler iseniz atalarımızı getirin. | فَأْتُوا بِآبَائِنَا إِنْ كُنتُمْ صَادِقِينَ |
'Ahum Khayrun 'Am Qawmu Tubba`in Wa Al-Ladhīna Min Qablihim 'Ahlaknāhum 'Innahum Kānū Mujrimīna  | 044037.Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübbakavmi ile onlardan öncekiler mi?Onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu kimselerdi. | أَهُمْ خَيْرٌ أَمْ قَوْمُ تُبَّع ٍ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ أَهْلَكْنَاهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا مُجْرِمِينَ |
Wa Mā Khalaqnā As-Samāwāti Wa Al-'Arđa Wa Mā Baynahumā Lā`ibīna  | 044038.Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek içinyaratmadık. | وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لاَعِبِينَ |
Mā Khalaqnāhumā 'Illā Bil-Ĥaqqi Wa Lakinna 'Aktharahum Lā Ya`lamūna  | 044039.Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğubilmiyorlar. | مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلاَّ بِالْحَقِّ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ |
'Inna Yawma Al-Faşli Mīqātuhum 'Ajma`īna  | 044040.Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır. | إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ مِيقَاتُهُمْ أَجْمَعِينَ |
Yawma Lā Yughnī Mawláan `An Mawláan Shay'āan Wa Lā Hum Yunşarūna  | 044041.O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım daedilmez. | يَوْمَ لاَ يُغْنِي مَوْلىً عَنْ مَوْلى ً شَيْئا ً وَلاَ هُمْ يُنصَرُونَ |
'Illā Man Raĥima Allāhu 'Innahu Huwa Al-`Azīzu Ar-Raĥīmu  | 044042.Yalnız, Allahın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz Omutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir. | إِلاَّ مَنْ رَحِمَ اللَّهُ إِنَّه ُُ هُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ |
'Inna Shajarata Az-Zaqqūmi  | 044043,44.Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir. | إِنَّ شَجَرَةَ الزَّقُّومِ |
Ţa`āmu Al-'Athīmi  | 044044. | طَعَامُ الأَثِيمِ |
Kālmuhli Yaghlī Fī Al-Buţūni  | 044045,46.O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlardakaynar. | كَالْمُهْلِ يَغْلِي فِي الْبُطُونِ |
Kaghalyi Al-Ĥamīmi  | 044046. | كَغَلْيِ الْحَمِيمِ |
Khudhūhu Fā`tilūhu 'Ilá Sawā'i Al-Jaĥīmi  | 044047.(Allah görevli meleklere şöyle der:) Tutun onu, cehennemin ortasınasürükleyin. | خُذُوه ُُ فَاعْتِلُوهُ~ُ إِلَى سَوَاءِ الْجَحِيمِ |
Thumma Şubbū Fawqa Ra'sihi Min `Adhābi Al-Ĥamīmi  | 044048.Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün. | ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِه ِِ مِنْ عَذَابِ الْحَمِيمِ |
Dhuq 'Innaka 'Anta Al-`Azīzu Al-Karīmu  | 044049.(Deyin ki:) Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!? | ذُقْ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْكَرِيمُ |
'Inna Hādhā Mā Kuntum Bihi Tamtarūna  | 044050.İşte bu şüphelenip durduğunuz şeydir! | إِنَّ هَذَا مَا كُنتُمْ بِه ِِ تَمْتَرُونَ |
'Inna Al-Muttaqīna Fī Maqāmin 'Amīnin  | 044051.Allaha karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler. | إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِين ٍ |
Fī Jannātin Wa `Uyūnin  | 044052.Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. | فِي جَنَّات ٍ وَعُيُون ٍ |
Yalbasūna Min Sundusin Wa 'Istabraqin Mutaqābilīna  | 044053.İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklıotururlar. | يَلْبَسُونَ مِنْ سُندُس ٍ وَإِسْتَبْرَق ٍ مُتَقَابِلِينَ |
Kadhālika Wa Zawwajnāhum Biĥūrin `Īnin  | 044054.İşte böyle. Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir. | كَذَلِكَ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِين ٍ |
Yad`ūna Fīhā Bikulli Fākihatin 'Āminīna  | 044055.Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler. | يَدْعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَاكِهَة ٍ آمِنِينَ |
Lā Yadhūqūna Fīhā Al-Mawta 'Illā Al-Mawtata Al-'Ūlá Wa Waqāhum `Adhāba Al-Jaĥīmi  | 044056.Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah onları cehennemazabından korumuştur. | لاَ يَذُوقُونَ فِيهَا الْمَوْتَ إِلاَّ الْمَوْتَةَ الأُولَى وَوَقَاهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ |
Fađlāan Min Rabbika Dhālika Huwa Al-Fawzu Al-`Ažīmu  | 044057.Bunlar Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir. İşte bu büyük başarıdır. | فَضْلا ً مِنْ رَبِّكَ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ |
Fa'innamā Yassarnāhu Bilisānika La`allahum Yatadhakkarūna  | 044058.(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kuranı) senin dilinle kolaylaştırdık ki,düşünüp öğüt alsınlar. | فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاه ُُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ |
Fārtaqib 'Innahum Murtaqibūna  | 044059.Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar dabeklemektedirler. | فَارْتَقِبْ إِنَّهُمْ مُرْتَقِبُونَ |