Wa Aş-Şāffāti Şaffāan  | 037001,2,3,4.Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri(Allahın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız gerçekten birtek ilahtır.1 | وَالصَّافَّاتِ صَفّا ً |
Fālzzājirāti Zajrāan  | 037002. | فَالزَّاجِرَاتِ زَجْرا ً |
Fālttāliyāti Dhikrāan  | 037003. | فَالتَّالِيَاتِ ذِكْرا ً |
'Inna 'Ilahakum Lawāĥidun  | 037004. | إِنَّ إِلَهَكُمْ لَوَاحِد ٌ |
Rabbu As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Wa Mā Baynahumā Wa Rabbu Al-Mashāriqi  | 037005.O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da(Batıların da) Rabbidir.2 | رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِ |
'Innā Zayyannā As-Samā'a Ad-Dunyā Bizīnatin Al-Kawākib  | 037006.Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. | إِنَّا زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِزِينَة ٍ الْكَوَاكِب |
Wa Ĥifžāan Min Kulli Shayţānin Māridin  | 037007.Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. | وَحِفْظا ً مِنْ كُلِّ شَيْطَان ٍ مَارِد ٍ |
Lā Yassamma`ūna 'Ilá Al-Mala'i Al-'A`lá Wa Yuqdhafūna Min Kulli Jānibin  | 037008,9.Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu)dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar içinsürekli bir azap da vardır. | لاَ يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الأَعْلَى وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِب ٍ |
Duĥūrāan Wa Lahum `Adhābun Wa Aşibun  | 037009. | دُحُورا ً وَلَهُمْ عَذَاب ٌ وَاصِب ٌ |
'Illā Man Khaţifa Al-Khaţfata Fa'atba`ahu Shihābun Thāqibāun  | 037010.Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (veyok eder). | إِلاَّ مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَه ُُ شِهَاب ٌ ثَاقِبا ٌ |
Fāstaftihim 'Ahum 'Ashaddu Khalqāan 'Am Man Khalaqnā 'Innā Khalaqnāhum Min Ţīnin Lāzibin  | 037011.(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: Kendilerini yaratmak mı daha zor,yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?Şüphesiz biz onlarıyapışkan bir çamurdan yarattık. | فَاسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقاً أَمْ مَنْ خَلَقْنَا إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ طِين ٍ لاَزِب ٍ |
Bal `Ajibta Wa Yaskharūna  | 037012.Hayır, sen (onların haline) şaştın onlar ise alay ediyorlar. | بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ |
Wa 'Idhā Dhukkirū Lā Yadhkurūna  | 037013.Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. | وَإِذَا ذُكِّرُوا لاَ يَذْكُرُونَ |
Wa 'Idhā Ra'aw 'Āyatan Yastaskhirūna  | 037014.Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar. | وَإِذَا رَأَوْا آيَة ً يَسْتَسْخِرُونَ |
Wa Qālū 'In Hādhā 'Illā Siĥrun Mubīnun  | 037015.(Dediler ki:) Bu bir büyüden başka bir şey değildir. | وَقَالُوا إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْر ٌ مُبِين ٌ |
'A'idhā Mitnā Wa Kunnā Turābāan Wa `Ižāmāan 'A'innā Lamab`ūthūna  | 037016.Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonramı, biz mi tekrar diriltileceğiz? | أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابا ً وَعِظَاماً أَئِنَّا لَمَبْعُوثُونَ |
'Awa'ābā'uunā Al-'Awwalūna  | 037017.Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı? | أَوَآبَاؤُنَا الأَوَّلُونَ |
Qul Na`am Wa 'Antum Dākhirūna  | 037018.De ki: Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak(diriltileceksiniz). | قُلْ نَعَمْ وَأَنْتُمْ دَاخِرُونَ |
Fa'innamā Hiya Zajratun Wāĥidatun Fa'idhā Hum Yanžurūna  | 037019.O ancak şiddetli bir sesten ibarettir.Bir de bakarsın ki onlar(diriltilmiş hazır) beklemektedirler. | فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَة ٌ وَاحِدَة ٌ فَإِذَا هُمْ يَنظُرُونَ |
Wa Qālū Yā Waylanā Hādhā Yawmu Ad-Dīni  | 037020.Şöyle diyecekler: Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür. | وَقَالُوا يَاوَيْلَنَا هَذَا يَوْمُ الدِّينِ |
Hādhā Yawmu Al-Faşli Al-Ladhī Kuntum Bihi Tukadhdhibūna  | 037021.Onlara, İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdürdenilir. | هَذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذِي كُنتُمْ بِه ِِ تُكَذِّبُونَ |
Aĥshurū Al-Ladhīna Žalamū Wa 'Azwājahum Wa Mā Kānū Ya`budūna  | 037022,23,24.Allah meleklere şöyle emreder: Zulmedenleri, eşlerini ve Allahıbırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyunve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. | احْشُرُوا الَّذِينَ ظَلَمُوا وَأَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَ |
Min Dūni Allāhi Fāhdūhum 'Ilá Şirāţi Al-Jaĥīmi  | 037023. | مِنْ دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَى صِرَاطِ الْجَحِيمِ |
Wa Qifūhum 'Innahum Mas'ūlūna  | 037024. | وَقِفُوهُمْ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ |
Mā Lakum Lā Tanāşarūna  | 037025.Onlara, Ne diye yardımlaşmıyorsunuz? denir. | مَا لَكُمْ لاَ تَنَاصَرُونَ |
Bal Humu Al-Yawma Mustaslimūna  | 037026.Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir. | بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ |
Wa 'Aqbala Ba`đuhum `Alá Ba`đin Yatasā'alūna  | 037027.Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler). | وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْض ٍ يَتَسَاءَلُونَ |
Qālū 'Innakum Kuntum Ta'tūnanā `Ani Al-Yamīni  | 037028.Şöyle derler: Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yanagörünürdünüz. | قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ |
Qālū Bal Lam Takūnū Mu'uminīna  | 037029.Diğerleri de onlara şöyle derler: Hayır, siz zaten mümin kimselerdeğildiniz. | قَالُوا بَلْ لَمْ تَكُونُوا مُؤْمِنِينَ |
Wa Mā Kāna Lanā `Alaykum Min Sulţānin Bal Kuntum Qawmāan Ţāghīna  | 037030.Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgınbir kavimdiniz. | وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَان ٍ بَلْ كُنتُمْ قَوْما ً طَاغِينَ |
Faĥaqqa `Alaynā Qawlu Rabbinā 'Innā Ladhā'iqūna  | 037031.Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onumutlaka tadacağız. | فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا إِنَّا لَذَائِقُونَ |
Fa'aghwaynākum 'Innā Kunnā Ghāwīna  | 037032.Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik. | فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ |
Fa'innahum Yawma'idhin Fī Al-`Adhābi Mushtarikūna  | 037033.Artık onlar o gün azapta ortaktırlar | فَإِنَّهُمْ يَوْمَئِذ ٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ |
'Innā Kadhālika Naf`alu Bil-Mujrimīna  | 037034.İşte biz suçlulara böyle yaparız. | إِنَّا كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ |
'Innahum Kānū 'Idhā Qīla Lahum Lā 'Ilāha 'Illā Allāhu Yastakbirūna  | 037035.Çünkü onlar, kendilerine, Allahtan başka hiçbir ilah yokturdenildiği zaman inanmayıp büyüklük taslıyorlardı. | إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ إِلَهَ~َ إِلاَّ اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ |
Wa Yaqūlūna 'A'innā Latārikū 'Ālihatinā Lishā`irin Majnūnin  | 037036.Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz? diyorlardı. | وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِر ٍ مَجْنُون ٍ |
Bal Jā'a Bil-Ĥaqqi Wa Şaddaqa Al-Mursalīna  | 037037.Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdiketmiştir. | بَلْ جَاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَلِينَ |
'Innakum Ladhā'iqū Al-`Adhābi Al-'Alīmi  | 037038.Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız. | إِنَّكُمْ لَذَائِقُو الْعَذَابِ الأَلِيمِ |
Wa Mā Tujzawna 'Illā Mā Kuntum Ta`malūna  | 037039.Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız. | وَمَا تُجْزَوْنَ إِلاَّ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna  | 037040.Ancak Allahın halis kulları başka. | إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
'Ūlā'ika Lahum Rizqun Ma`lūmun  | 037041,42.İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram görenkimselerdir. | أُوْلَائِكَ لَهُمْ رِزْق ٌ مَعْلُوم ٌ |
Fawākihu Wa Hum Mukramūna  | 037042. | فَوَاكِه ُُ وَهُمْ مُكْرَمُونَ |
Fī Jannāti An-Na`īmi  | 037043.Onlar Naim cennetlerindedirler. | فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ |
`Alá Sururin Mutaqābilīna  | 037044.Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar. | عَلَى سُرُر ٍ مُتَقَابِلِينَ |
Yuţāfu `Alayhim Bika'sin Min Ma`īnin  | 037045,46.Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlerelezzet veren kadehler dolaştırılır. | يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْس ٍ مِنْ مَعِين ٍ |
Bayđā'a Ladhdhatin Lilshshāribīna  | 037046. | بَيْضَاءَ لَذَّة ٍ لِلشَّارِبِينَ |
Lā Fīhā Ghawlun Wa Lā Hum `Anhā Yunzafūna  | 037047.Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş daolmazlar. | لاَ فِيهَا غَوْل ٌ وَلاَ هُمْ عَنْهَا يُنزَفُونَ |
Wa `Indahum Qāşirātu Aţ-Ţarfi `Īnun  | 037048.Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşlervardır. | وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِين ٌ |
Ka'annahunna Bayđun Maknūnun  | 037049.Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş)yumurtalardır. | كَأَنَّهُنَّ بَيْض ٌ مَكْنُون ٌ |
Fa'aqbala Ba`đuhum `Alá Ba`đin Yatasā'alūna  | 037050.Derken birbirlerine yönelip sorarlar. | فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْض ٍ يَتَسَاءَلُونَ |
Qāla Qā'ilun Minhum 'Innī Kāna Lī Qarīnun  | 037051.İçlerinden biri der ki: Benim bir arkadaşım vardı. | قَالَ قَائِل ٌ مِنْهُمْ إِنِّي كَانَ لِي قَرِين ٌ |
Yaqūlu 'A'innaka Lamina Al-Muşaddiqīna  | 037052.Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? derdi. | يَقُولُ أَئِنَّكَ لَمِنَ الْمُصَدِّقِينَ |
'A'idhā Mitnā Wa Kunnā Turābāan Wa `Ižāmāan 'A'innā Lamadīnūna  | 037053.Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonramı, biz mi hesaba çekileceğiz? | أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابا ً وَعِظَاماً أَئِنَّا لَمَدِينُونَ |
Qāla Hal 'Antum Muţţali`ūna  | 037054.Konuşan o kimse yanındakilere, Bakar mısınız, hali ne oldu? der. | قَالَ هَلْ أَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ |
Fāţţala`a Fara'āhu Fī Sawā'i Al-Jaĥīmi  | 037055.Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür. | فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاءِ الْجَحِيمِ |
Qāla Ta-Allāhi 'In Kidta Laturdīni  | 037056.Ona şöyle der: Allaha andolsun, neredeyse beni de helak edecektin. | قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدْتَ لَتُرْدِينِ |
Wa Lawlā Ni`matu Rabbī Lakuntu Mina Al-Muĥđarīna  | 037057.Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardanolmuştum. | وَلَوْلاَ نِعْمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ الْمُحْضَرِينَ |
'Afamā Naĥnu Bimayyitīna  | 037058,59.Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz?Bize azapedilmeyecek miymiş? | أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ |
'Illā Mawtatanā Al-'Ūlá Wa Mā Naĥnu Bimu`adhdhabīna  | 037059. | إِلاَّ مَوْتَتَنَا الأُولَى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ |
'Inna Hādhā Lahuwa Al-Fawzu Al-`Ažīmu  | 037060.Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır. | إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ |
Limithli Hādhā Falya`mali Al-`Āmilūna  | 037061.Çalışanlar böylesi için çalışsınlar! | لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ |
'Adhalika Khayrun Nuzulāan 'Am Shajaratu Az-Zaqqūmi  | 037062.Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? | أَذَلِكَ خَيْر ٌ نُزُلاً أَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ |
'Innā Ja`alnāhā Fitnatan Lilžžālimīna  | 037063.Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.6 | إِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَة ً لِلظَّالِمِينَ |
'Innahā Shajaratun Takhruju Fī 'Aşli Al-Jaĥīmi  | 037064.O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır. | إِنَّهَا شَجَرَة ٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْجَحِيمِ |
Ţal`uhā Ka'annahu Ru'ūsu Ash-Shayāţīni  | 037065.Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır.7 | طَلْعُهَا كَأَنَّه ُُ رُءُوسُ الشَّيَاطِينِ |
Fa'innahum La'ākilūna Minhā Famāli'ūna Minhā Al-Buţūna  | 037066.Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır. | فَإِنَّهُمْ لَآكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِئُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ |
Thumma 'Inna Lahum `Alayhā Lashawbāan Min Ĥamīmin  | 037067.Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır. | ثُمَّ إِنَّ لَهُمْ عَلَيْهَا لَشَوْبا ً مِنْ حَمِيم ٍ |
Thumma 'Inna Marji`ahum La'ilá Al-Jaĥīmi  | 037068.Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir. | ثُمَّ إِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَإِلَى الْجَحِيمِ |
'Innahum 'Alfaw 'Ābā'ahum Đāllīna  | 037069.Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. | إِنَّهُمْ أَلْفَوْا آبَاءَهُمْ ضَالِّينَ |
Fahum `Alá 'Āthārihim Yuhra`ūna  | 037070.Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler. | فَهُمْ عَلَى آثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ |
Wa Laqad Đalla Qablahum 'Aktharu Al-'Awwalīna  | 037071.Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı. | وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ أَكْثَرُ الأَوَّلِينَ |
Wa Laqad 'Arsalnā Fīhim Mundhirīna  | 037072.Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. | وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا فِيهِمْ مُنذِرِينَ |
Fānžur Kayfa Kāna `Āqibatu Al-Mundharīna  | 037073.Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu! | فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنذَرِينَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna  | 037074.Ancak Allahın ihlâslı kulları başka. | إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Wa Laqad Nādānā Nūĥun Falani`ma Al-Mujībūna  | 037075.Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz! | وَلَقَدْ نَادَانَا نُوح ٌ فَلَنِعْمَ الْمُجِيبُونَ |
Wa Najjaynāhu Wa 'Ahlahu Mina Al-Karbi Al-`Ažīmi  | 037076.Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. | وَنَجَّيْنَاه ُُ وَأَهْلَه ُُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ |
Wa Ja`alnā Dhurrīyatahu Humu Al-Bāqīna  | 037077.Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık. | وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَه ُُ هُمُ الْبَاقِينَ |
Wa Taraknā `Alayhi Fī Al-'Ākhirīna  | 037078.Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. | وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá Nūĥin Fī Al-`Ālamīna  | 037079.Âlemler içinde Nûha selam olsun! | سَلاَمٌ عَلَى نُوح ٍ فِي الْعَالَمِينَ |
'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna  | 037080.İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. | إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahu Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna  | 037081.Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı. | إِنَّه ُُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Thumma 'Aghraqnā Al-'Ākharīna  | 037082.Sonra biz, diğerlerini suda boğduk. | ثُمَّ أَغْرَقْنَا الآخَرِينَ |
Wa 'Inna Min Shī`atihi La'ibrāhīma  | 037083.Şüphesiz İbrahim de onun taraftarlarından idi. | وَإِنَّ مِنْ شِيعَتِه ِِ لَإِبْرَاهِيمَ |
'Idh Jā'a Rabbahu Biqalbin Salīmin  | 037084.Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti | إِذْ جَاءَ رَبَّه ُُ بِقَلْب ٍ سَلِيم ٍ |
'Idh Qāla Li'abīhi Wa Qawmihi Mādhā Ta`budūna  | 037085.Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: Siz neye tapıyorsunuz? | إِذْ قَالَ لِأَبِيه ِِ وَقَوْمِه ِِ مَاذَا تَعْبُدُونَ |
'A'ifkāan 'Ālihatan Dūna Allāhi Turīdūna  | 037086.Allahı bırakıp da bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz? | أَئِفْكا ً آلِهَة ً دُونَ اللَّهِ تُرِيدُونَ |
Famā Žannukum Birabbi Al-`Ālamīna  | 037087.O halde Âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir? | فَمَا ظَنُّكُمْ بِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
Fanažara Nažratan Fī An-Nujūmi  | 037088,89.İbrahim yıldızlara baktı ve Ben hastayım dedi. | فَنَظَرَ نَظْرَة ً فِي النُّجُومِ |
Faqāla 'Innī Saqīmun  | 037089. | فَقَالَ إِنِّي سَقِيم ٌ |
Fatawallaw `Anhu Mudbirīna  | 037090.Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.8 | فَتَوَلَّوْا عَنْهُ مُدْبِرِينَ |
Farāgha 'Ilá 'Ālihatihim Faqāla 'Alā Ta'kulūna  | 037091.İbrahim onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: Yemezmisiniz? | فَرَاغَ إِلَى آلِهَتِهِمْ فَقَالَ أَلاَ تَأْكُلُونَ |
Mā Lakum Lā Tanţiqūna  | 037092.Ne diye konuşmuyorsunuz? | مَا لَكُمْ لاَ تَنطِقُونَ |
Farāgha `Alayhim Đarbāan Bil-Yamīni  | 037093.Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi. | فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبا ً بِالْيَمِينِ |
Fa'aqbalū 'Ilayhi Yaziffūna  | 037094.Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi. | فَأَقْبَلُوا إِلَيْهِ يَزِفُّونَ |
Qāla 'Ata`budūna Mā Tanĥitūna  | 037095.İbrahim şöyle dedi: Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz? | قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ |
Wa Allāhu Khalaqakum Wa Mā Ta`malūna  | 037096.Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır. | وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ |
Qālū Abnū Lahu Bunyānāan Fa'alqūhu Fī Al-Jaĥīmi  | 037097.Kavmi, Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşeatın dedi. | قَالُوا ابْنُوا لَه ُُ بُنْيَانا ً فَأَلْقُوه ُُ فِي الْجَحِيمِ |
Fa'arādū Bihi Kaydāan Faja`alnāhumu Al-'Asfalīna  | 037098.Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimselerkıldık. | فَأَرَادُوا بِه ِِ كَيْدا ً فَجَعَلْنَاهُمُ الأَسْفَلِينَ |
Wa Qāla 'Innī Dhāhibun 'Ilá Rabbī Sayahdīni  | 037099.İbrahim şöyle dedi: Ben Rabbime (onun emrettiği yere) gideceğim. Obana yol gösterecektir. | وَقَالَ إِنِّي ذَاهِب ٌ إِلَى رَبِّي سَيَهْدِينِ |
Rabbi Hab Lī Mina Aş-Şāliĥīna  | 037100.Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla. | رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ |
Fabashsharnāhu Bighulāmin Ĥalīmin  | 037101.Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. | فَبَشَّرْنَاه ُُ بِغُلاَمٍ حَلِيم ٍ |
Falammā Balagha Ma`ahu As-Sa`ya Qāla Yā Bunayya 'Innī 'Ará Fī Al-Manāmi 'Annī 'Adhbaĥuka Fānžur Mādhā Tará Qāla Yā 'Abati Af`al Mā Tu'umaru Satajidunī 'In Shā'a Allāhu Mina Aş-Şābirīna  | 037102.Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona,Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?dedi. O da, Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah benisabredenlerden bulacaksın dedi. | فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَابُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِنْ شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ |
Falammā 'Aslamā Wa Tallahu Liljabīni  | 037103,104.Nihayet her ikisi de (Allahın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamakiçin) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: Ey İbrahim! | فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّه ُُ لِلْجَبِينِ |
Wa Nādaynāhu 'An Yā 'Ibrāhīmu  | 037104. | وَنَادَيْنَاهُ~ُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ |
Qad Şaddaqta Ar-Ru'uyā 'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna  | 037105.Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilikyapanları böyle mükafatlandırırız. | قَد صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Inna Hādhā Lahuwa Al-Balā'u Al-Mubīnu  | 037106.Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır. | إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلاَءُ الْمُبِينُ |
Wa Fadaynāhu Bidhibĥin `Ažīmin  | 037107.Biz, (İbrahime) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmaili) kurtardık. | وَفَدَيْنَاه ُُ بِذِبْحٍ عَظِيم ٍ |
Wa Taraknā `Alayhi Fī Al-'Ākhirīna  | 037108.Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. | وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá 'Ibrāhīma  | 037109.İbrahime selam olsun. | سَلاَمٌ عَلَى إِبْرَاهِيمَ |
Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna  | 037110.İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız. | كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahu Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna  | 037111.Çünkü o mümin kullarımızdandı. | إِنَّه ُُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Wa Bashsharnāhu Bi'isĥāqa Nabīyāan Mina Aş-Şāliĥīna  | 037112.Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik. | وَبَشَّرْنَاه ُُ بِإِسْحَاقَ نَبِيّا ً مِنَ الصَّالِحِينَ |
Wa Bāraknā `Alayhi Wa `Alá 'Isĥāqa Wa Min Dhurrīyatihimā Muĥsinun Wa Žālimun Linafsihi Mubīnun  | 037113.Onu da İshakı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilikyapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de. | وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَى إِسْحَاقَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِن ٌ وَظَالِم ٌ لِنَفْسِه ِِ مُبِين ٌ |
Wa Laqad Manannā `Alá Mūsá Wa Hārūna  | 037114.Andolsun, biz Mûsâya ve Hârûna da lütufta bulunduk. | وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ |
Wa Najjaynāhumā Wa Qawmahumā Mina Al-Karbi Al-`Ažīmi  | 037115.Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. | وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ |
Wa Naşarnāhum Fakānū Humu Al-Ghālibīna  | 037116.Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular. | وَنَصَرْنَاهُمْ فَكَانُوا هُمُ الْغَالِبِينَ |
Wa 'Ātaynāhumā Al-Kitāba Al-Mustabīna  | 037117.Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitabı (Tevratı) verdik. | وَآتَيْنَاهُمَا الْكِتَابَ الْمُسْتَبِينَ |
Wa Hadaynāhumā Aş-Şirāţa Al-Mustaqīma  | 037118.Onları doğru yola ilettik. | وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ |
Wa Taraknā `Alayhimā Fī Al-'Ākhirīna  | 037119.Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık. | وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá Mūsá Wa Hārūna  | 037120.Mûsâya ve Hârûna selam olsun. | سَلاَمٌ عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ |
'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna  | 037121.Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. | إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahumā Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna  | 037122.Çünkü onlar mümin kullarımızdan idiler. | إِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Wa 'Inna 'Ilyāsa Lamina Al-Mursalīna  | 037123.Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi. | وَإِنَّ إِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ |
'Idh Qāla Liqawmihi 'Alā Tattaqūna  | 037124.Hani kavmine şöyle demişti: Allaha karşı gelmekten sakınmazmısınız? | إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ~ِ أَلاَ تَتَّقُونَ |
'Atad`ūna Ba`lāan Wa Tadharūna 'Aĥsana Al-Khāliqīna  | 037125,126.Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbiolan Allahı bırakarak Bale mi tapıyorsunuz?9 | أَتَدْعُونَ بَعْلا ً وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ |
Allāha Rabbakum Wa Rabba 'Ābā'ikumu Al-'Awwalīna  | 037126. | اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ آبَائِكُمُ الأَوَّلِينَ |
Fakadhdhabūhu Fa'innahum Lamuĥđarūna  | 037127.Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. | فَكَذَّبُوه ُُ فَإِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna  | 037128.Ancak Allahın ihlâslı kulları başka. | إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Wa Taraknā `Alayhi Fī Al-'Ākhirīna  | 037129.Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. | وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá 'Il Yā -Sīn  | 037130.İlyasa selam olsun | سَلاَمٌ عَلَى إِلْ يَا-سِين |
'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna  | 037131.Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız | إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahu Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna  | 037132.Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. | إِنَّه ُُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Wa 'Inna Lūţāan Lamina Al-Mursalīna  | 037133.Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. | وَإِنَّ لُوطا ً لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ |
'Idh Najjaynāhu Wa 'Ahlahu 'Ajma`īna  | 037134,135.Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfirolan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık. | إِذْ نَجَّيْنَاه ُُ وَأَهْلَهُ~ُ أَجْمَعِينَ |
'Illā `Ajūzāan Fī Al-Ghābirīna  | 037135. | إِلاَّ عَجُوزا ً فِي الْغَابِرِينَ |
Thumma Dammarnā Al-'Ākharīna  | 037136.Sonra da diğerlerini yok ettik. | ثُمَّ دَمَّرْنَا الآخَرِينَ |
Wa 'Innakum Latamurrūna `Alayhim Muşbiĥīna  | 037137,138.Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların(harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? | وَإِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِمْ مُصْبِحِينَ |
Wa Bil-Layli 'Afalā Ta`qilūna  | 037138. | وَبِاللَّيْلِ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ |
Wa 'Inna Yūnis Lamina Al-Mursalīna  | 037139.Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. | وَإِنَّ يُونِس لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ |
'Idh 'Abaqa 'Ilá Al-Fulki Al-Mashĥūni  | 037140.Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. | إِذْ أَبَقَ إِلَى الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ |
Fasāhama Fakāna Mina Al-Mudĥađīna  | 037141.Gemidekilerle kura çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu.10 | فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ الْمُدْحَضِينَ |
Fāltaqamahu Al-Ĥūtu Wa Huwa Mulīmun  | 037142.Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. | فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيم ٌ |
Falawlā 'Annahu Kāna Mina Al-Musabbiĥīna  | 037143,144.Eğer o, Allahı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlakainsanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. | فَلَوْلاَ أَنَّه ُُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّحِينَ |
Lalabitha Fī Baţnihi 'Ilá Yawmi Yub`athūna  | 037144. | لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ~ِ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ |
Fanabadhnāhu Bil-`Arā'i Wa Huwa Saqīmun  | 037145.Derken biz onu hasta bir halde sahile attık. | فَنَبَذْنَاه ُُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيم ٌ |
Wa 'Anbatnā `Alayhi Shajaratan Min Yaqţīnin  | 037146.Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. | وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَة ً مِنْ يَقْطِين ٍ |
Wa 'Arsalnāhu 'Ilá Miā'ati 'Alfin 'Aw Yazīdūna  | 037147.Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. | وَأَرْسَلْنَاهُ~ُ إِلَى مِائَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ |
Fa'āmanū Famatta`nāhum 'Ilá Ĥīnin  | 037148.Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadargeçindirdik. | فَآمَنُوا فَمَتَّعْنَاهُمْ إِلَى حِين ٍ |
Fāstaftihim 'Alirabbika Al-Banātu Wa Lahumu Al-Banūna  | 037149.Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocuklarıonların mı? | فَاسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَ |
'Am Khalaqnā Al-Malā'ikata 'Ināthāan Wa Hum Shāhidūna  | 037150.Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mibulunuyorlarmış? | أَمْ خَلَقْنَا الْمَلاَئِكَةَ إِنَاثا ً وَهُمْ شَاهِدُونَ |
'Alā 'Innahum Min 'Ifkihim Layaqūlūna  | 037151,152.İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, Allah çocuk sahibioldu diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar. | أَلاَ إِنَّهُمْ مِنْ إِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَ |
Walada Allāhu Wa 'Innahum Lakādhibūna  | 037152. | وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ |
'Āşţafá Al-Banāti `Alá Al-Banīna  | 037153.Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti? | أَاصْطَفَى الْبَنَاتِ عَلَى الْبَنِينَ |
Mā Lakum Kayfa Taĥkumūna  | 037154.Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz! | مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ |
'Afalā Tadhakkarūn  | 037155.Hiç düşünmüyor musunuz? | أَفَلاَ تَذَكَّرُون |
'Am Lakum Sulţānun Mubīnun  | 037156.Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? | أَمْ لَكُمْ سُلْطَان ٌ مُبِين ٌ |
Fa'tū Bikitābikum 'In Kuntum Şādiqīna  | 037157.Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren)kitabınızı! | فَأْتُوا بِكِتَابِكُمْ إِنْ كُنتُمْ صَادِقِينَ |
Wa Ja`alū Baynahu Wa Bayna Al-Jinnati Nasabāan Wa Laqad `Alimati Al-Jinnatu 'Innahum Lamuĥđarūna  | 037158.Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler dekendilerinin Allahın huzuruna getirileceklerini bilirler. | وَجَعَلُوا بَيْنَه ُُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبا ً وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ |
Subĥāna Allāhi `Ammā Yaşifūna  | 037159.Allah onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. | سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna  | 037160.Ancak Allahın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir. | إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Fa'innakum Wa Mā Ta`budūna  | 037161,162,163.(Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehennemegireceklerden başkasını kandırıp Allahın yolundan saptırabilirsiniz. | فَإِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ |
Mā 'Antum `Alayhi Bifātinīna  | 037162. | مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِنِينَ |
'Illā Man Huwa Şālī Al-Jaĥīmi  | 037163. | إِلاَّ مَنْ هُوَ صَالِي الْجَحِيمِ |
Wa Mā Minnā 'Illā Lahu Maqāmun Ma`lūmun  | 037164.(Melekler derler ki:) Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. | وَمَا مِنَّا إِلاَّ لَه ُُ مَقَام ٌ مَعْلُوم ٌ |
Wa 'Innā Lanaĥnu Aş-Şāffūna  | 037165.Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız. | وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ |
Wa 'Innā Lanaĥnu Al-Musabbiĥūna  | 037166.Şüphesiz biz (Allahı) tespih edip yüceltenleriz. | وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ |
Wa 'In Kānū Layaqūlūna  | 037167,168,169.Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: Eğer yanımızda öncekilereverilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullarolurduk. | وَإِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَ |
Law 'Anna `Indanā Dhikrāan Mina Al-'Awwalīna  | 037168. | لَوْ أَنَّ عِنْدَنَا ذِكْرا ً مِنَ الأَوَّلِينَ |
Lakunnā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna  | 037169. | لَكُنَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Fakafarū Bihi Fasawfa Ya`lamūna  | 037170.Fakat (kitap gelince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının neolacağını) bilecekler. | فَكَفَرُوا بِه ِِ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ |
Wa Laqad Sabaqat Kalimatunā Li`ibādinā Al-Mursalīn  | 037171.Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüzgeçmişti | وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَلِين |
'Innahum Lahumu Al-Manşūrūna  | 037172.Onlara mutlaka yardım edilecektir. | إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنصُورُونَ |
Wa 'Inna Jundanā Lahumu Al-Ghālibūna  | 037173.Şüphesiz ordularımız galip gelecektir. | وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ |
Fatawalla `Anhum Ĥattá Ĥīnin  | 037174.O halde bir süreye kadar onlardan yüz çevir | فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّى حِين ٍ |
Wa 'Abşirhum Fasawfa Yubşirūna  | 037175.Gözetle onları, yakında onlar da görecekler. | وَأَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ |
'Afabi`adhābinā Yasta`jilūna  | 037176.Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar? | أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ |
Fa'idhā Nazala Bisāĥatihim Fasā'a Şabāĥu Al-Mundharīna  | 037177.Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanlarınsabahı ne kötü olur! | فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنذَرِينَ |
Wa Tawalla `Anhum Ĥattá Ĥīnin  | 037178.Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir. | وَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّى حِين ٍ |
Wa 'Abşir Fasawfa Yubşirūna  | 037179.(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler. | وَأَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ |
Subĥāna Rabbika Rabbi Al-`Izzati `Ammā Yaşifūna  | 037180.Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiğişeylerden uzaktır, yücedir. | سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ |
Wa Salāmun `Alá Al-Mursalīna  | 037181.Peygamberlere selam olsun. | وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ |
Wa Al-Ĥamdu Lillāhi Rabbi Al-`Ālamīna  | 037182.Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur. | وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ |