CİNLER |
Cinler, melekler ve şeytanlar gibi akıl ve duyu
organlarımızla kavrayamadığımız, görünmeyen-bilinmeyen varlıklardandır. Cinler
hakkında, tüm yaratılanların yaratıcısı Yüce Rabbimizin insanlığa ulaştırdığı
mesajların bir arada olduğu Kur'an-ı Kerim de bilmemiz gereken ölçüde bilgi
verilmiştir. "De ki: Cinlerden bir
topluluğun dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz,
hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik. Doğru yola iletiyor, ona iman ettik.
Kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız. Hakikat şu ki, Rabbimizin şânı çok
yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir. Doğrusu bizim beyinsiz olanımız,
Allah hakkında pekaşırı yalanlar uyduruyormuş. Halbuki biz, gerek insanlar
gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık. Şu da gerçek
ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların
taşkınlıklarını arttırırlardı. Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç
kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı. Doğrusu biz, göğü yokladık, fakat
onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyledoldurulmuş bulduk. Halbuki, biz onun bazı
kısımlarında dinlemek için oturacak yerler
(bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek
isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor. Bilmiyoruz,
yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı
diledi? Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda
olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk. Şu gerçeği şüphesiz anladık ki,
biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz "Aldatmak için birbirlerine
cazip sözler fısıldayan cin ve insan şeytanlarını her peygambere düşman yaptık.
Bu şeytanlar ahrete inanmayanların kalblerinin o sözlere yönelmesi, ondan
hoşnut olması ve kendilerinin isledikleri suçları islemeleri için böyle
yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı, sen onları iftiraları ile başbaşa
bırak." " Allah hepsini toplayacağı gün, "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınz" der, insanlardan onlara uymuş olanlar, "Rabbimiz! Bir kısmımız bir kısmımızdan faydalandık ve bize tayin ettiğin surenin sonuna ulaştık" derler. "Cehennem, Allah'ın dilemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durağınız" der. Doğrusu Rabbin hakimdir, bilendir. Zalimlerin bir kısmını, kazandıklarından ötürü diğer bir kısmına böylece musallat ederiz. "Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan, bugünle karşılaşmamızdan siziuyaran peygamberler gelmedi mi?" "Kendi hakkımızda şahidiz" derler. Dunya hayati onları aldattı da inkârcı olduklarına, kendi aleyhlerinde şahidlik ettiler." (En'am Suresi 128-130) "Cinleri öz ateşten yarattı. O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?"(Rahman Suresi 15-16) "Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz." (Rahman Suresi 33) " Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık. Onlar Süleyman'a kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar (geniş) leğenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi! Şükredin. Kullarımdan şükreden azdır! Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı. " (Sebe Suresi 12-14)" Bu bilgiler doğrudan ve işaret yoluyla verilmekte. Hadislerin ışığında açıklanma gerekirse insan benzeri varlıklardır. Yeryüzünde yaşadıkları gibi göğe de yükselebilirler. Bizim anladığımız manada ateşsel değil ışınsal yaratıklar olması muhtemeldir. Işığın enerjiye dönüştürülmesinde sağlanacak ilerlemelerle birlikte onlarla ilgili bir sır perdesininde kalkması beklenilmektedir. Cinlerinde erkeği ve dişileri olduğu gibi onlarda ürerler ve ölürler. Akıl ve irade sahibidirler. Onlar da insanlar gibi emir ve yasaklara uymak Allah'a ibadet etmek için yaratılmışlardır. İnsanların peygamberleri onlarında peygamberleridir. Cennetle de nimetlendirilecekleri olduğu gibi Cehennemle de azablandırlacak olanları vardır. Yeryüzündeki çalışmaları devam etmekle beraber, peygamberimizden sonragökyüzüne çıkıp bilgi edinme girişimleri, koruyucu melekler ve delici alevlerle engellenmiştir. Farklı kültürel seviyelerdedir. Hz.Süleyman devrinde ileri derecede bilimsel ve sanatsal etkinlikleri görülmüştür. Ordu da yer aldıkları gibi, mühendislik, ustalık ve dalgıçlık görevi yapmışlar, heykeller, büyük havuzlar ve sabit kazanlar inşa etmişlerdir. Günümüzde laboratuvar düzeyinde çalışmaları yapılmakta olan, eşyanın ışınlamasına sahip bilgiyi onlar bundan üçbin yıl önce elde etmişlerdi. Geçen bu kadar süre içinde teknolojilerinde ilerleme kaydetmedikleri düşünülemez elbette. Çağımızda görüldüğü söylenen ufolar, uçan daireler, merihliler'i n onlar olmadığı ne malum. Yeryüzü medeniyetine katkıda bulunduklarını veya bulunacaklarını, Hz.Süleyman örneği önümüzde iken söylememek mümkün mü? Işınsal vücut yapılarından kaynaklanan hızları, engelleri
aşma özellikleri yönündeki üstünlüklerinin yanısıra, mantık ve muhakeme yönünden
insanlardan hayli geridirler. Ancak insanların anarşi çıkarma, kan dökme gibi
bazı olumsuz özellikleri daha belirgindir. Cinler, ne geleceği bilerler ne de kendileri dışında olan
olayları bilebilirler. Gayb bilgisi Allah'a mahsustur. Cinlerin insanları görmelerine bir mani yoksa da vücut yapılarımızın farklılığı sebebiyle insanların onlarla işitilebilir ve görülebilir fiziksel bir beraberliğe girmelerinde engeller bulunmaktadır. Bunun yanı sıra peygamberler ve seçilmişlerin kendilkeri ile görüştükleri gerçektir. Doğruluklarına artık neredeyse kuşku duyulmayacak şekilde çoklukla yaşanan, belki de siz şu satırları okuyanlarında yaşadığı ve yaşanmaya devam eden olaylar, bir cin maskaralığı olan ruh çağırma oturumlar ve benzeri müşahedelere dayanan çeşitli TV kanallarının gizemli adlar altında yayınladıkları istisnai olaylar insanlarla cinler arasında ilişki kurulabileceğine bir kanıt olarak niye kabul edilmesin ki? Bu arada unutulmasın ki, onların hep görülmez olmadığını
düşüncesine saplanmayalım. Bazı şeytanlaşmış insanların varlığı malumlarınızdır.
Bu tip insanlardan Allah'a sığınılması Kur'an da açıklanmaktadır. Bizler gibi mükellef varlıklar olan cinler kendileri gibi görünmeyen olan, müşterek düşmanlarımız olan şeytanlar tarafından saptırılmaya çalışılmaktadır. Görrünmez olmalarından dolayı onları birbiriyle karıştırmamak lazımdır. Şeytanlar cinlerden farklı olup şerlere odaklanmış varlıklardır. Varlıkları peygamberimiz tarafından açıklanan cinler aleminin hayvanları, mükellef varlıklar olan cinlerle karıştırılarak cinlerin yılan ve köpek gibi suretlere girdikleri yanılgısına düşülebilimnmektedir. Allah'a muhatap olma yüceliğine erdirilmiş, Kur'an insanı olmaya aday varlıklar olan sorumlu cinlerin hayvan suretlerine sokulup korku salınması maalesef hadislere kadar sokulabilmiştir. Bir diğer yanıltıcı husus da bazı hadisler de hastalık etkeni olarak gösterilen ve görünmez olma nitelikleri sebebiyle kendilerine görünmez varlıklar anlamına cin denilen mikroplar türünde varlıkların, mükellef varlıklar olan cinleranlamına algılatabilmesidir. Bu bir hatadır, bu hataya düşmemelidir. |