Li tunzire kavmen mâ unzire âbâuhum fe hum gâfilûn(gâfilûne).
Diyanet İşleri | : | (5-6) Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Korkutman için, ataları korkutulmamış topluluğu; onlardır gafil olanlar. |
Adem Uğur | : | Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir. |
Ali Bulaç | : | Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin). |
Ali Fikri Yavuz | : | Babaları (Allah’ın azabı ile) korkutulmamış bir kavmi (Kureyşi) korkutasın diye gönderildin. Çünkü onlar habersiz gafillerdir. |
Bekir Sadak | : | (5-6) Bu, babalari uyarilmadigindan gafil kalmis bir milleti uyarman icin guclu ve merhametli olan Allah'in indirdigi Kuran'dir. |
Celal Yıldırım | : | Babaları uyarılmayan bir milleti —ki onlar gaflet içindedirler— uyarman içindir. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (5-6) Bu, babaları uyarılmadığından gafil kalmış bir milleti uyarman için güçlü ve merhametli olan Allah'ın indirdiği Kuran'dır. |
Diyanet Vakfi | : | Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir. |
Edip Yüksel | : | Ataları uyarılmadığından tümüyle habersiz kalmış bir toplumu uyarman için... |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | İnzar edesin, vehameti haber veresin diye bir kavme. Babalar inzar edilmedi de haberleri de yok gafiller |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Babaları uyarılmamış olup gaflet içinde olan bir topluluğu uyarasın (vehameti haber veresin) diye. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | (5-6) Babaları korkutulmamış ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın. |
Fizilal-il Kuran | : | O Kitap, sana, ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir. |
Gültekin Onan | : | Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin). |
Hasan Basri Çantay | : | (Bunun) hikmeti de (yakın) ataları azâb ile korkutulmamış, bu yüzden kendileri gaflet içinde kalmış olan bir kavmi (onunla) korkutmandır. |
İbni Kesir | : | Babaları uyarılmadığından gaflet içinde kalmış bir kavmi uyarman için. |
Muhammed Esed | : | ataları uyarılmamış ve bu nedenle kendileri (doğru ile eğrinin ne olduğundan) habersiz kalmış bulunan insanları uyarasın diye (sana indirilmiş olanın) (sayesinde). |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Tâ ki, bir kavmi korkutasın ki, onların ataları korkutulmamıştır. Artık onlar gâfil kimselerdir. |
Şaban Piriş | : | Ataları uyarılmadığı için gafil bir toplumu uyarman için. |
Suat Yıldırım | : | (5-6) O, azîz ve rahîmden indirilen bir tenzil olup, ataları uyarılmamış, hâliyle, kendileri de gaflette giden, bir topluluğu uyarmak için gönderilmişsin. |
Süleyman Ateş | : | Babaları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için (seni gönderdik). |
Tefhim-ul Kuran | : | Babaları uyarılıp korkutulmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarıp korkutman için (gönderildin). |
Ümit Şimşek | : | Tâ ki, ataları uyarılmadığı için haktan habersiz kalmış bir toplumu uyarasın. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin. |