Mâ agnâ anhu mâluhu ve mâ keseb(kesebe).
Diyanet İşleri | : | Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Malı da bir fayda vermedi ona, kazandığı da. |
Adem Uğur | : | Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. |
Ali Bulaç | : | Malı ve kazandıkları kendisine bir yarar sağlamadı. |
Ali Fikri Yavuz | : | Ne malı fayda verdi ona, ne kazandığı... |
Bekir Sadak | : | Mali ve kazandigi kendisine fayda vermedi. |
Celal Yıldırım | : | Ne malı ona fayda verdi, ne kazandığı... |
Diyanet İşleri (eski) | : | Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi. |
Diyanet Vakfi | : | (1-5) Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek). |
Edip Yüksel | : | Ne parası, ne de bir kazancı ona yaramadı. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ne malı fâide verdi ona ne kazandığı |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı. |
Fizilal-il Kuran | : | Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi. |
Gültekin Onan | : | Malı ve kazandıkları kendisine bir yarar sağlamadı. |
Hasan Basri Çantay | : | Ona ne malı, ne kazandığı fâide vermedi. |
İbni Kesir | : | Malı ve kazandığı ona fayda vermedi. |
Muhammed Esed | : | Ne faydası olacak servetinin ve kazancının? |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ona ne malı bir zenginlik verdi ve ne de kazandığı şey. |
Şaban Piriş | : | Ona, malı ve kazandıkları fayda vermedi. |
Suat Yıldırım | : | Ona ne malı, ne de yaptığı işler fayda verdi! |
Süleyman Ateş | : | Ne malı, ne de kazandığı onu (Allâh'ın kahrından) kurtaramadı. |
Tefhim-ul Kuran | : | Malı da, kazandıkları da kendisine bir yarar sağlamadı. |
Ümit Şimşek | : | Ne malı bir fayda verdi ona, ne kazandıkları. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ne malı kurtardı onu ne de kazandığı. |