İnnehu le kavlun fasl(faslun).
Diyanet İşleri | : | Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Şüphe yok ki o, her şeyi ayırt eden kesin bir söz elbet. |
Adem Uğur | : | Şüphesiz Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. |
Ali Bulaç | : | Şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir sözdür. |
Ali Fikri Yavuz | : | Muhakkak o Kur’an (hak ile batıl arasını) ayırd eden kesin bir hükümdür. |
Bekir Sadak | : | Dogrusu bu Kuran kesin bir sozdur. |
Celal Yıldırım | : | Ki bu Kur'ân (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırd eden bir sözdür. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Doğrusu bu Kuran kesin bir sözdür. |
Diyanet Vakfi | : | (11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek). |
Edip Yüksel | : | Bu, ayırdedici bir sözdür. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ki o her halde bir keskin hukümdür |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | ki, o her halde keskin bir hükümdür. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir sözdür. |
Fizilal-il Kuran | : | Şüphesiz Kur'an kesin bir sözdür. |
Gültekin Onan | : | Şüphesiz o (Kuran), ayırdeden bir sözdür. |
Hasan Basri Çantay | : | Hakıykaten o (Kur'an) hak ile (baatılı ayırd eden) kat'î bir kelâmdır. |
İbni Kesir | : | Ki doğrusu bu, kesin bir sözdür, |
Muhammed Esed | : | Bakın, bu (ilahi kelam) doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Şüphe yok ki, o elbette bir ayırt eden kelâmdır. |
Şaban Piriş | : | Kesinlikle o ayırdedici bir sözdür. |
Suat Yıldırım | : | Bu Kur’ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür! |
Süleyman Ateş | : | O (Kur'ân), elbette (hak ile bâtılı) ayırdedici bir sözdür. |
Tefhim-ul Kuran | : | Hiç şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir sözdür. |
Ümit Şimşek | : | Bu Kur'ân, hiç şüphesiz, hak ile bâtılı ayırt eden sözdür. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür; |