078 - NEBE النبا
الجزء الثلاثون
سورة
النبأ (78) ص 582
بِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِ
عَمَّ يَتَسَاءلُونَ {1} عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ {2} الَّذِي هُمْ
فِيهِ مُخْتَلِفُونَ {3}
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ {4} ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ {5} أَلَمْ
نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَاداً {6}
وَالْجِبَالَ أَوْتَاداً {7} وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجاً {8}
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتاً
{9} وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاساً {10} وَجَعَلْنَا النَّهَارَ
مَعَاشاً {11} وَبَنَيْنَا
فَوْقَكُمْ سَبْعاً شِدَاداً {12} وَجَعَلْنَا سِرَاجاً وَهَّاجاً {13}
وَأَنزَلْنَا
مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجاً {14} لِنُخْرِجَ بِهِ حَبّاً
وَنَبَاتاً {15} وَجَنَّاتٍ
أَلْفَافاً {16} إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتاً {17} يَوْمَ
يُنفَخُ فِي الصُّورِ
فَتَأْتُونَ أَفْوَاجاً {18} وَفُتِحَتِ السَّمَاء فَكَانَتْ
أَبْوَاباً {19} وَسُيِّرَتِ
الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَاباً {20} إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ
مِرْصَاداً {21} لِلْطَّاغِينَ
مَآباً {22} لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَاباً {23} لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا
بَرْداً وَلَا شَرَاباً
{24} إِلَّا حَمِيماً وَغَسَّاقاً {25} جَزَاء وِفَاقاً {26} إِنَّهُمْ
كَانُوا
لَا يَرْجُونَ حِسَاباً {27} وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّاباً {28}
وَكُلَّ شَيْءٍ
أَحْصَيْنَاهُ كِتَاباً {29} فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا
عَذَاباً {30}
سورة
النبأ (78) ص 583
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازاً {31} حَدَائِقَ وَأَعْنَاباً {32}
وَكَوَاعِبَ أَتْرَاباً {33} وَكَأْساً
دِهَاقاً {34} لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْواً وَلَا كِذَّاباً {35}
جَزَاء مِّن رَّبِّكَ عَطَاء
حِسَاباً {36}
رَبِّ
السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا
الرحْمَنِ
لَا يَمْلِكُونَ
مِنْهُ خِطَاباً {37} يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفّاً
لَّا يَتَكَلَّمُونَ
إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ
الرحْمَنُ
وَقَالَ صَوَاباً {38} ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن
شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآباً {39} إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ
عَذَاباً قَرِيباً يَوْمَ
يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا
لَيْتَنِي كُنتُ تُرَاباً {40} |
Bismillahirrahmanirrahim
1. Amme
yetesaelune. 2. Aninnebeil'azıymi. 3. Elleziy hum fiyhi muhtelifune. 4. Kella seya'lemune. 5. Sümme kella seya'lemune. 6. Elem nec'alil'arda mihaden. 7. Velcibale evtaden. 8. Ve halaknakum ezvacen. 9. Ve ce'alna nevmekum subaten. 10. Ve ce'alnelleyle libasen. 11. Ve ce'alnennehare me'aşen. 12. Ve beneyna fevkakum seb'an şidaden. 13. Ve ce'alna siracen vehhacen. 14. Ve enzelna minelmu'sırati maen seccacen. 15. Linuhrice bihi habben ve nebaten. 16. Ve cennatin elfafen. 17. İnne yevmelfasli kane miykaten. 18. Yevme yunfehu fiyssuri fete'tune efvacen. 19. Ve futihatissemau fekanet ebvaben. 20. Ve suyyiretilcibalu fekanet seraben. 21. İnne cehenneme kanet mirsaden 22. Littağıyne meaben. 23. Labisiyne fiyha ahkaben. 24. La yezukune fiyha berden ve la şeraben. 25. İlla hamiymen ve ğassakan. 26. Cezaen vifakan. 27. İnnehum kanu la yercune hısaben. 28. Ve kezzebu biayatina kizzaben. 29. Ve kulle şey'in ahsaynahü kitaben. 30. Fezuku felen neziydekum illa 'azaben. 31. İnne lilmuttekıyne mefazen. 32. Hadaika ve a'naben. 33. Ve keva'ıbe etraben. 34. Ve ke'sen dihakan. 35. La yesme'une fiyha lağven ve la kizzaben. 36. Cezaen min rabbike 'ataen hısaben. 37. Rabbissemavati vel'ardı ve ma beynehumerrahmani la yemlikune minhu hıtaben. 38. Yevme yekumurruhu velmelaiketu saffen la yetekellemune illa men ezine lehurrahmanu ve kale savaben. 39. Zalikelyevmulhakku femen şaettehaze ila rabbihi meaben. 40. İnna enzernakum 'azaben kariyben yevme yenzurulmer'u ma kaddemet yedahu ve yekululkafiru ya leyteniy kuntu turaben. |
78 - NEBE' SÛRESİ
Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “en-Nebe’”
kelimesinden almıştır. Nebe’, haber demektir. Sûrede ölüm ötesi hayatın
varlığını ispat çerçevesinde, kıyamet, öldükten sonra dirilme ve hesap için
toplanma konularına yer verilmektedir.
Bismillahirrahmânirrahîm
1. Birbirlerine neyi soruyorlar?
2,3. Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)?
4. Hayır, ileride bilecekler.
5. Yine hayır; ileride bilecekler.
6,7. Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?
8. Sizleri (erkekli-dişili) eşler halinde yarattık.
9. Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık.
10. Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.
11. Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.
12. Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.
13. Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.
14,15,16. Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü
yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.
17. Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir.
18. Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.
19. Gök açılır ve kapı kapı olur.
20. Dağlar yürütülür, serap haline gelir.
21,22,23. Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar
boyu kalacakları bir dönüş yeridir.
24. Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!
25,26. Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.
27. Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.
28. Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.
29. Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfûz’da) tamamiyle sayıp tespit
ettik.
30. Kafirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı
artıracağız."
31,32,33,34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten
sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri
çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
35. Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan.
36,37,38. Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi
arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükafat, yeterli bir ihsan olarak
verilmiştir. Onlar, Ruh’un (Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün
Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru
söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
39. İşte bu, hak olan gündür. Artık dileyen kimse Rabbine ulaştıran bir yol
tutar.
40. Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve
inkarcının, “Keşke toprak olaydım!” diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir
azaba karşı uyardık.