066 - TAHRİM التحريم
سورة التحريم (66) ص 560
بِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِ
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَا أَحَلَّ
اللَّهُ
لَكَ تَبْتَغِي مَرْضَاتَ أَزْوَاجِكَ وَاللَّهُ
غَفُورٌ رَّحِيمٌ {1} قَدْ فَرَضَ
اللَّهُ
لَكُمْ تَحِلَّةَ أَيْمَانِكُمْ وَاللَّهُ
مَوْلَاكُمْ
وَهُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ {2} وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِيُّ إِلَى
بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثاً
فَلَمَّا نَبَّأَتْ بِهِ وَأَظْهَرَهُ
اللَّهُ
عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَأَعْرَضَ عَن بَعْضٍ
فَلَمَّا نَبَّأَهَا بِهِ قَالَتْ مَنْ أَنبَأَكَ هَذَا قَالَ
نَبَّأَنِيَ الْعَلِيمُ الْخَبِيرُ
{3} إِن تَتُوبَا إِلَى
اللَّهِ
فَقَدْ صَغَتْ قُلُوبُكُمَا وَإِن تَظَاهَرَا عَلَيْهِ
فَإِنَّ
اللَّهَ
هُوَ مَوْلَاهُ وَجِبْرِيلُ وَصَالِحُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمَلَائِكَةُ
بَعْدَ ذَلِكَ ظَهِيرٌ {4} عَسَى رَبُّهُ إِن طَلَّقَكُنَّ أَن
يُبْدِلَهُ أَزْوَاجاً
خَيْراً مِّنكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُّؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ تَائِبَاتٍ
عَابِدَاتٍ سَائِحَاتٍ
ثَيِّبَاتٍ وَأَبْكَاراً {5} يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا
أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ
نَاراً وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ
غِلَاظٌ شِدَادٌ
لَا يَعْصُونَ
اللَّهَ
مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ {6} يَا أَيُّهَا
الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَعْتَذِرُوا الْيَوْمَ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ
مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ {7}
سورة التحريم (66) ص 561
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى
اللَّهِ
تَوْبَةً نَّصُوحاً عَسَى رَبُّكُمْ
أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي
مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي
اللَّهُ
النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا
مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ
يَقُولُونَ رَبَّنَا
أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ {8}
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ
وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ
وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ {9} ضَرَبَ
اللَّهُ
مَثَلاً
لِّلَّذِينَ كَفَرُوا اِمْرَأَةَ نُوحٍ وَاِمْرَأَةَ لُوطٍ كَانَتَا
تَحْتَ
عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ
يُغْنِيَا عَنْهُمَا
مِنَ
اللَّهِ
شَيْئاً وَقِيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلِينَ {10}
وَضَرَبَ
اللَّهُ
مَثَلاً لِّلَّذِينَ آمَنُوا اِمْرَأَةَ فِرْعَوْنَ إِذْ
قَالَتْ
رَبِّ
ابْنِ لِي عِندَكَ بَيْتاً فِي الْجَنَّةِ وَنَجِّنِي مِن فِرْعَوْنَ
وَعَمَلِهِ وَنَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ {11} وَمَرْيَمَ
ابْنَتَ
عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن
رُّوحِنَا
وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ
الْقَانِتِينَ {12} |
Bismillahirrahmanirrahim
1. Ya
eyyuhennebiyyu lime tuharrimu ma ehallellahu leke tebteğıy merdate ezvacike
vallahu ğafurun rahıymun. 2. Kad feredallahu lekum tehıllete eymanikum vallahu mevlakum ve luvel'alıymulhakıymu. 3. Ve iz eserrennebiyyu ila ba'dı ezvacihi hadiysen felemma nebbeet bihi ve ezharehullahu 'aleyhi 'arrefe ba'dahu ve a'reda 'anba'dın felemma nebbeeha bihi kalet men enbeeke haza kale nebbeeniyel'aliymulhabiyru. 4. İn tetuba ilillahi fekad sağat kulubukuma ve in tezahera 'aleyhi feinnallahe huve mevlahu ve cibriylu ve salihulmu 'miniyne velmelaiketu ba'de zalike zahiyrun. 5. 'Asa rabbuhu in tallakakune en yubdilehu ezvacen hayren minkunne muslimatin mu'munatin kanitatin taibatin 'abidatin saihatin seyyibatin ve ebkaren. 6. Ya eyyuhelleziyne amenu kuenfusekum ve ehliykum naren ve kuduhennasu velhıcaretu 'aleyha melaiketun ğulazın şidadin la ya'sunallahe ma emerehum ve yef'alune ma yu'merune. 7. Ya eyyuhelleziyne keferu la ta'tezirulyevme innema tuczevne ma kuntum ta'melune. 8. Ya eyyuhelleziyne amenu tubu ilellahi tevbeten nesuhan asa rabbukum en yukeffire 'ankum seyyiatikum ve yudhılekum cennatin tecriy min tahtihel'enharu yevme la yuhzillahunnebiyye velleziyne amenu me'ahu nuruhum yes'a beyne eydiyhim ve bieymanihim yekulune rabbena etmin lena nurena vağfir lena inneke 'ala kulli şey'in kadiyrun. 9. Ya eyyuhennebiyyu cahidilkuffare velmunafikıyne vağluz 'aleyhim ve me'vahum cehennemu ve bi'selmasıyru. 10. Dareballahu meselen lilleziyne keferumreete nuhın vemreete lutin kaneta tahte 'abdeyni min 'ıbadina salihayni fehanetahuma felem yuğniya 'anhuma minallahi şey'en ve kıyledhulennare me'addahiliyne. 11. Ve da reballahu meselen lilleziyne amenumreete fir'avne iz kalet rabbibni liy 'ındeke beyten fiylcenneti ve necciniy min fir'avne ve 'amelihi ve necciniy minelkavmizzalimiyne. 12. Ve meryemebte 'ımranelletiy ahsanet ferceha fenefahna fiyhi min ruhına ve saddekat bikelimati rabbiha ve kutubihi ve kanet minelkanitıyne. |
66 - TAHRÎM SÛRESİ
Medine döneminde inmiştir. 12 âyettir. Sûre, adını Hz. Peygamber’in, helâl olan
bir şeyi kendisine haram kıldığından söz eden ve “Tahrîm Âyeti” diye
adlandırılan birinci âyetten almıştır. Tahrîm, haram kılmak demektir. Sûrede
başlıca, Hz. Peygamber’in eşleriyle olan bazı münasebetleri ile, mutlu bir aile
yuvasının oluşturulmasının temel prensipleri konu edilmektedir.
Bismillahirrahmânirrahîm
1. Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi
niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir.
2. Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru
kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet
sahibidir.
3. Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü
(başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir
kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona (sırrı
açıklayan eşine) haber verince o, “Bunu sana kim bildirdi?” dedi. Peygamber,
“Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi” dedi.
4. (Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi.
Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız
bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü’minler de. Bunlardan
sonra melekler de ona arka çıkarlar.
5. Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla
itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.
6. Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan
ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine
verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler
vardır.
7. Ey inkar edenler! Bu gün özür dilemeyin! Siz ancak yapmakta olduklarınızın
karşılığını görüyorsunuz.
8. Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe
edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla
birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar
akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır,
gider. “Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her
şeye hakkıyla gücün yeter” derler.
9. Ey Peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert
davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!
10. Allah, inkar edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu
ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken
onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan
savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.
11. Allah, iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o,
“Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı
işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” demişti.
12. Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan
üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’i
de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.