060 - MÜMTEHİNE الممتحنة
سورة الممتحنة (60) ص 549
بِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِ
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي
وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ
إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءكُم مِّنَ
الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ
وَإِيَّاكُمْ أَن تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ
رَبِّكُمْ إِن كُنتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَاداً فِي سَبِيلِي
وَابْتِغَاء مَرْضَاتِي تُسِرُّونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا
أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ
وَمَا أَعْلَنتُمْ وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء
السَّبِيلِ {1} إِن
يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ أَعْدَاء وَيَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ
أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُم
بِالسُّوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ {2} لَن تَنفَعَكُمْ
أَرْحَامُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ
يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَفْصِلُ بَيْنَكُمْ وَاللَّهُ
بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ {3} قَدْ
كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِي إِبْرَاهِيمَ وَالَّذِينَ مَعَهُ
إِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ
إِنَّا بُرَاء مِنكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ
اللَّهِ
كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا
وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَاء أَبَداً حَتَّى تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ
وَحْدَهُ إِلَّا
قَوْلَ إِبْرَاهِيمَ لِأَبِيهِ لَأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَا أَمْلِكُ
لَكَ مِنَ
اللَّهِ
مِن شَيْءٍ
رَّبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ
الْمَصِيرُ {4} رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا
فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا إِنَّكَ أَنتَ
الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ {5}
سورة الممتحنة (60) ص 550
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِيهِمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَن كَانَ يَرْجُو
اللَّهَ
وَالْيَوْمَ الْآخِرَ
وَمَن يَتَوَلَّ فَإِنَّ
اللَّهَ
هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ {6} عَسَى
اللَّهُ
أَن يَجْعَلَ
بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذِينَ عَادَيْتُم مِّنْهُم مَّوَدَّةً وَاللَّهُ
قَدِيرٌ وَاللَّهُ
غَفُورٌ رَّحِيمٌ
{7} لَا يَنْهَاكُمُ
اللَّهُ
عَنِ الَّذِينَ لَمْ يُقَاتِلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَلَمْ يُخْرِجُوكُم
مِّن دِيَارِكُمْ أَن تَبَرُّوهُمْ وَتُقْسِطُوا إِلَيْهِمْ إِنَّ
اللَّهَ
يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ
{8} إِنَّمَا يَنْهَاكُمُ
اللَّهُ
عَنِ الَّذِينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَأَخْرَجُوكُم
مِّن دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلَى إِخْرَاجِكُمْ أَن تَوَلَّوْهُمْ
وَمَن يَتَوَلَّهُمْ فَأُوْلَئِكَ
هُمُ الظَّالِمُونَ {9} يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا جَاءكُمُ
الْمُؤْمِنَاتُ
مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّ
اللَّهُ
أَعْلَمُ بِإِيمَانِهِنَّ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ
فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى الْكُفَّارِ لَا هُنَّ حِلٌّ لَّهُمْ وَلَا
هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ وَآتُوهُم
مَّا أَنفَقُوا وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَن تَنكِحُوهُنَّ إِذَا
آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ
وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَاسْأَلُوا مَا أَنفَقْتُمْ
وَلْيَسْأَلُوا مَا أَنفَقُوا
ذَلِكُمْ حُكْمُ
اللَّهِ
يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ وَاللَّهُ
عَلِيمٌ حَكِيمٌ {10} وَإِن فَاتَكُمْ
شَيْءٌ مِّنْ أَزْوَاجِكُمْ إِلَى الْكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَآتُوا
الَّذِينَ ذَهَبَتْ
أَزْوَاجُهُم مِّثْلَ مَا أَنفَقُوا وَاتَّقُوا
اللَّهَ
الَّذِي أَنتُم بِهِ مُؤْمِنُونَ {11}
سورة الممتحنة (60) ص 551
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا جَاءكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ
عَلَى أَن لَّا يُشْرِكْنَ
بِاللَّهِ
شَيْئاً وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ
أَوْلَادَهُنَّ وَلَا يَأْتِينَ
بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلَا
يَعْصِينَكَ
فِي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ
اللَّهَ
إِنَّ
اللَّهَ
غَفُورٌ رَّحِيمٌ
{12} يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَوَلَّوْا قَوْماً غَضِبَ
اللَّهُ
عَلَيْهِمْ
قَدْ يَئِسُوا مِنَ الْآخِرَةِ كَمَا يَئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ
أَصْحَابِ الْقُبُورِ {13}
|
Bismillahirrahmanirrahim
1. Ya
eyyuhelleziyne amenu la tettehızu 'aduvviy ve 'aduvvekum evliyae tulkune
ileyhim bilmeveddeti ve kad keferu bima caekum minelhakkı yuhricunerresule
ve iyyakum en tu'minu billahi rabbikum in kuntum harectum cihaden fiy
sebiyliy vebtiğae merdatiy tusirrune ileyhim bilmeveddeti ve ene a'lemu bima
ahfeytum ve ma a'lentum ve men yef'alhu minkum fekad dalle sevaessebiyli.
2. İn yeskafukum yekunu lekum a'daen ve yebsutu ileykum eydiyehum ve elsinetehum bissui ve veddu lev tekfurune. 3. Len tenfe'akum erhamukum ve la evladukum yevmelkıyameti yefsılu beynekum vallahu bima ta'melune basıyrun. 4. Kad kanet lekum usvetun hasenetun fiy ibrahiyme velleziyne me'ahu iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta'budune min dunillahi keferna bikum ve beda beynena ve beynekumul'adavetu velbağdau illa kavle ibrahiyme liebiyhi leestağfirenne leke ve ma emliku leke minallahi min şey'in rabbena 'aleyke tevekkelna ve ileyke enebna ve ileykelmesıyru. 5. Rabbena tec'alna fitneten lilleziyne keferu vağfir lena rabbena inneke entel'azizül hakim. 6. Lekad kane lekum fiyhim usvetun hasenetun limen kane yercullahe velyevmel'ahıre ve men yetevelle feinnallahe huvelğaniyyulhamiydu. 7. 'Asallahu en yec'ale beynekum ve beynelleziyne 'adeytum minhum meveddeten vallahu kadiyrun vallahu ğafurun rahıymun. 8. La yenhakumullahu 'anilleziyne lem yukatilukum fiyddiyni ve lem yuhricukum min diyarikum en teberruhum ve tuksitu ileyhim innallahe yuhıbbulmuksitıyne. 9. İnnema yenhakumullahu 'anilleziyne katelukum fiydiyni ve ahrecukum min duyarikum ve zaheru 'ala ıhracikum en tevellevhum ve men yetevellehum feulaike humuzzalimune. 10. Ya eyyuhelleziyne amenu iza caekumulmu'minatu muha ciratin femtehınuhunne allahu a'lemu biiymanihinne fein 'alimtumuhunne mu'minatin fela terci'uhunne ilelkuffari la hunne hıllun lehum ve la hum yehıllune lehunne ve atuhum ma enfeku ve la cunaha 'aleykum en tenkıhuhunne iza ateytumuhunne ucurehunne ve la tumsiku bi'ısamilkevafiri ves'elu ma enfaktum velyes&elu ma enfeku zalikum hukmullahi yahkumu beynekum vallahu 'aliymun hakuymun. 11. Ve in fatekum şey'un min ezvacikum ilelkuffari fe'akabtum featulleziyne zehebet ezvacuhum misle ma enfeku vettekullahelleziy entum bihi mu'minune. 12. Ya eyyuhennebiyyu iza caekelmu'minatu yubayı'neke ala en la yuşrikne billahi şey'en ve la yesrıkne ve la yezniyne ve la yaktulne evladehunne ve la yet'tiyne bibuhtanin yefteriynehu beyne eydiyhinne ve erculihinne ve la ya'sıyneke fiy ma'rufin febayı'hunne vestağfir lehunnallahe innallahe ğafurun rahıymun. 13. Ya eyyuhelleziyne amenu la tetevellev kavmen ğadıballahu 'aleyhim kad yesiu minel'ahıreti kema yeiselkuffaru min ashabilkuburi. |
60 - MÜMTEHİNE SÛRESİ
Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından
sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen
kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden”
anlamında “mümtehine” denmiştir. Sûrede başlıca, Allah için sevmek, Allah için
buğz etmek ve müslümanlarla kâfirler arasındaki ilişkilere dair bazı uyarılar
konu edilmektedir.
Bismillahirrahmânirrahîm
1. Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost
edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar size gelen hakkı
inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah’a inandınız diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan
çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için
çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz.1 Oysa ben
sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa
mutlaka doğru yoldan sapmıştır.
2. Şâyet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman olurlar, size ellerini ve
dillerini kötülükle uzatırlar ve inkar etmenizi arzu ederler
3. Yakınlarınız ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. Kıyamet günü
Allah aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
4. İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır.
Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız.
Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda
sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in,
babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana
gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle
dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik.
Dönüş de ancak sanadır.”2
5. “Ey Rabbimiz! Bizi, inkar edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey
Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
6. Andolsun, onlarda (İbrahim ve
beraberindekilerde) sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenler için güzel
bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Allah her bakımdan sınırsız
zengindir, övülmeye layıktır.
7. Ola ki Allah sizinle, içlerinden düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi
(ve yakınlık) koyar. Allah hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok
merhametlidir.
8. Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da
çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez.
Şüphesiz Allah âdil davrananları sever.
9. Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran
ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost
edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
10. Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları
imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış
kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü
müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir. Kafirler de müslüman hanımlara
helal olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin.
Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah
yoktur. Müşrik karılarınızın nikahlarına tutunmayın. (Zira bu nikahlar ortadan
kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kafir kocalarından)
isteyin. Kafirler de (İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına)
harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda
hüküm veriyor. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.3
11. Eğer eşlerinizden biri kafirlere kaçar4 ve siz de onlarla çarpışıp ganimet
alırsanız eşleri gidenlere sarfettikleri (mehir) kadarını verin ve inandığınız
Allah’a karşı gelmekten sakının.
12. Ey Peygamber! Mü’min kadınlar, Allah’a
hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını
öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek,5 hiçbir
iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman,
biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.
13. Ey iman edenler! Kendilerine Allah’ın gazap ettiği, kabirlerdeki kafirlerin
ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş6 bir toplumu dost
edinmeyin.