053 - NECM النجم

Hafiz Efendi

سورة النجم (53) ص 526

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَى {1} مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَى {2} وَمَا يَنطِقُ

عَنِ الْهَوَى {3} إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى {4} عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوَى {5}

ذُو مِرَّةٍ فَاسْتَوَى {6} وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَى {7} ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى {8}

فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى {9} فَأَوْحَى إِلَى عَبْدِهِ مَا أَوْحَى {10}

مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى {11} أَفَتُمَارُونَهُ عَلَى مَا يَرَى {12} وَلَقَدْ رَآهُ

نَزْلَةً أُخْرَى {13} عِندَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى {14} عِندَهَا جَنَّةُ الْمَأْوَى {15}

إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى {16} مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَى {17} لَقَدْ رَأَى

مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَى {18} أَفَرَأَيْتُمُ اللَّاتَ وَالْعُزَّى {19} وَمَنَاةَ

الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى {20} أَلَكُمُ الذَّكَرُ وَلَهُ الْأُنثَى {21} تِلْكَ إِذاً قِسْمَةٌ

ضِيزَى {22} إِنْ هِيَ إِلَّا أَسْمَاء سَمَّيْتُمُوهَا أَنتُمْ وَآبَاؤُكُم مَّا أَنزَلَ

اللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَانٍ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْأَنفُسُ

وَلَقَدْ جَاءهُم مِّن رَّبِّهِمُ الْهُدَى {23} أَمْ لِلْإِنسَانِ مَا تَمَنَّى {24} فَلِلَّهِ

الْآخِرَةُ وَالْأُولَى {25} وَكَم مِّن مَّلَكٍ فِي السَّمَاوَاتِ لَا تُغْنِي

شَفَاعَتُهُمْ شَيْئاً إِلَّا مِن بَعْدِ أَن يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَن يَشَاءُ وَيَرْضَى {26}

سورة النجم (53) ص 527

إِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ لَيُسَمُّونَ الْمَلَائِكَةَ تَسْمِيَةَ الْأُنثَى {27}

وَمَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ

الْحَقِّ شَيْئاً {28} فَأَعْرِضْ عَن مَّن تَوَلَّى عَن ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ إِلَّا الْحَيَاةَ

الدُّنْيَا {29} ذَلِكَ مَبْلَغُهُم مِّنَ الْعِلْمِ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن

سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اهْتَدَى {30} وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا

فِي الْأَرْضِ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ أَسَاؤُوا بِمَا عَمِلُوا وَيَجْزِيَ الَّذِينَ أَحْسَنُوا

بِالْحُسْنَى {31} الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ

إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ الْأَرْضِ

وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوا أَنفُسَكُمْ هُوَ أَعْلَمُ

بِمَنِ اتَّقَى {32} أَفَرَأَيْتَ الَّذِي تَوَلَّى {33} وَأَعْطَى قَلِيلاً وَأَكْدَى

{34} أَعِندَهُ عِلْمُ الْغَيْبِ فَهُوَ يَرَى {35} أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِي صُحُفِ

مُوسَى {36} وَإِبْرَاهِيمَ الَّذِي وَفَّى {37} أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى

{38} وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى {39} وَأَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ

يُرَى {40} ثُمَّ يُجْزَاهُ الْجَزَاء الْأَوْفَى {41} وَأَنَّ إِلَى رَبِّكَ الْمُنتَهَى

{42} وَأَنَّهُ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَى {43} وَأَنَّهُ هُوَ أَمَاتَ وَأَحْيَا {44}

سورة النجم (53) ص 528

وَأَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنثَى {45} مِن نُّطْفَةٍ إِذَا تُمْنَى {46} وَأَنَّ

عَلَيْهِ النَّشْأَةَ الْأُخْرَى {47} وَأَنَّهُ هُوَ أَغْنَى وَأَقْنَى {48} وَأَنَّهُ هُوَ رَبُّ

الشِّعْرَى {49} وَأَنَّهُ أَهْلَكَ عَاداً الْأُولَى {50} وَثَمُودَ فَمَا أَبْقَى {51}

وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُ إِنَّهُمْ كَانُوا هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَى {52} وَالْمُؤْتَفِكَةَ

أَهْوَى {53} فَغَشَّاهَا مَا غَشَّى {54} فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكَ تَتَمَارَى {55}

هَذَا نَذِيرٌ مِّنَ النُّذُرِ الْأُولَى {56} أَزِفَتْ الْآزِفَةُ {57} لَيْسَ لَهَا مِن

دُونِ اللَّهِ كَاشِفَةٌ {58} أَفَمِنْ هَذَا الْحَدِيثِ تَعْجَبُونَ {59} وَتَضْحَكُونَ

وَلَا تَبْكُونَ {60} وَأَنتُمْ سَامِدُونَ {61} فَاسْجُدُوا لِلَّهِ وَاعْبُدُوا {62} {س} .

 

Bismillahirrahmanirrahim

     1. Ven necmi iza heva
 
     2. Ma dalle sahıbukum ve ma ğava 
 
     3. Ve ma yentıku anil heva 
 
     4. İn huve illa vahyuy yuha
 
     5. Allemehu şedidul kuva 
 
     6. Zu mirrah festeva 
 
     7. Ve huve bil ufukıl a'la 
 
     8. Summe dena fe tedella 
 
     9. Fe kane kabe kavseyni ev edna 
 
     10. Fe evha ila abdihi ma evha 
 
     11. Ma kezebel fuadu ma raa
 
     12. Efe tumarunehu ala ma yera 
 
     13. Ve le kad raahu nezleten uhra
 
     14. Inde sidratil munteha
 
     15. Indeha cennetul me'va
 
     16. İz yağşes sidrate ma yağşa 
 
     17. Ma zağal besaru ve ma tağa 
 
     18. Le kad raa min ayati rabbihil kubra
 
     19. E fe raeytumul late vel uzza 
 
     20. Ve menates salisetel uhra
 
     21. E lekumuz zekeru ve lehul unsa 
 
     22. Tilke izen kısmetun dıyza
 
     23. İn hiye illa esmaun semmeytumuh entum ve abaukum ma enzelellahu biha min sultan iy yettebiune illaz zane ve ma tehvel enfus ve le kad caehum mir rabbihimul huda 
 
     24. Em lil insani ma temenna 
 
     25. Fe lillahil ahıratu ve ula 
 
     26. Ve kem mim melekin fis semavati la tuğni şefaatuhum şey'en illa mim ba'di ey ye'zenellahu li mey yeşau ve yerda
 
     27. İnnellezine la yu'minune bil ahırati le yusemmunel melaiket tesmiyetel unsa
 
     28. Ve ma lehum bihi mim ılm iy yettebiune illez zann ve innez zanne la yuğni minel hakkı şey'a 
 
     29. Fe a'rıd am men tevella an zikrina ve lem yurid illel hayated dunya
 
     30. Zalike mebleğuhum minel ılm inne rabbeke huve a'lemu bi men alle an sebilihi ve huve a'lemu bi menihteda 
 
     31. Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil erdı li yecziyellezine esau bima amilu ve yecziyellezine ahsenu bil husna 
 
     32. Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahışe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah huve a'lemu bi kum iz enşeekum minel erdı ve iz entum ecinnetun fi butuni ummehatikum fe la tuzekku enfusekum huve a'lemu bi menitteka
 
     33. E fe raeytellezi tevella 
 
     34. Ve a'ta kalilev ve ekda
 
     35. Eındehu ılmul ğaybi fe huve yera 
 
     36. Em lem yunebbe' bima fi suhufi musa
 
     37. Ve ibrahimellezi veffa 
 
     38. Ella teziru vaziratuv vizra uhra 
 
     39. Ve el leyse lil insani illa ma sea 
 
     40. Ve enne sa'yehu sevfe yura 
 
     41. Summe yuczahul cezael evfa 
 
     42. Ve enne ila rabbikel munteha 
 
     43. Ve ennehu huve adhake ve ebka
 
     44. Ve ennehu huve emate ve ahya 
 
     45. Ve ennehu halekaz zevceyniz zekara vel unsa
 
     46. Min nutfetin iza tumna 
 
     47. Ve enne aleyhin neş'etel uhra
 
     48. Ve ennehu huve ağna ve akna
 
     49. Ve ennehu huve rabbuş şı'ra
 
     50. Ve ennehu ehleke adenil ula
 
     51. Ve semude fema ebka
 
     52. Ve kavme nuhım min kabl innehum kanu hum azleme ve atğa
 
     53. Vel mu'tefikete ehva 
 
     54. Fe ğaşşaha ma ğaşşa
 
     55. Fe bi eyyi alai rabbike tetemara 
 
     56. Haza nezirum minen nuzuril ula 
 
     57. Ezifetil azifeh
 
     58. Leyse leha min dunillahi kaşifeh 
 
     59. E fe min hazel hadisi ta'cebun 
 
     60. Ve tadhakune ve la tebkun
 
     61. Ve entum samidun 
 
     62. Fescudu lillahi va'budu
 

 

53 - NECM SÛRESİ

Mekke döneminde inmiştir. 62 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm” kelimesinden almıştır. Necm, yıldız demektir. Sûrede başlıca, Kur’an’ın vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, herkesin yaptığının karşılığını göreceği, Allah’ın kudretinin delilleri konu edilmektedir.


Bismillahirrahmânirrahîm


1,2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.

3. O, nefis arzusu ile konuşmaz.

4. (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.

5,6,7. (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.

8. Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu.

9. (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu.

10. Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.

11. Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.

12. (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?

13. Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.

14. Sidretü’l Müntehâ’nın yanında.

15. Me’va cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.

16. O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.

17. Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı.1

18. Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.

19,20. Lât ve Uzza’ya ve diğer üçüncüsü Menat’a ne dersiniz?2

21. Erkek size de, dişi O’na mı?3

22. Öyle ise bu çok insafsızca bir paylaştırmadır.

23. Onlar ancak sizin ve atalarınızın (ilah edindiğiniz şeylere) taktığınız isimlerdir. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar (putperestler)yalnız zanna ve nefislerin arzusuna tâbi oluyorlar. Andolsun ki, kendilerine, Rableri katından yol gösterici gelmiştir.

24. Yoksa insan (kayıtsız şartsız), her temenni ettiği şeye sahip mi olacaktır?4

25. Oysa, Ahiret de dünya da Allah’ındır.

26. Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.

27. Şüphesiz ahirete iman etmeyenler, meleklere dişi isimleri veriyorlar.

28. Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez.

29. Öyle ise bizim zikrimizden (Kur’an’dan) yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselerden yüz çevir.

30. İşte onların ilimden ulaşabildikleri nokta! Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı daha iyi bilir. O, hidayete ereni de daha iyi bilir.

31. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. (Bu) kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, iyilik edenleri de daha güzeliyle mükafatlandırması için (böyle)dir.

32. Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.

33,34. Şimdi yüz çevireni; pek az verip de kaskatı cimrileşeni gördün mü?

35. Gayb’ın ilmi kendi yanında da o gerçeği mi görüyor?

36,37. Yoksa, Mûsâ’nın ve Allah’ın emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim’in sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi?

38. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez.

39. İnsan için ancak çalıştığı vardır.

40. Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir.

41. Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir.

42. Şüphesiz en son varış Rabbinedir.

43. Şüphesiz O güldürür ve ağlatır.

44. Şüphesiz O öldürür ve diriltir.

45,46. Şüphesiz O iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır.

47. Şüphesiz tekrar diriltmek de O’na aittir.

48. Şüphesiz O, başkalarına muhtaç olmaktan kurtardı ve varlık sahibi kıldı.

49. Şüphesiz O, “Şi’râ’nın Rabbidir.5

50,51. Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helak etti ve hiç kimseyi bırakmadı.

52. Daha önce de Nûh’un kavmini helak etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.

53,54. O, “Mu’tefike”yi6 de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.

55. O halde Rabbi’nin nimetlerinin hangisinden şüphe ediyorsun (ey insan!).

56. Bu da önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.

57. Yaklaşmakta olan (Kıyamet iyice) yaklaştı.

58. Onu Allah’tan başka açacak kimse yoktur.

59,60,61. Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?

62. Haydi Allah’a secde edin ve ona kulluk edin.