032 - SECDE السجدة
سورة السجدة (32) ص 415
بِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِِ
الم {1} تَنزِيلُ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ فِيهِ مِن
رَّبِّ
الْعَالَمِينَ
{2} أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ
لِتُنذِرَ قَوْماً
مَّا أَتَاهُم مِّن نَّذِيرٍ مِّن قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ
{3}
اللَّهُ
الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي
سِتَّةِ أَيَّامٍ
ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُم مِّن دُونِهِ مِن وَلِيٍّ
وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا
تَتَذَكَّرُونَ {4} يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مِنَ السَّمَاءِ إِلَى
الْأَرْضِ ثُمَّ يَعْرُجُ
إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِّمَّا
تَعُدُّونَ {5} ذَلِكَ
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْعَزِيزُ
الرَّحِيمُ
{6} الَّذِي أَحْسَنَ
كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنسَانِ مِن طِينٍ {7}
ثُمَّ جَعَلَ
نَسْلَهُ مِن سُلَالَةٍ مِّن مَّاء مَّهِينٍ {8} ثُمَّ سَوَّاهُ
وَنَفَخَ فِيهِ
مِن رُّوحِهِ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ
وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلاً
مَّا تَشْكُرُونَ {9} وَقَالُوا أَئِذَا ضَلَلْنَا فِي الْأَرْضِ
أَئِنَّا لَفِي
خَلْقٍ جَدِيدٍ بَلْ هُم بِلِقَاء رَبِّهِمْ كَافِرُونَ {10} قُلْ
يَتَوَفَّاكُم
مَّلَكُ الْمَوْتِ الَّذِي وُكِّلَ بِكُمْ ثُمَّ إِلَى رَبِّكُمْ
تُرْجَعُونَ {11}
سورة السجدة (32) ص 416
وَلَوْ تَرَى إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُؤُوسِهِمْ عِندَ
رَبِّهِمْ
رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحاً
إِنَّا مُوقِنُونَ
{12} وَلَوْ شِئْنَا لَآتَيْنَا كُلَّ نَفْسٍ هُدَاهَا وَلَكِنْ حَقَّ
الْقَوْلُ
مِنِّي لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ
أَجْمَعِينَ {13}
فَذُوقُوا بِمَا نَسِيتُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا إِنَّا
نَسِينَاكُمْ
وَذُوقُوا عَذَابَ الْخُلْدِ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ {14} إِنَّمَا
يُؤْمِنُ
بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّداً
وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ
رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ {15} {س} تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ
عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاً وَمِمَّا
رَزَقْنَاهُمْ
يُنفِقُونَ {16} فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن
قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء
بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ {17} أَفَمَن كَانَ مُؤْمِناً كَمَن كَانَ
فَاسِقاً
لَّا يَسْتَوُونَ {18} أَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ
جَنَّاتُ الْمَأْوَى نُزُلاً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ {19} وَأَمَّا
الَّذِينَ فَسَقُوا
فَمَأْوَاهُمُ النَّارُ كُلَّمَا أَرَادُوا أَن يَخْرُجُوا مِنْهَا
أُعِيدُوا فِيهَا وَقِيلَ
لَهُمْ ذُوقُوا عَذَابَ النَّارِ الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
{20}
سورة السجدة (32) ص 417
وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنَ الْعَذَابِ الْأَدْنَى دُونَ الْعَذَابِ
الْأَكْبَرِ
لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ {21} وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن ذُكِّرَ بِآيَاتِ
رَبِّهِ ثُمَّ
أَعْرَضَ عَنْهَا إِنَّا مِنَ الْمُجْرِمِينَ مُنتَقِمُونَ {22}
وَلَقَدْ آتَيْنَا
مُوسَى الْكِتَابَ فَلَا تَكُن فِي مِرْيَةٍ مِّن لِّقَائِهِ
وَجَعَلْنَاهُ
هُدًى لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ {23} وَجَعَلْنَا مِنْهُمْ أَئِمَّةً
يَهْدُونَ
بِأَمْرِنَا لَمَّا صَبَرُوا وَكَانُوا بِآيَاتِنَا يُوقِنُونَ {24}
إِنَّ رَبَّكَ
هُوَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ
يَخْتَلِفُونَ
{25} أَوَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّنَ
الْقُرُونِ
يَمْشُونَ فِي مَسَاكِنِهِمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ أَفَلَا
يَسْمَعُونَ
{26} أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاء إِلَى الْأَرْضِ
الْجُرُزِ فَنُخْرِجُ
بِهِ زَرْعاً تَأْكُلُ مِنْهُ أَنْعَامُهُمْ وَأَنفُسُهُمْ أَفَلَا
يُبْصِرُونَ {27}
وَيَقُولُونَ مَتَى هَذَا الْفَتْحُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ {28}
قُلْ يَوْمَ الْفَتْحِ لَا يَنفَعُ الَّذِينَ كَفَرُوا إِيمَانُهُمْ
وَلَا هُمْ يُنظَرُونَ
{29} فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَانتَظِرْ إِنَّهُم مُّنتَظِرُونَ {30}
|
Bismillahirrahmanirrahim
1. Elif lam
mın 2. Tenziylül kitabi la raybe fiyhi mir rabbil alemiyn 3. Em yekulunefterah bel hüvel hakku mir rabbike li tünriza kavmem ma etahüm min neziyrim min kablike leallehüm yehtedun 4. Allahüllezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arş ma leküm min dunihı miv veliyyiv ve la şefiy' efela tetezekkerun 5. Yüdebbirul emra mines semai ilel erdı sümme ya'rucü ileyhi fı yevmin kane mıkdaruhu elfe senetim mimma teuddun 6. Zalike alimül ğaybi veş şehadetil aziyzür rahıym 7. Ellezı ahsene külle şey'in halekahu ve bedee halkal insani min tıyn 8. Sümme ceal neslehu min sülaletim min maim mehiyn 9. Sümme sevvahü ve nefeha fiyhi mir ruhıhı ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel efideh kaliylem ma teşkürun 10. Ve kalu e iza dalelna fil erdı e inna le fı halkın cediyd bel hüm bi likai rabbihim kafirun 11. Kul yeteveffaküm melekül mevtillezı vükkile biküm sümme ila rabbiküm türceun 12. Ve lev tera izil mücrimune nakisu ruusihim ınde rabbihim rabbena ebsarna ve semı'na fercı'na na'mel salihan inna mukınun 13. Ve lev şi'na le ateyna külle nefsin hüdaha ve lakin hakkal kavlü minnı le emleenne cehenneme minel cinneti ven nasi ecmeıyn 14. Fe zuku bi ma nesiytüm likae yevmiküm haza inna nesiynaküm ve zuku azabel huldi bi ma küntüm ta'melun 15. İnnema yü'minü bi ayatinellezine iza zükkiru biha harru süccedev ve sebbehu bi hamdi rabbihim ve hüm la yestekbirun 16. Tetecafa cünubühüm anil medaciı yed'une rabbehüm havfev ve tameav ve mimma razaknahüm yünfikun 17. Fe la ta'lemü nefsüm ma uhfiye lehüm min kurrati a'yün cezaem bi ma kanu ya'melun 18. E femen kane mü'minen ke men kane fasika la yestevun 19. Emmelleziyne amenu ve amilus salihati fe lehüm cennatül me'va nüzülem bi ma kanu ya'melun 20. Ve emmellezıne feseku fe me'vahümün nar küllema eradü ey yahrucu minha üıydu fiyha ve kıyle lehüm zuku azaben narillezı küntüm bihı tükezzibun(15. Ayet secde ayetidir.) 21. Ve le nüziykanehüm minel azabil edna dunel azabil ekberi leallehüm yarciun 22. Ve men azlemü mimmem zükkira bi ayati rabbihı sümme a'rada anha inna minel mücrimiyne müntekımun 23. Ve le kad ateyna musal kitabe fe la tekün fı miryetim mil likaihı ve cealnahü hüdel li benı israiyl 24. Ve cealna minhüm elmmetey yehdune bi emrina lemma saberu ve kanu bi ayatina yukınun 25. İnne rabbeke hüve yafsılü beynehüm yevmel kıyameti fiyma kanu fıhi yahtelifun 26. E ve lem yehdi lehüm kem ehlekna min kablihim minel kuruni yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayat e fe la yesmeun 27. E ve lem yerav enna nesukul mae ilel erdıl cüruzi fe nuhricü bihı zer'an te'kili mihü en'amühüm ve enfüsühüm e fe la yübsırun 28. Ve yekulune meta hazal fethu in küntüm sadikıyn 29. Kul yevmel fethı la yenfeullezıne keferu iymanühüm ve la hüm yünzarun 30. Fe a'rıd anhüm ventezır innehüm müntezırun |
32 - SECDE SÛRESİ
Mekke döneminde inmiştir. 30 âyettir. Sûre adını, mü’minlerin Allah’a secde
etmelerinden bahseden 15. âyetten almıştır. Sûrede ayrıca Allah’ın kudretinden,
ahiret gününden, kitaplardan, peygamberlerden ve insanın yaratılışından söz
edilmektedir.
Bismillahirrahmânirrahîm
1. Elif Lâm Mîm.1
2. Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın indirilişi, âlemlerin Rabbi
tarafındandır.
3. Yoksa “Onu Muhammed uydurdu” mu diyorlar? Hayır o, kendilerine senden önce
hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, doğru yolu bulsunlar diye
Rabbin tarafından indirilmiş gerçektir.
4. Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede)
yaratan sonra da Arş’a2 kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir
şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?
5. Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin
hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir.
6. İşte Allah gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, çok
merhametlidir.
7. O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.
8. Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı.
9. Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve
idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
10. (Kâfirler dediler ki:) “Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden
yaratılacakmışız? Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkar etmektedirler.
11. De ki: “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra
Rabbinize döndürüleceksiniz.”
12. Suçlular Rablerinin huzurunda boyunlarını
büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür
ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit,
(onları) bir görsen!
13. Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun,
cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm
gerçekleşecektir.3
14. (Onlara şöyle denilecek:) “O halde bu gününüze kavuşmayı unutmanıza karşılık
azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduklarınıza karşılık ebedi azabı
tadın.”
15. Bizim âyetlerimize ancak, kendilerine bu âyetlerle öğüt verildiği zaman
secdeye kapanan, kibirlenmeksizin Rablerine hamd ederek tespih edenler
inanırlar.
16. Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından
kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için
harcarlar.
17. Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz
aydınlıklarını bilemez.
18. Hiç mü’min fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar.
19. İman edip salih amel işleyenlere gelince, onlar için, yapmakta olduklarına
karşılık bir mükafat olarak Me’vâ cennetleri vardır.
20. Fasıklık edenlere gelince, onların barınağı ateştir. Oradan her çıkmak
istediklerinde oraya döndürülürler ve onlara, “Yalanlamakta olduğunuz ateş
azabını tadın” denir.
21. Andolsun, dönsünler diye biz onlara (ahiretteki)
en büyük azaptan önce (dünyadaki) yakın azabı elbette tattıracağız.
22. Kim, Rabbinin âyetleri kendisine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz
çevirenden daha zalimdir? Şüphesiz ki biz suçlulardan intikam alıcıyız.
23. Andolsun, biz Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) vermiştik. Sen de kitaba (Kur’an’a)
kavuşma konusunda sakın şüphe içinde olma. Onu İsrailoğullarına bir yol
gösterici kılmıştık
24. Sabredip âyetlerimize kesin olarak inandıkları zaman içlerinden emrimizle
doğru yola ileten önderler çıkardık.
25. Şüphesiz Rabbin kıyamet günü, üzerinde ayrılığa düşmekte oldukları şeyler
konusunda onlar arasında hüküm verecektir.
26. Yurtlarında gezip dolaştıkları nice nesilleri helak etmiş olmamız onlar için
yol gösterici olmadı mı? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Hâlâ duymayacaklar mı?
27. Görmediler mi ki, biz yağmuru kupkuru yere gönderip onunla hayvanlarının ve
kendilerinin yiyeceği ekinler çıkarırız. Hâlâ görmeyecekler mi?
28. “Eğer doğru söyleyenler iseniz şu fetih ne zamanmış?” diyorlar.
29. De ki, “Fetih (Kıyamet) günü, inkar edenlere iman etmeleri fayda
vermeyecektir. Onlara göz de açtırılmayacaktır.”
30. Şimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar da bekliyorlar.