Ve le hedeynâhum sırâten mustekîmâ(mustekîmen).
Diyanet İşleri | : | Onları elbette doğru yola iletirdik. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve onları dosdoğru yola sevk ederdik. |
Adem Uğur | : | Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik. |
Ali Bulaç | : | Ve onları mutlaka dosdoğru yola yöneltip iletirdik. |
Ali Fikri Yavuz | : | Ve onları, muhakkak doğru yola iletirdik. |
Bekir Sadak | : | (67-68) O zaman onlara kendi katimizdan buyuk bir ecir verir ve onlari dogru yola eristirirdik. |
Celal Yıldırım | : | (67-68) Ve o zaman biz de kendi katımızdan onlara büyük bir mükâfat verir ve kendilerini elbette doğru bir yola eriştirirdik. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (67-68) O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verir ve onları doğru yola eriştirirdik. |
Diyanet Vakfi | : | Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik. |
Edip Yüksel | : | Ve onları doğru bir yola iletirdik. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve elbette kendilerine doğrudan doğru bir tarikı müstekime çıkarırdık. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Ve elbette kendilerini dosdoğru bir yola çıkarırdık. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Ve onları elbette doğru yola iletirdik. |
Fizilal-il Kuran | : | Kendilerini kesinlikle doğru yola iletirdik. |
Gültekin Onan | : | Ve onları mutlaka dosdoğru yola yöneltip iletirdik. |
Hasan Basri Çantay | : | Onları elbet doğru yola iletirdik. |
İbni Kesir | : | Ve şüphesiz onları doğru yola eriştirirdik. |
Muhammed Esed | : | ve onları dosdoğru bir yola yöneltirdik. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve onları elbette bir doğru yola hidâyet ederdik. |
Şaban Piriş | : | Ve onları elbette dosdoğru yola iletirdik. |
Suat Yıldırım | : | Ve onları dosdoğru yola iletirdik. |
Süleyman Ateş | : | Ve onları doğru bir yola iletirdik. |
Tefhim-ul Kuran | : | Ve onları mutlaka dosdoğru yola yöneltip iletirdik. |
Ümit Şimşek | : | Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ve onları dosdoğru bir yola elbette kılavuzlardık. |