Summe kellâ se ya’lemûn(ya’lemûne).
Diyanet İşleri | : | Yine hayır; ileride bilecekler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Gene de hayır, bilirler yakında. |
Adem Uğur | : | Yine hayır! Onlar anlayacaklar! |
Ali Bulaç | : | Yine hayır; yakında bileceklerdir. |
Ali Fikri Yavuz | : | Hayır hayır, ileride bilecekler. |
Bekir Sadak | : | Yine hayir; elbette gorup bileceklerdir. |
Celal Yıldırım | : | Hayır, hayır, (hiç gerek yok, elbette) ileride bilecekler. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Yine hayır; elbette görüp bileceklerdir. |
Diyanet Vakfi | : | Yine hayır! Onlar anlayacaklar! |
Edip Yüksel | : | Hayır, kesinlikle öğreneceklerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Hayır, hayır ileride bilecekler |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Hayır, hayır, ileride bilecekler! |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Hayır hayır, ilerde bilecekler. |
Fizilal-il Kuran | : | Yine hayır, yakında bilecekler. |
Gültekin Onan | : | Yine hayır; yakında bileceklerdir. |
Hasan Basri Çantay | : | Yine hayır, ileride bilecekler onlar. |
İbni Kesir | : | Yine hayır; ilerde, bileceklerdir. |
Muhammed Esed | : | Ve bir kez daha: Elbette, zamanı geldiğinde anlayacaklar! |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (4-5) Hayır. Yakında bileceklerdir. Sonra hayır. Yakında bileceklerdir. |
Şaban Piriş | : | Sonra, Hayır, yakında öğrenecekler. |
Suat Yıldırım | : | Elbette ve elbette yakında gerçeği öğrenecekler! |
Süleyman Ateş | : | Sonra hayır (dedikleri gibi değil), yakında bilecekler. |
Tefhim-ul Kuran | : | Yine hayır; yakında bileceklerdir. |
Ümit Şimşek | : | Evet, yakında öğrenecekler. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Hayır, hayır! Düşündükleri gibi değil, yakında bilecekler. |