Ve suyyiretil cibâlu fe kânet serâbâ(serâben).
Diyanet İşleri | : | Dağlar yürütülür, serap hâline gelir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | ve dağlar yürütülmüş, serâba dönmüştür. |
Adem Uğur | : | Dağlar yürütülür, serap haline gelir. |
Ali Bulaç | : | Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir. |
Ali Fikri Yavuz | : | Dağlar yürütülmüş de bir serap olmuştur, (yerlerinde yeller esmektedir). |
Bekir Sadak | : | Daglar yurutulup serap olacakatir. |
Celal Yıldırım | : | Dağlar yerinden kopup yürütülecek, (tuz-buz olup) seraba dönecek. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Dağlar yürütülüp serap olacaktır. |
Diyanet Vakfi | : | Dağlar yürütülür, serap haline gelir. |
Edip Yüksel | : | Dağlar yürütülmüş; serap olmuştur. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Dağlar yürütülmüş, bir serap olmuştur. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur. |
Fizilal-il Kuran | : | Dağlar yürütülür, serap haline gelir. |
Gültekin Onan | : | Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir. |
Hasan Basri Çantay | : | dağlar (yerlerinden koparılıb) yürütülmüş, bir serab haaline gelmişdir. |
İbni Kesir | : | Dağlar yürütülmüş, serab olmuştur. |
Muhammed Esed | : | ve dağların bir serapmış gibi kaybolup gittiği (gün). |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (19-20) Gök de açılmış artık kapı kapı oluvermiştir. Dağlar da yürütülmüş de, su gibi görülen bir hayâl olmuştur. |
Şaban Piriş | : | Dağlar yürütülüp, serap olmuştur. |
Suat Yıldırım | : | Dağlar yürütülür, serab olur gider, her taraf dümdüz olur. |
Süleyman Ateş | : | Dağlar yürütülmüş, bir serab olmuştur. |
Tefhim-ul Kuran | : | Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir. |
Ümit Şimşek | : | Dağlar yürütülür, bir serap olur. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Dağlar yürütülmüş, bir serap oluvermiştir. |