Fîme ente min zikrâhâ.
Diyanet İşleri | : | Onu bilip söylemek nerede, sen nerede? |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Sen, onu ne bilirsin ki ne anlatacaksın? |
Adem Uğur | : | Sen onu nereden bilip bildireceksin! |
Ali Bulaç | : | Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki... |
Ali Fikri Yavuz | : | Onu anlatmak sana nerden olsun? (Allah bildirmeyince...) |
Bekir Sadak | : | Nerde senden onu anlatmasi? |
Celal Yıldırım | : | Sende ona ait bilgi nerede ki anlatasın ?! |
Diyanet İşleri (eski) | : | Nerde senden onu anlatması? |
Diyanet Vakfi | : | Sen onu nereden bilip bildireceksin! |
Edip Yüksel | : | Onu bildirmek, (ey Muhammed) senin görevin değildir. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Nerde senden onu anlatması? |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Nerde senden onu anlatması (sen nerede, onu anlatmak nerede)?! |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Sen nerde, onu anlatmak nerde?! |
Fizilal-il Kuran | : | Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede? |
Gültekin Onan | : | Onunla ilgili bilgi vermekten yana sende ne var ki... |
Hasan Basri Çantay | : | Sende ona âid şey (bilgi) yokdur ki anlatasın. |
İbni Kesir | : | Senin neyine onun zamanını bildirmek. |
Muhammed Esed | : | Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki? |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (42-44) Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû'u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır. |
Şaban Piriş | : | Senin neyine ondan haber vermek. |
Suat Yıldırım | : | Sen nerede, onun vaktini bildirmek nerede? |
Süleyman Ateş | : | Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?! |
Tefhim-ul Kuran | : | Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki... |
Ümit Şimşek | : | Sen onu nereden bileceksin? |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Nerede sende, onu hatırlatacak şey! |