Fe erâhul âyetel kubrâ.
Diyanet İşleri | : | Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Derken ona en büyük delîli göstermişti. |
Adem Uğur | : | Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi. |
Ali Bulaç | : | (Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi. |
Ali Fikri Yavuz | : | (Mûsa vardı da) ona, büyük mucizeyi (asânın ejderha oluşunu) gösterdi. |
Bekir Sadak | : | Bunun uzerine ona en buyuk mucizeyi gosterdi. |
Celal Yıldırım | : | Bunun üzerine Musa, ona o büyük mu'cizeyi gösterdi. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi. |
Diyanet Vakfi | : | Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi. |
Edip Yüksel | : | Ona büyük mucizeyi gösterdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Vardı ona o büyük mu'cizeyi de gösterdi. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Vardı ona, o büyük mucizeyi gösterdi. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Musa Firavun'a o büyük mucizeyi gösterdi. |
Fizilal-il Kuran | : | Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi. |
Gültekin Onan | : | (Musa) Ona büyük ayeti gösterdi. |
Hasan Basri Çantay | : | (Musa gitdi, teblîğ etdi) Ona o en büyük mu'cizeyi gösterdi. |
İbni Kesir | : | Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi. |
Muhammed Esed | : | Bunun üzerine (Musa), (Firavun'a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) büyük mucizeyi anlattı. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Artık O'na pek büyük mûcize gösterdi. |
Şaban Piriş | : | Ona en büyük mucizeyi/ayeti gösterdi. |
Suat Yıldırım | : | Ona en büyük mûcizeyi gösterdi. |
Süleyman Ateş | : | Ona büyük mu'cizeyi gösterdi. |
Tefhim-ul Kuran | : | (Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi. |
Ümit Şimşek | : | O büyük mucizeyi ona gösterdi. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi. |