Ven nehâri izâ tecellâ.
Diyanet İşleri | : | Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun, |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve ışıyınca, güne. |
Adem Uğur | : | Açılıp ağardığı vakit gündüze, |
Ali Bulaç | : | Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze, |
Ali Fikri Yavuz | : | Açılıb aydınlandığı zaman gündüze, |
Bekir Sadak | : | Acilip aydinlattigi zaman gunduze and olsun. |
Celal Yıldırım | : | (Karanlığı yırtıp) aydınlığıyla ortaya çıktığı zaman gündüze, |
Diyanet İşleri (eski) | : | Açılıp aydınlattığı zaman gündüze and olsun. |
Diyanet Vakfi | : | (1-4) (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır. |
Edip Yüksel | : | Ortaya çıktığı zaman gündüze, |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve açıldığı zaman o gündüze |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | açıldığı zaman o gündüze, |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Açıldığı zaman gündüze, |
Fizilal-il Kuran | : | Ortaya çıkıp göründüğü zaman gündüze andolsun, |
Gültekin Onan | : | Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze, |
Hasan Basri Çantay | : | açıl (ıb ağar) dığı zaman gündüze, |
İbni Kesir | : | Açıldığı zaman gündüze, |
Muhammed Esed | : | ve aydınlığı yükselten gündüzü! |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (1-2) Andolsun örtüverdiği zaman geceye. Ve açıldığı zaman gündüze. |
Şaban Piriş | : | Ortaya çıktığı zaman gündüze. |
Suat Yıldırım | : | Açılıp parladığı zaman gündüz, |
Süleyman Ateş | : | Göründüğü zaman gündüze andolsun, |
Tefhim-ul Kuran | : | Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze, |
Ümit Şimşek | : | Ve parladığında güne, |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ve parıldadığı zaman gündüze, |