Ellezî kezzebe ve tevellâ.
Diyanet İşleri | : | (15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Öyle ki yalanlamıştır o ve yüzünü döndürmüştür. |
Adem Uğur | : | Öyle kötü ki, yalanlayıp yüz çevirmiştir. |
Ali Bulaç | : | Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti. |
Ali Fikri Yavuz | : | (Peygamberleri) inkâr eden ve (imandan) yüz çeviren... |
Bekir Sadak | : | (15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz. |
Celal Yıldırım | : | O bedbaht ki (Hakk'ı) yalanlayıp arkasını dönmüştür. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (15-16) Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz. |
Diyanet Vakfi | : | (15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren kötüler girer. |
Edip Yüksel | : | O ki yalanladı ve sırtını döndü. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | O, ki tekzib etmiş ve tersine gitmiştir |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | O ki, yalanlamış ve tersine gitmiştir. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Öyle azgın ki, yalanlamış ve sırtını dönmüştür. |
Fizilal-il Kuran | : | O ki yalanladı ve döndü. |
Gültekin Onan | : | Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti. |
Hasan Basri Çantay | : | (öyle bedbaht ki) o, hakkı yalanlamış, (îmandan) yüz çevirmişdir. |
İbni Kesir | : | Yalanlayıp yüz çevirmiş olan, |
Muhammed Esed | : | hakikati yalanlayan ve (ondan) yüz çeviren (azgınlar). |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Öyle şakî ki, tekzîb etmiş ve yüz çevirmiştir. |
Şaban Piriş | : | Yalanlayan, yüz çeviren.. |
Suat Yıldırım | : | (15-16) O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez. |
Süleyman Ateş | : | O ki, yalanlandı ve sırtını döndü. |
Tefhim-ul Kuran | : | Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti. |
Ümit Şimşek | : | O, dini yalanlayan ve yüz çevirendir. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Yalanlamış, sırtını dönmüştü o. |