Ellezî enkada zahrek(zahreke).
Diyanet İşleri | : | (2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Öylesine yük ki çökertmişti belini. |
Adem Uğur | : | O senin belini büken yükü. |
Ali Bulaç | : | Ki o, senin belini bükmüştü; |
Ali Fikri Yavuz | : | Öyle ki, (o yük) sırtını çatırdatıb bükmüştü. |
Bekir Sadak | : | (2-3) Belini buken yukunu uzerinden almadik mi? |
Celal Yıldırım | : | (2-3) Belini (büküp) çatırdatan yükünü senden indirmedik mi ? |
Diyanet İşleri (eski) | : | (2-3) Belini büken yükünü üzerinden almadık mı? |
Diyanet Vakfi | : | (2-3) Belini büken yükünü senden alıp atmadık mı? |
Edip Yüksel | : | Ki belini bükmüştü. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ki zâr etmişti bütün zahrını? |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü? |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | O senin sırtını ezen yükü. |
Fizilal-il Kuran | : | Ki o belini bükmüştü, |
Gültekin Onan | : | Ki o, senin belini bükmüştü; |
Hasan Basri Çantay | : | (Öyle yükdü ki o) senin sırtına ağır gelmiş, (kemiklerini gıcırdatmış) dı. |
İbni Kesir | : | Ki o senin belini bükmüştü. |
Muhammed Esed | : | o belini büken (yükü)? |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (2-3) Ve senden yükünü indirmedik mi? Öyle ki, senin sırtına pek ağırlık vermişti. |
Şaban Piriş | : | Ki o belini bükmüştü. |
Suat Yıldırım | : | (2-3) Senin belini çatırdatan o ağır yükünü indirmedik mi? |
Süleyman Ateş | : | Ki (o, ağırlığından) sırtını çatırdatmıştı! |
Tefhim-ul Kuran | : | Ki o, senin belini bükmüştü; |
Ümit Şimşek | : | Bir yük ki belini büküyordu. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ki o, belini çatırdatmıştı senin. |