İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâ(meşkûren).
Diyanet İşleri | : | Onlara şöyle denecektir: “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.” |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Şüphe yok ki bu, size bir mükâfattır ve çalışmanız, makbûldür. |
Adem Uğur | : | (Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur. |
Ali Bulaç | : | Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba harcamanız şükre değer (meşkur/makbul) görülmüştür. |
Ali Fikri Yavuz | : | (Cennetliklere şöyle denir): İşte bu, sizin mükâfatınızdır. Ameliniz makbul olmuştur. |
Bekir Sadak | : | «ste bu sizin islediklerinizin karsiligidir, calismalariniz sukre deger» denir. * |
Celal Yıldırım | : | Şüphesiz ki, bu sizin için bir mükâfattır; çalışıp çabalamanız şükre lâyık görülmüştür. |
Diyanet İşleri (eski) | : | 'İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer' denir. |
Diyanet Vakfi | : | (Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur. |
Edip Yüksel | : | Bu, ödülünüzdür ve gayretinize teşekkür edilmiştir. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Şöyle diye ki işte bu sizin bir mükâfatınızdı, sa'yiniz meşkûr oldu |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | İşte bu, sizin bir mükafatınızdı, çalışmanız mükafat ile karşılandı. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | (Onlara şöyle denir): «İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur.» |
Fizilal-il Kuran | : | Bütün bunlar iyiliklerinizin karşılığıdır, çabalarınız, hoşnutluğumuzu kazanmıştır. |
Gültekin Onan | : | Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba harcamanız şükre değer (meşkur/makbul) görülmüştür. |
Hasan Basri Çantay | : | (Bütün) bu (ni'metler) şübhe yok ki sizin için bir mükâfatdır. Sa'yimz meşkûr olmuşdur. |
İbni Kesir | : | İşte bu, sizin işlediklerinize karşılık oldu. Sa'yiniz meşkur olmuştur. |
Muhammed Esed | : | (Ve onlara:) "Bunlar sizin ödüllerinizdir, çünkü (hayatta iken) yaptığınız işler (Allah'ın) rızasını kazanmıştır!" (denilecek.) |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (21-22) Onların üzerlerinde ince ve kalın dîbadan yeşil esvap vardır. Ve gümüşten bilezikler ile bezetilmişlerdir ve onlara Rabbleri de gâyet temiz bir şurup içirmiştir. Şüphe yok ki, bu sizin için bir mükâfaat olmuştur ve sizin çalışmanız teşekküre layık bulunmuştur. |
Şaban Piriş | : | İşte bu, sizin için bir ödüldür. Sizin çalışmanızın karşılığıdır. |
Suat Yıldırım | : | (21-22) Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: "İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu." |
Süleyman Ateş | : | "Bu, sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir!" |
Tefhim-ul Kuran | : | Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafattır. Sizin çaba harcamanız da şükre değer (meşkur/makbul) görülmüştür. |
Ümit Şimşek | : | İşte size ödül bu; emekleriniz böylece karşılık görmüştür. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır. |