Lem yelid ve lem yûled.
Diyanet İşleri | : | O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Doğurmaz ve doğmamıştır. |
Adem Uğur | : | O, doğurmamış ve doğmamıştır. |
Ali Bulaç | : | O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
Ali Fikri Yavuz | : | Doğurmadı O, doğurulmadı da... |
Bekir Sadak | : | O dogurmamis ve dogmamistir. |
Celal Yıldırım | : | Doğurmamıştır, doğurulmamıştır. |
Diyanet İşleri (eski) | : | O doğurmamış ve doğmamıştır. |
Diyanet Vakfi | : | (1-4) De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur. |
Edip Yüksel | : | 'Doğurmamıştır, doğurulmamıştır.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Doğurmadı ve doğurulmadı |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Doğurmadı ve doğurulmadı. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Doğurmadı ve doğurulmadı |
Fizilal-il Kuran | : | O doğurmamış ve doğmamıştır. |
Gültekin Onan | : | O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
Hasan Basri Çantay | : | Doğurmamışdır, doğurulmamışdır O. |
İbni Kesir | : | Doğurmamış ve doğurulmamıştır. |
Muhammed Esed | : | O doğurmamıştır, doğurulmamıştır; |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «(O) Doğurmadı ve doğurulmamıştır.» |
Şaban Piriş | : | Baba olmamıştır ve doğmamıştır. |
Suat Yıldırım | : | Ne doğurdu, ne de doğuruldu. |
Süleyman Ateş | : | Kendisi doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
Tefhim-ul Kuran | : | O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
Ümit Şimşek | : | O doğurmamış, doğmamış, |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur! |