Âmiletun nâsıbeh(nâsıbetun).
Diyanet İşleri | : | Çalışmış, (boşa) yorulmuşlardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Çalışıp çabalarlar, zahmete girip yorulurlar. |
Adem Uğur | : | Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, |
Ali Bulaç | : | Çalışmış, boşuna yorulmuştur. |
Ali Fikri Yavuz | : | Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur. |
Bekir Sadak | : | Zor isler altinda bitkin dusmustur. |
Celal Yıldırım | : | Çalışıp didinmiş, boşuna yorulup bitkin düşmüştür. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Zor işler altında bitkin düşmüştür. |
Diyanet Vakfi | : | (2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. |
Edip Yüksel | : | Çalışmıştır, yorgun düşmüştür. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Çalışmış, yorulmuştur. |
Fizilal-il Kuran | : | Zor işler altında bitkin düşmüştür. |
Gültekin Onan | : | Çalışmış, boşuna yorulmuştur. |
Hasan Basri Çantay | : | Yorucu işler yapandır. |
İbni Kesir | : | Zor işler altında bitkin düşmüştür. |
Muhammed Esed | : | (günahın yükü altında) bitkin düşmüş, (korku ile) sarsılmış, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | (3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir. |
Şaban Piriş | : | Çalışmış, boşa yorulmuş, |
Suat Yıldırım | : | Yorgundur, bitkin mi bitkindir! |
Süleyman Ateş | : | Çalışır, yorulur. |
Tefhim-ul Kuran | : | Çalışmış, boşuna yorulmuştur. |
Ümit Şimşek | : | Yorulmuştur, bitkindir. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Çalışmış, boşa yorulmuştur. |