Esmâ-ül Hüsnâ,
Allah'ın güzel isimleri demektir.
Bir âyet-i kerîmede:
"En güzel isimler O'nundur
(Allah'ındır)" (Haşr: 24) buyurulmaktadır.
Diğer bir âyette de; en güzel isimlerin
Allah'a ait olduğu belirtildikten sonra, bu isimlerle dua edilmesi tavsiye
olunmaktadır (A'râf: 180).
Allah'ın isimleri tevkifîdir. Yâni,
Allah hakkında ancak âyet ve hadîslerde zikri geçen ve söylenmesine izin
verilmiş olan isimler kullanılabilir. Rastgele isim izafe edilemez.
Esmâ-ül Hüsnâ
ile ilgili olarak Buhârî ve Müslim'de:
"Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları
ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer" buyurulmuştur.
"Kim bunları (Esmâ-ül
Hüsnâ'yı) mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla
Allah'ı zikrederse Cennete girer."
Şâh-ı Nakşıbend Hz.leri bu hadîsle
ilgili olarak buyurur ki:
"Bu hadîs-i şerîfteki Ahsâ kelimesinin
bir mânası, saymaktır. Diğer bir mânası ise, bu ism-i şerîfleri öğrenip
bilmektir. Bir mânası da, bu esmâ-i şerîfin mûcibince amel etmektir. Meselâ:
Rezzâk ismini söylediği zaman, rızkı için asla endişe etmemeli. Mütekebbir
ismini söyleyince, Allahü Teâlâ'nın azametini ve kibriyâsını düşünmelidir."
Allah,
er-Rahmân, er-Rahîm,
el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm,
el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr,
el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bâri', el-Musavvir, el-Gaffâr,
el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd,
el-Bâsıt, el-Hâfıd, er-Râfi, el-Muiz, el-Müzill, es-Semi', el-Basîr,
el-Hakem, el-Adl, el-Lâtîf, el-Habîr, el-Halîm, el-Azîm, el-Gafûr,
eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl,
el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mücîb, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd,
el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy,
el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mübdî, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mümît,
el-Hayy,
el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir,
el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâli,
el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntakim, el-Afüvv, er-Raûf,
Mâlikü'l-Mülk, Zü'l-Celâli ve'l-İkrâm, el-Muksit,
el-Câmi',
el-Ganiyy, el-Muğni, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi',
en-Nûr, el-Hâdi, el-Bedî', el-Bâkî,
el-Vâris, er-Reşîd,
es-Sabûr.
|
"El-Kuddüs"
Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan. |
"El-Melik"
Mülkün sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan. |
"Er-Rahim"
Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere merhamet eden. (ahirette) |
"Er-Rahman"
Esirgeyici, bütün mahlukatına rahmetiyle muamele eden. (dünyada) |
"Allah"
O kendinden başka hiç bir ilah bulunmayan tek bir Allah'tır. |
"El-Cebbar"
Azamet ve kudret sahibi, istediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan. |
"El-Aziz"
İzzet sahibi, mağlup edilmesi imkansız olan, her şeye galip olan.
|
"El-Müheymin"
Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi gözetip koruyan. |
"El-Mü'min"
Kullarına emniyet veren. Kendinin ve peygamberlerinin doğruluğunu ortaya
koyan, kullarına yaptığı vadinde sadık. |
"Es-Selam"
Her çeşit afet ve kederlerden emin olan. |
"El-Gaffar"
Kullarının günahını örten, mağfireti çok, günahları bağışlayıcı.
|
"El-Musavvir"
Tasvir eden, her şeye bir şekil ve hususiyet veren.
|
"El-Bâri"
Her şeyin âza ve cihazını birbirine uygun yaratan.
|
"El-Halik"
Her şeyin varlığını ve geçireceği halleri takdir eden, yaratan, yoktan
vareden, büyüklükte eşi olmayan.
|
"El-Mütekebbir"
Ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.
|
"El-Alim"
Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.
|
"El-Fettah"
Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.
|
"El-Rezzak"
Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.
|
"El-Vahhab"
Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayan.
|
"El-Kahhar"
Her şeye, her istediğini yapacak surette galip ve hakim.
|
"El-Muiz"
İzzet veren, aziz kılan.
|
"Er-Rafi"
Yukarı kaldıran, yükselten, dereceleri yükselten.
|
"El-Hafıd"
Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren.
|
"El-Basit"
Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.
|
"El-Kabıt"
Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan. |
"El-Adl"
Son derece adaletli olan.
|
"El-Hakem"
Hikmet sahibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten, hükmeden.
|
"El-Basir"
Her şeyi gören.
|
"Es-Semi"
Her şeyi işiten, kullarının niyazını kabul eden.
|
"El-Müzil"
Zillete düşüren, hor ve hakir eden.
|
"El-Gafur"
Çok bağışlayan, mağfireti çok.
|
"El-Azim"
Pek azametli olan, yüce.
|
"El-Halim"
Yumuşak devranan, hilmi çok olan.
|
"El-Habir"
Her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan.
|
"El-Latif"
En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, lütuf ve ihsan sahibi olan.
|
"El-Mukit"
Bilen, tayin eden. Her yaradılmışın rızkını veren.
|
"El-Hafız"
Yapılan işleri bütün tafsilatıyla hıfzeden, her şeyi âfat ve belâdan
koruyan.
|
"El-Kebir"
Pek büyük.
|
"El-Aliyy"
Çok yüce.
|
"Eş-Şekur"
Kendi rızası için yapılan amelleri daha ziyadesi ile karşılayan.
|
"El-Mucid"
Kendine yalvaranların isteklerini veren, duaları kabul eden.
|
"El-Rakib"
Bütün varlıklar ve bütün işler murakabesi altında bulunan.
|
"El-Kerim"
Çok ikram edici, keremi olan.
|
"El-Celil"
Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan.
|
"El-Hasib"
Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının bütün teferruatıyla hesabını iyi
bilen. Mahlukatına kafi olan.
|
"El-Bais"
Ölüleri dirilten, kabirlerden çıkaran. |
"El-Mecid"
Şanı, şerefi çok üstün olan. |
"El-Vedûd"
İyi kullarını seven, rızasına indiren ve sevilmeye layık olan. |
"El-Hakim"
Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli, hikmet sahibi olan. |
"El-Vâsi"
Lütfu bol olan. |
"El-Metin"
Çok sağlam, çok kuvvetli.
|
"El-Kaviyy"
Pek kuvvetli.
|
"El-Vekil"
Tevekkül sahiplerinin işini düzeltip onlardan daha iyi temin eden.
|
"El-Hakk"
Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran.
|
"Eş-Şehid"
Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan.
|
"El-Muid"
Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan.
|
"El-Mubdi"
Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak baştan yaratan.
|
"El-Muhsi"
Nâmütenahi (sınırsız) de olsa, bir bir herşeyin sayısını bilen.
|
"El-Hamid"
Ancak kendine hamd edilen, bütün varlığın diliyle övülen.
|
"El-Veliyy"
Seçkin kullarının dostu.
|
"El-Vacid"
İstediğini istediği vakit bulan.
|
"El-Kayyum"
Her şeyi ayakta tutan, koruyan, diri ve bütün kâinatın idaresini bizzat
yürüten, hiç bir şeyin gizli kalmadığı.
|
"El-Hayy"
Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi.
|
"El-Mümit"
Canlı bir mahlukatın ölümünü yaratan, öldüren.
|
"El-Muhyi"
İhya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren.
|
"El-Muktedir"
Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.
|
"El-Kadir"
İstediğini istediği gibi yaratmaya muktedir olan.
|
"Es-Samed"
Her şey O'na muhtaç, fakat O hiç birşeye muhtaç değil.
|
"El-Vahid"
Tek, Bir. Zatında, sıfatlarında, isimlerinde, ef'âilinde ortağı ve benzeri
olmayan.
|
"El-Macid"
Kadri ve şanı büyük, kerem ve müsamahası bol.
|
"Ez-Zahir"
Varlığı sayısız delillerle açık olan.
|
"El-Ahir"
Her şey helak olduktan sonra geri kalan.
|
"El-Evvel"
Her şeyden önce var olan.
|
"El-Muahhir"
İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.
|
"El-Mukaddim"
İstediğini öne getiren, öne alan.
|
"Et-Tevvab"
Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan. |
"El-Berr"
Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan. |
"El-Müteali"
Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her halden pek yüce olan.
|
"El-Vâli"
Bu muazzam kainatı ve bütün hadisatı tek başına idare eden.
|
"El-Batın"
Akılların idrak edemeyeceği yüce azabı gizli olan.
|
"Zülcelali ve'l-İkram"
Hem azamet sahibi, hem fazl-u kerem sahibi.
|
"Malik'ül-Mülk"
Mülkün ebedi ezeli sahibi.
|
"El-Rauf"
Merhamet edici, pek şefkatli.
|
"El-Afüvv"
Affeden, mağfiret eden.
|
"El-Muntekim"
Günahkarlara, adaletiyle müstahak oldukları cezayı veren.
|
"El-Mani"
Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen.
|
"El-Muğni"
Dilediğine zenginlik veren, müstağni kılan.
|
"El-Ganiyy"
Çok zengin, hiç birşeye muhtaç olmayan.
|
"El-Cami"
İstediğini istedigi zaman istediği yerde toplayan.
|
"El-Muksit"
Hükmünde ve ef'âlinde adaletli olan.
|
"El-Bedi"
Örneksiz, misalsiz, acaip ve hayret verici alemler yaratan. |
"El-Hadi"
Hidayete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan. |
"En-Nur"
Alemleri nurlandıran, dilediğine nur eden, nur olan. |
"En-Nafi"
Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran. |
"Ed-Darr"
Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana uğratan. |
|
"Es-Sabur"
Çok sabırlı olan, isyankarlardan acele intikam almayan. |
"Er-Reşid"
Bütün alemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle akıbetine ulaştıran.
|
"El-Varis"
Varlığı devam eden, servetlerin hakiki sahibi. |
"El-Baki"
Varlığının sonu bulunmayan, ebedi olan. |