KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)

54-KAMER:

1 - Kıyamet saati yaklaştı, Ay yarıldı.

2 - Bir mucize görseler hemen yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler.

3 - Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır.

4 - Andolsun ki onlara (kötülükten) vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir.

5 - Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarılar fayda vermiyor.

6 - Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır.

7 - Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler.

8 - O çağırana koşarak, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler.

9 - Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve (Nuh davetten vazgeçmeye) zorlandı.

10 - Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düştüm, bana yardım et!" diyerek yalvardı.

11 - Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.

12 - Yeri de kaynaklar halinde fışkırttık, derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.

13 - Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle (çakılmış gemi) üzerinde taşıdık.

14 - Nankörlük edilen (kulumuz)e bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

15 - Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

16 - Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler)

17 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

18 - Âd (kavmi) da yalanladı, azabım ve uyarılarım nasıl oldu?

19 - Biz onların üstüne, uğursuzluğu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik.

20 - (O rüzgar) insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.

21 - Nasılmış benim azabım ve uyarım?

22 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

23 - Semûd da o uyarıları yalanladılar.

24 - "Bizden bir insana mı uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık içine düşmüş oluruz." dediler.

25 - "Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı, küstahın biridir" (dediler).

26 - Yarın onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler.

27 - Biz onlara, kendilerini imtihan etmek için dişi deveyi göndereceğiz. Onun için sen onları gözet ve sabırlı ol.

28 - Onlara suyun aralarında paylaştırılacağını haber ver; her içene düşen miktar, hazır kılınmıştır.

29 - Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar. O da (bıçağı) çekerek (deveyi) kesti.

30 - Ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu.

31 - Biz onların üzerine tek sayha (korkunç bir ses) gönderdik; ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler.

32 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

33 - Lût kavmi de uyarıları yalanladı.

34 - Biz de onların üzerlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût ailesini seher vakti kurtardık,

35 - Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.

36 - (Lût), onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı. Fakat ikazlara karşı kuşku duydular,

37 - Onun konuklarından murad almaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).

38 - Sabah erken, onları kararlı bir azab yakaladı.

39 - "Azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).

40 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

41 - Şüphesiz Firavun ailesine de uyarıcı peygamberler geldi.

42 - Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. Bu kıssalardan hisseye gelince;

43 - Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var?

44 - Yoksa "Biz birbirimize yardım eden bir topluluğuz." mu diyorlar?

45 - Her halde o topluluk bozulacak ve geriye dönüp kaçacaklardır.

46 - Bilakis kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir. Saat cidden çok feci ve acıdır.

47 - Muhakkak ki suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

48 - O gün yüzleri üstü ateşte sürüklenecekler, "Cehennemin dokunuşunu tadın!" (denilecek).

49 - Haberiniz olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre yarattık.

50 - Buyruğumuz yalnız bir tekdir, göz açıp yumma gibidir.

51 - Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur?

52 - İşledikleri her şey, kitaplarda mevcuttur.

53 - Küçük, büyük hepsi satır satır yazılmıştır.

54 - Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler.

55 - Güçlü padişahın huzurunda doğruluk koltuklarındadırlar.