Âlimul gaybi fe lâ yuzhiru alâ gaybihî ehadâ(ehaden).
Diyanet İşleri | : | O, gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Gizliyi bilen odur, gizlediği şey de hiçbir kimseye açılmaz. |
Adem Uğur | : | O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz; |
Ali Bulaç | : | O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) |
Ali Fikri Yavuz | : | O, bütün gaybi bilendir; gaybe dair ilmini ise, hiç kimseye açmaz. |
Bekir Sadak | : | Gorulmeyeni bilen Allah, gorulmeyene kimseyi muttali kilmaz. |
Celal Yıldırım | : | O, gaybı bilendir. Gaybına kimseyi muttali' kılmaz. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene kimseyi muttali kılmaz. |
Diyanet Vakfi | : | O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz; |
Edip Yüksel | : | O geleceği bilendir; ve O sırrını hiç kimseye göstermez. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | O bütün gaybi bilir, fakat gaybına kimseyi apaçık agâh etmez. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | O bütün gaybı bilir, fakat gaybına kimseyi apaçık vakıf kılmaz. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz. |
Fizilal-il Kuran | : | Gaybın bilgisi O'nun tekelindedir. O gaybın sırlarını hiç kimseye açmaz. |
Gültekin Onan | : | O, gaybı bilendir. Kendi gaybını kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) |
Hasan Basri Çantay | : | (O bütün) ğaybı bilendir. Öyle ki gaybına kimseyi muttali etmez O. |
İbni Kesir | : | Gaybı bilendir. Gaybını kimseye açıklamaz. |
Muhammed Esed | : | (Yalnız) O bilir yaratılmışların kavrayış sınırlarının ötesindekini ve hiç kimseye açmaz Kendi erişilmez derinlikteki sırlarını, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | O, gaybı bilendir, fakat gaybı üzerine bir kimseyi apaçık haberdar etmez. |
Şaban Piriş | : | (26-27) Gaybı bilen, gaybını elçisinden razı olduğu dışında hiç kimseye açıklamaz. Çünkü o, onun önünden ve arkasından gözcüler koyar. |
Suat Yıldırım | : | (26-28) O bütün gaybı bilir. Fakat gayplarını kimseye açmaz. Ancak, bildirmeyi dilediği bir elçiye bildirir. Bu durumda (mesajı korumak için) o elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler yerleştirir. Böylece (Allah) elçilerinin, Rab’lerinin mesajlarını gereğince tebliğ ettiklerini bilmek (yani fiilen görmek) ister. Doğrusu Allah, kullarının nezdinde ne var, ne yoksa her şeyi ilmiyle ihata etmiş, her şeyi bir bir kaydetmiştir. |
Süleyman Ateş | : | Gaybı bilen O'dur. Gizli bilgisini kimseye göstermez. |
Tefhim-ul Kuran | : | O, gaybi bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz). |
Ümit Şimşek | : | Gaybı bilen Odur; hiç kimseye gayb bilgisini açık bir şekilde bildirmez. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Gaybı bilendir O. Gaybı konusunda hiç kimseyi yardımcı yapmıyor. |