وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن نُّعجِزَ اللَّهَ فِي الْأَرْضِ وَلَن نُّعْجِزَهُ هَرَبًا
Ve ennâ zanennâ en len nu’cizallâhe fîl ardı ve len nu’cizehu herebâ(hereben).
İmam İskender Ali Mihr
| : | Ve gerçekten biz, yeryüzünde Allah'ı asla aciz bırakamayacağımızı anladık ve (O'ndan) kaçarak da O'nu asla aciz bırakamayız. |
Diyanet İşleri | : | “Muhakkak ki biz Allah’ı yeryüzünde âciz bırakamayacağımızı, kaçarak da onu âciz bırakamayacağımızı anladık.” |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve gerçekten de iyice anladık ki yeryüzünde Allah'ı âciz bırakmamıza imkân yok ve kaçmakla da aslâ onu acze düşüremeyiz. |
Adem Uğur | : | (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız. |
Ali Bulaç | : | "Biz şüphesiz, Allah'ı yeryüzünde asla aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de O'nu hiçbir şekilde aciz bırakamıyacağımızı anladık." |
Ali Fikri Yavuz | : | Gerçekten biz anladık ki, Allah’ı yeryüzünde acze düşürmemize asla imkân yok, kaçmakla da hiç bir zaman O’nu âciz bırakamayız. |
Bekir Sadak | : | «Yeryuzunde kalsak da Allah'i aciz birakamiyacagimiz, baska yere kacsak da, O'nu aciz kilamayacagimiz gercegini suphesiz anladik.» |
Celal Yıldırım | : | Ve biz elbette Allah'ı yeryüzünde de, başka bir yere kaçsak da âciz bırakamıyacağımızı kesinlikle anladık.. |
Diyanet İşleri (eski) | : | 'Yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımız, başka yere kaçsak da, O'nu aciz kılamayacağımız gerçeğini şüphesiz anladık.' |
Diyanet Vakfi | : | (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız. |
Edip Yüksel | : | 'Biz, yeryüzünde ALLAH'ı aciz bırakamıyacağımızı, kaçmakla da O'nu atlatamıyacağımızı anladık.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve doğrusu biz anladık ki Allahı Arzda acze düşürmemize ihtimal yok, kaçmakla da onu asla âciz bırakamayız |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Doğrusu biz anladık ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakmamıza ihtimal yok, kaçmakla da O'nu asla aciz bırakamayız. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | «Doğrusu biz anladık ki, Allah'ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O'nu asla âciz bırakamayacağız.» |
Fizilal-il Kuran | : | Yeryüzünde Allah ile baş edemeyeceğimizi ve O'ndan kaçıp kurtulamayacağımızı kesinlikle anladık. |
Gültekin Onan | : | "Biz şüphesiz, Tanrı'yı yeryüzünde asla aciz bırakamayacağımızı, kaçmak suretiyle de O'nu hiçbir şekilde aciz bırakamayacağımızı anladık." |
Hasan Basri Çantay | : | «Şu hakıykatı da şübhesiz anladık ki: Yer (yüzün) de (bulunsak) da Allâhı asla aaciz bırakamayız, (göğe) kaçmakla da Onu asla aaciz kılamayız». |
İbni Kesir | : | Doğrusu biz, yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımızı, kaçsak da O'nu asla aciz bırakamayacağımızı anladık. |
Muhammed Esed | : | Ve sonunda anladık ki yeryüzünde (hayat sürerken) Allah'a asla üstün gelemeyiz ve (yine anladık ki) (hayattan) kaçarak da O'nun hükmünden kurtulamayız. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «Ve muhakkak anladık ki, Allah'ı yerde acze düşüremeyiz ve kaçmakla da onu aciz bırakamayız.» |
Şaban Piriş | : | İyice anladık ki yeryüzünde Allah’tan kaçamayız. Kaçarak ondan kurtulamayız. |
Suat Yıldırım | : | Şunu da anladık ki, biz yerde Allah’ın iradesine karşı koyamayacağımız gibi, kaçmaya teşebbüs etmekle de O’nun elinden yakamızı kurtaramayız. |
Süleyman Ateş | : | Biz yeryüzünde Allâh'ı âciz bırakamayacağımızı (yerden) kaçmakla da O'nu âciz bırak(ıp O'ndan kurtul)amayacağımızı anladık. |
Tefhim-ul Kuran | : | «Biz şüphesiz, Allah'ı yeryüzünde asla aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de onu hiçbir şekilde aciz bırakamıyacağımızı anladık.» |
Ümit Şimşek | : | 'Şunu da anlamış bulunuyoruz ki, biz ne dünyada Allah'ı âciz bırakabiliriz, ne de Ondan kaçıp kurtulabiliriz. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | "Ve biz şunu sezdik: "Biz yeryüzünde Allah'ı asla âciz bırakamayız; kaçarak da onu âciz bırakamayız." |