Kuran-ı Kerim Oku | Kurani Kerim Dinle | Dini Oyun Oyna | »
2 / BAKARA Suresi 71. ayet 2.Sure 10.Sayfa 1.Cuz Kurani Kerimde 78.Ayeti Kerime
Sonraki Ayet
Surenin Tefsiri :
"BAKARA suresi, 1-286. ayetlerin tefsiri"
قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لاَّ ذَلُولٌ تُثِيرُ الأَرْضَ وَلاَ تَسْقِي الْحَرْثَ مُسَلَّمَةٌ لاَّ شِيَةَ فِيهَا قَالُواْ الآنَ جِئْتَ بِالْحَقِّ فَذَبَحُوهَا وَمَا كَادُواْ يَفْعَلُونَ
Kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun lâ zelûlun tusîrul arda ve lâ teskıl hars(harse), musellemetun lâ şiyete fîhâ kâlûl’âne ci’te bil hakk(hakkı), fe zebehûhâ ve mâ kâdû yef’alûn(yef’alûne).
1. | kâle | : dedi |
2. | inne-hu | : muhakkak ki o, hiç şüphesiz o |
3. | yekûlu innehâ | : diyor |
4. | bakaratun | : bir inek |
5. | lâ zelûlun | : zelil değil, boyunduruk altına |
6. | tusîru | : toprağı sürer |
7. | el arda | : arazi, yer, toprak |
8. | ve lâ teskî | : ve sulamaz |
9. | el harse | : ekin (tarla) |
10. | musellemetun | : salınmış, serbest bırakılmış |
11. | lâ şiyete | : leke yoktur |
12. | fî-hâ | : onda |
13. | kâlû | : dediler |
14. | el'âne | : şimdi |
15. | ci'te | : geldin |
16. | bi el hakkı | : hak ile, gerçekle |
17. | fe | : böylece, bunun üzerine |
18. | zebehû-hâ | : onu boğazladılar, kestiler |
19. | ve mâ kâdû yef'alûne | : ve neredeyse yapmayacaklardı |
Diyanet İşleri | : | Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki; o, çift sürmek, ekin sulamak için boyunduruğa vurulmamış, kusursuz, hiç alacası olmayan bir sığırdır.” Onlar, “İşte, şimdi tam doğrusunu bildirdin” dediler. Nihayet o sığırı kestiler. Neredeyse bunu yapmayacaklardı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Mûsâ, Allah diyor ki demişti, ne çifte koşulup tarla sürmüş olacak, ne ekin sulamış olacak. Ayıpsız, lekesiz, alacasız olmalı. Hah demişlerdi, şimdi gerçeği söyledin. İneği boğazladılar, boğazladılar ama az kaldı bu emri yerine getirmeyeceklerdi. |
Adem Uğur | : | (Musa) dedi ki: Allah şöyle buyuruyor: O, henüz boyunduruk altına alınmayan, yer sürmeyen, ekin sulamayan, serbest dolaşan (salma), renginde hiç alacası bulunmayan bir inektir. "İşte şimdi gerçeği anlattın" dediler ve bunun üzerine (onu bulup) kestiler, ama az kalsın kesmeyeceklerdi. |
Ali Bulaç | : | (Bunun üzerine Musa, "Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi. (O zaman): "Şimdi gerçeği getirdin" dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı. |
Ali Fikri Yavuz | : | Mûsâ dedi ki, Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “- bir sığırdır ki, ne çifte koşulur, tarla sürer, ne de ekin sular; ayıbsız ve salmadır. Alaca değildir. İsrâil Oğulları: “- İşte şimdi, ineğin vasıfını doğru ve tastamam getirdin.” dediler. Bunun üzerine o ineği (bulub) boğazladılar ki, az kalsın bunu yapamıyacaklardı. |
Bekir Sadak | : | «eri surup, ekini sulayarak boyunduruk altinda ezilmemis, kusursuz, alacasiz bir sigir oldugunu soyluyor» dedi. «simdi gercegi bildirin» deyip sigiri bogazladilar; az kalsin bunu yapmayacaklardi.* |
Celal Yıldırım | : | Musa da (aldığı emir üzerine) «Rabbim o, yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruğa girmemiş bir sığırdır, salmadır, hiç alacası lekesi yoktur, buyuruyor» demişti. Onlar: «İşte şimdi hakikatle geldin» demişlerdi. Bunun üzerine o sığırı boğazladılar. Az kalsın bunu yapmıyacaklardı. |
Diyanet İşleri (eski) | : | 'Yeri sürüp, ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir sığır olduğunu söylüyor' dedi. 'Şimdi gerçeği bildirdin' deyip sığırı boğazladılar; az kalsın bunu yapmayacaklardı. |
Diyanet Vakfi | : | (Musa) dedi ki: Allah şöyle buyuruyor: O, henüz boyunduruk altına alınmayan, yer sürmeyen, ekin sulamayan, serbest dolaşan (salma), renginde hiç alacası bulunmayan bir inektir. «İşte şimdi gerçeği anlattın» dediler ve bunun üzerine (onu bulup) kestiler, ama az kalsın kesmeyeceklerdi. |
Edip Yüksel | : | 'O diyor ki, o düve yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir düvedir,' dedi. 'İşte şimdi gerçeği getirdin!,' diyerek sonunda düveyi boğazladılar; az kalsın bunu yapmıyacaklardı. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Rabbim, dedi: Şöyle buyuruyor: Bir bakare ki ne koşulur arazi sürer ne de ekin sular, salma, hiç alacası yok, işte dediler, şimdi hak ile geldin, bunun üzerine o bakareyı boğazladılar, ki az kaldı yapmıyacaklardı |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | O da: «Rabbim şöyle buyuruyor: O, ne koşulup toprağı süren, ne de ekin sulayan, salma gezen ve hiç alacası olmayan bir sığırdır.» dedi. Onlar da: «İşte tam şimdi gerçeği ortaya koydun.» dediler. Bunun üzerine o sığırı (bulup) boğazladılar. Neredeyse yapmayacaklardı. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Musa, «Rabbim buyuruyor ki o, ne çifte koşulup tarla süren, ne de ekin sulayan, ne de salma gezen ve hiç alacası olmayan bir sığırdır». Onlar da: «İşte tam şimdi gerçeği ortaya koydun.» dediler. Nihayet onu bulup boğazladılar. Az kaldı yapmayacaklardı. |
Fizilal-il Kuran | : | Musa: «Rabbim, 'o, boyunduruğa koşulup toprak sürmemiş, toprak sulamada kullanılmamış, özürsüz ve alacasız bir sığırdır' diyor» dedi. Bunun üzerine onlar «İşte şimdi hakkı ile anlattın» diyerek tanımlanan sığırı kestiler, neredeyse bunu yapmayacaklardı. |
Gültekin Onan | : | (Musa) Dedi ki: "O diyor ki, o sığır yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir sığırdır." "İşte şimdi gerçeği (hakk) getirdin" diyerek sonunda sığırı boğazladılar / kestiler; az kalsın bunu yapmayacaklardı. |
Hasan Basri Çantay | : | (Musa şöyle dedi: «Rabbim buyuruyor ki: O, ne boyunduruğa koşulub arazî sürecek, ne ekin sulayacak bir inek değildir. Salmadır (yahud ayıbdan salimdir). Hiçbir alacası da yokdur». Onlar: «İşte şimdi hakikati getirdin (vasfını tastamam bildirdin)» dediler. Bunun üzerine o ineği (bulub) boğazladılar ki az kaldı (bunu) yapmayacaklardı. |
İbni Kesir | : | Dedik ki: Rabbım, o, ne boyunduruğa koşulup arazi sürecek, ne de ekin sulayacak bir inektir, zillete uğramamıştır. Bütün kusurlardan uzaktır. Onun alacası da yoktur, buyuruyor. Onlar: İşte şimdi gerçeği ortaya koydun, dediler. Hemen onu boğazladılar ki az kalsın bunu yapmayacaklardı. |
Muhammed Esed | : | (Musa'nın) cevabı şu oldu: "O, kurbanın ekinleri sulamak veya toprağı sürmek için hiç koşulmamış, kusursuz, alacasız bir sığır olmasını istiyor." Onlar: "İşte, sonunda gerçeği bildirdin!" dediler; ve hemen (onu) kurban ettiler, halbuki neredeyse hiçbir şey yapmadan kalacaklardı. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Dedi ki: «O buyuruyor ki, o muhakkak bir sığırdır ki zillete uğramamıştır. Ne tarla sürmeğe, ne de ekin sulamağa alıştırılmamıştır. Bütün kusurlardan salimdir. Onda renk karışıklığı yoktur, tam sarıdır.» Dediler ki: «İşte şimdi hakikatı getirdin. Hemen onu (o sığırı bulup) boğazladılar.» Halbuki (bunu) yapmağa asla yaklaşmıyorlardı. |
Şaban Piriş | : | Musa: -Rabbim, onun yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir inek olduğunu söylüyor, dedi. -Şimdi gerçeği bildirdin, deyip ineği kestiler; az kalsın bunu yapmayacaklardı. |
Suat Yıldırım | : | Mûsâ: «Rabbim şöyle diyor: O inek, ne toprağı sürmek için çifte koşulmuş, ne de ekin sulamada çalıştırılmış olmayan, salma ve her kusurdan uzak, hiç alacası bulunmayan bir inek olacaktır.» Onlar: «İşte şimdi gerçeği tam anlayacağımız tarzda bildirdin» diyerek nihayet sığırı kestiler ki az kaldı yapmayacaklardı. |
Süleyman Ateş | : | Dedi: "O şöyle diyor: O, henüz boyundurluk altına alınmamış bir inektir. Yeri sürmez, ekin sulamaz. Salma, (çifte koşulmamış) hiç alacası yok." "İşte şimdi gerçeği getirdin" deyip ineği boğazladılar; az daha yapmayacaklardı. |
Tefhim-ul Kuran | : | (Bunun üzerine Musa) Dedi ki «O (Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve onda alaca olmayan bir inektir.» (O zaman) : «Şimdi gerçeği getirdin dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı. |
Ümit Şimşek | : | Musa, 'Allah buyuruyor ki,' dedi, 'o boyunduruğa koşulup da toprağı sürmemiş, ekin sulamamış bir inektir. Kusursuzdur, renginde alacası yoktur.' Onlar, 'İşte şimdi bize gerçeği anlattın' dediler. Onu bulup kestiler; ama az kalsın bunu yapamayacaklardı. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Cevap verdi Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. |
HafizEfendi.Com tümü 25 adet Türkçe Kuran mealini ayetlerin latin alfabesi ile Türkçe okunuş metinlerini ve ayetlerde yer alan kelimelerin Türkçe anlamlarını da vererek mealleri mukayese etmenizi sağlar.
HafizEfendi.Com sitesi ziyaretçilerine ayetlerde yer alan kelimelerin tek tek Türkçe anlamlarını da sunarak, Kur'an da yer almayan bidatlerin nasıl meallerde yer aldığını göstermek ve ziyaretçilerin Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlamalarına vesile olmak amaçları ile hazırlanmıştır.
|