وَإِذْ وَاعَدْنَا مُوسَى أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِن بَعْدِهِ وَأَنتُمْ ظَالِمُونَ
Ve iz vâadnâ mûsâ erbaîne leyleten summettehaztumul icle min ba’dihî ve entum zâlimûn(zâlimûne).
Diyanet İşleri | : | Hani, biz Mûsâ ile kırk gece için sözleşmiştik. Sizler ise onun ardından (kendinize) zulmederek bir buzağıyı tanrı edinmiştiniz. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Bir vakit Mûsâ'ya kırk gecelik vâde verdik. Sonra siz, o yokken tuttunuz da buzağıya kapıldınız, böylece zulmediyordunuz işte. |
Adem Uğur | : | Musa'ya kırk gece (vahyetmek üzere) söz vermiştik. Sonra haksızlık ederek buzağıyı (tanrı) edindiniz. |
Ali Bulaç | : | Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz. |
Ali Fikri Yavuz | : | Bir vakit de Musâ’ya, Tûr’da vahy için, kırk gece vade vermiştik. O, Tûr’a gittikten sonra, siz, buzağıyı tanrı edindiniz ve bu halinizle zâlimlerden oldunuz. |
Bekir Sadak | : | Musa'ya kirk gece vade vermistik. Sonra onun arkasindan, kendinize yazik ederek, buzagiyi tanri edinmistiniz. |
Celal Yıldırım | : | Ve yine Musa'ya (Tevrat verilmek üzere Tûr'da kırk gece ibâdet edip beklemesi için) va'dettiğimizi (veya va'de verdiğimizi) hatırlayın ki siz onun ardından (nefsinize) zulmediciler olarak (Sâmirî'nin altından yaptığı) buzağıyı (ilâh) edinmiştiniz! |
Diyanet İşleri (eski) | : | Musa'ya kırk gece vade vermiştik. Sonra onun arkasından, kendinize yazık ederek, buzağıyı tanrı edinmiştiniz. |
Diyanet Vakfi | : | Musa'ya kırk gece (vahyetmek üzere) söz vermiştik. Sonra haksızlık ederek buzağıyı (tanrı) edindiniz. |
Edip Yüksel | : | Musa'yla kırk gece için sözleşmiştik. Ancak siz onun ardından kendinize zulmederek buzağıya taptınız. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve bir vakit Musaya kırk geceye vâd verdik, sonra siz onun arkasından danaya tutuldunuz zulmediyordunuz |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Ve bir vakit Musa'ya kırk gece (Tur'da kalmak ve sonra kendisine Tevrat verilmek üzere) sözleştik. Sonra siz, onun arkasından kendinize zulmederek buzağıya taptınız. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Hani bir zamanlar Musa'ya kırk gecelik vaad verdik de sonra siz onun arkasından buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz. |
Fizilal-il Kuran | : | Hani Musa ile kırk geceliğine sözleşmiştik de siz onun arkasından buzağıyı ilâh edinerek zalimlerden olmuştunuz. |
Gültekin Onan | : | Hani Musa'yla kırk gece için sözleşmiştik (vaadna). Ancak siz onun ardından kendinize buzağıyı (Tanrı) edinmiş ve zalimler olmuştunuz. |
Hasan Basri Çantay | : | Hani Musa ile kırk gece («Tur» da kalmak ve ondan sonra kendisine Tevrat verilmek üzere) vaidleşmişdik. Yine siz onun arkasından (nefsinizin) zaalimler (i) olarak («Sâmirî» nin tanrı diye gösterdiği) buzağıya tutunmuş (onu tanrı edinmiş) diniz. |
İbni Kesir | : | Ve hani, Musa ile kırk geceyi vaidleşmiştik. Yine siz zalimler olarak onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiştiniz. |
Muhammed Esed | : | Musa'yı (Sina Dağı'nda) kırk gece tuttuğumuz ve O'nun yokluğunda (altın) buzağıya tapmaya başladığınız ve böylece zalimlerden olduğunuz, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve bir vakit Mûsa ile kırk geceyi vadeleştirmiştik, sonra siz zalimler olarak O'nun arkasından buzağıya tutunmuş idiniz. |
Şaban Piriş | : | Musa ile kırk gece için sözleşmiştik ama siz zalimlik ederek onun arkasından buzağıya tapınmıştınız. |
Suat Yıldırım | : | Ve bir vakit Mûsâ’ya kırk gecelik bir süre ayırmıştık. Ama siz Mûsâ’nın ayrılmasından az sonra, buzağıyı ilâh edinip zalim olmuştunuz. |
Süleyman Ateş | : | Mûsâ ile kırk gece için sözleşmiştik, sonra siz onun ardından buzağıyı (tanrı) edinmiştiniz, (kendinize böylece) zulmediyordunuz. |
Tefhim-ul Kuran | : | Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz. |
Ümit Şimşek | : | Bir de Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Siz ise bunun ardından buzağıyı tanrı edinip zalim olmuştunuz. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ve Mûsa ile kırk gece için sözleşmiştik de siz bunun ardından buzağıyı tanrı edinmiştiniz. Zulme sapmıştınız siz. |