الَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُم مُّلاَقُو رَبِّهِمْ وَأَنَّهُمْ إِلَيْهِ رَاجِعُونَ
Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Diyanet İşleri | : | Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Saygılılar, öyle kimselerdir ki Rablerine ulaşacaklarını iyiden iyiye umarlar, ona döneceklerini iyiden iyiye bilirler. |
Adem Uğur | : | Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir. |
Ali Bulaç | : | Onlar, (mü'minler ise), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler. |
Ali Fikri Yavuz | : | O saygı gösterip korkanlar, o kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini yakînen bilirler. |
Bekir Sadak | : | (45-46) Sabir ve namazla Allah'a siginip yardim isteyin; Rablerine kavusacak ve Ona doneceklerini umanlar ve husu duyanlardan baskasina namaz elbette agir gelir. |
Celal Yıldırım | : | (45—46) Sabır ve namaz ile (Allah'tan) yardım isteyin. Gerçi bu, Allah'a kavuşacaklarına ve ancak O'na döneceklerine kesin bilgi (ve inanç) edinen saygılı kimselerden başkasına ağır ve sıkıcıdır. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (45-46) Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir. |
Diyanet Vakfi | : | Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir. |
Edip Yüksel | : | Nitekim onlar, Rab'lerine kavuşacaklarına ve O'na döneceklerine inanırlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | onlar ki kendilerini hakikaten rablerine kavuşuyor ve hakikaten ona rücu ediyor sayarlar, böyle bir huşu ile kılarlar |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Onlar ki, kendilerinin gerçekten Rablerine kavuşacaklarına ve ancak O'na döneceklerine inanırlar. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler. |
Fizilal-il Kuran | : | Onlar ki, Rabbleri ile buluşacaklarını, kesinlikle O'nun huzuruna döneceklerini bilirler. |
Gültekin Onan | : | Nitekim onlar rablerine kavuşacaklarını / rableriyle karşılaşacaklarını (mülaku) ve O'na döneceklerini (raciun) bilirler (yezunnune). (S.Ateş'in notu: İbn Mesud'un mushafında yezunnun yerine yalemun yazıldığından bu anlamı tercih ettik.) |
Hasan Basri Çantay | : | O (yüksek saygı göstere) nler ki onlar hakıykaten Rablerine kavuşucu ve hakıykaten ancak ona dönücü olduklarını bilirler (de namazlarını o vech ile kılarlar). |
İbni Kesir | : | Onlar ki; Rablarına kavuşacaklarını, O'na döneceklerini kesinlikle bilirler. |
Muhammed Esed | : | Onlar ise (sonunda) Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini kesinlikle bilirler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Hak'tan korkanlar, o zâtlardır ki Rablerine mülâki olacaklarını ve onun huzur-u manevîsine döneceklerini düşünüp teemmül ederler. |
Şaban Piriş | : | (45-46) Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir. |
Suat Yıldırım | : | İçi saygı dolu olan bu müminler, Rab’lerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini iyi bilirler. |
Süleyman Ateş | : | O(saygılı insa)nlar, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler. |
Tefhim-ul Kuran | : | Onlar, (mü'minler ise), hiç şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) hiç şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler. |
Ümit Şimşek | : | Onlar, Rablerine kavuşacaklarına ve Ona döneceklerine inanan kimselerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir. |
Bu ayet bir hidayet ayetidir, aşağıdaki meallerde ayetin sadece hidayet ile ilgili bölümü yer alıyor olabilir, dikkatinize sunarız. |
Abdullah Aydın | : | İçi saygı ile ürperenler, Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini iyi bilirler. |
Ahmet Davudoğlu | : | Onlar öyle kimselerdir ki, Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini bilirler. |
Ali Arslan | : | O huşû ile (Allah'a büyük saygı göstererek) ibadet edenler Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini kesinlikle bilirler. |
Arif Pamuk | : | Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler. |
Ayntabî Mehmet Efendi | : | Ki onlar, Allahû Tealâ'yı göreceklerini, hesap ve ceza için haşrolunacaklarını yakînen bilirler. |
Bahaeddin Sağlam | : | Öyle huşû (huzur ve sükûn) duyanlar ki, Rabbleriyle karşılaşacaklarına ve kendilerinin Allah'a ait olup, O'na döneceklerine inanırlar. |
Diyanet Vakfı (1993) | : | Onlar, kesinlikle Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir. |
Hasan Tahsin Feyizli | : | Onlar (huşû ehli) ki, mutlaka Rabb'lerine kavuşacaklarını ve ancak O'na döneceklerini bilirler (de namazlarını yüksünmeden kılarlar). |
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay | : | Rabblerine kavuşacak ve O'na döneceklerini umanlar... |
Hüseyin Kaleli | : | “(Onlar), şüphesiz Rablerine kavuşanlar olduklarını ve muhakkak onlar yalnız O'na dönenler olduklarını bilenlerdir.” |
İsmail Mutlu, Şaban Döğen | : | Onlar Rahmetine kavuşacaklarına ve O'nun huzuruna döneceklerine inanan kimselerdir. |
Mustafa İslamoğlu | : | Ama (Allah’a saygı duyanlar), Rablerine kavuşacaklarına ve sonunda O’na döneceklerine kesin gözüyle bakarlar. |
Nedim Yılmaz | : | Allah’a saygılı olanlar Rab’lerine kavuşacaklarına ve O’na döneceklerine kesin kes inanırlar. |
Ömer Rıza Doğrul | : | Bunlar (bu içi saygı ile ürperen kimseler) Rabblarına kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini iyi bilirler. |
Talat Koçyiğit | : | Huşû duyanlar ise, Rabblarına mutlaka kavuşacaklarını ve O'na mutlaka döneceklerini bilirler. |
Ziya Kazıcı, Necip Taylan | : | Allah'tan korkan o kişiler, Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini bilirler. |
Bir Heyet | : | İşte o kalbi Allah'a saygı ile ürperenler, kendilerinin herhalde Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve kabullenen kimselerdir. |