أُولَئِكَ الَّذِينَ اشْتَرَوُاْ الضَّلاَلَةَ بِالْهُدَى وَالْعَذَابَ بِالْمَغْفِرَةِ فَمَآ أَصْبَرَهُمْ عَلَى النَّارِ
Ulâikellezîneşteravud dalâlete bil hudâ vel azâbe bil magfireh(magfireti), fe mâ asberehum alen nâr(nâri).
Diyanet İşleri | : | İşte bunlar hidayeti verip sapıklığı, bağışlanmayı verip azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!) |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Onlardır sapıklığı doğru yola, azâbı yarlıganmaya karşılık olarak satın alanlar; ateşe ne de sabırlı kimselerdir ya. |
Adem Uğur | : | Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar! |
Ali Bulaç | : | Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar! |
Ali Fikri Yavuz | : | Onlar, hak yolu bırakıp sapıklığı, mağfiret yerine azâbı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe ne de sabırlıdırlar!... |
Bekir Sadak | : | Onlar dogruluk yerine sapikligi, magfiret yerine azabi alanlardir. |
Celal Yıldırım | : | İşte onlardır ki doğru yolun karşılığında sapıklığı, günahlardan arınıp temizlenme yerine azabı satın almışlardır. Bunlar ateşe karşı ne de sabırlıdırlar! |
Diyanet İşleri (eski) | : | Onlar doğruluk yerine sapıklığı, mağfiret yerine azabı alanlardır. |
Diyanet Vakfi | : | Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar! |
Edip Yüksel | : | Onlar, hidayet karşılığında sapıklığı ve affedilme karşılığında azabı satın almışlardır. Ateşe ne kadar da dayanıklıdırlar! |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Onlar işte hidayeti verib dalâleti, mağfireti bırakıb azabı satın alan kimseler, bunlar ateşe ne sabırlı şeyler!... |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, bağışlamayı bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Bunlar ateşe ne kadar da dayanıklı şeyler! |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, affedilmeyi bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Bunlar, ateşe karşı ne kadar da sabırlıdırlar! |
Fizilal-il Kuran | : | Onlar hidayet karşılığında sapıklığı, mağfiret karşılığında azabı satın alanlardır. Onlar Cehennem ateşine karşı ne kadar da dayanıklıdırlar! |
Gültekin Onan | : | Onlar, hidayet karşılığında sapıklığı ve bağışlanma karşılığında azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar. |
Hasan Basri Çantay | : | Onlar doğru yolu bırakıb sapıklığı, mağfirete bedel azaâbı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne de sabırlıdırlar!. |
İbni Kesir | : | Onlar, hidayet karşılığında dalaleti, mağfiret karşılığında azabı satın almışlardır. Onlar, ateşe karşı ne de sabırlıdırlar. |
Muhammed Esed | : | İşte onlar hidayet karşılığında sapıklığı ve mağfiret karşılığında azabı satın almışlardır. Oysa ateşten ne kadar az korkar görünüyorlar! |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Onlar o kimselerdir ki, hidâyet mukabilinde dalâleti, mağfiret mukabilinde azabı satın almışlardır. Onları ateşe karşı bu kadar sabırlı kılan nedir? |
Şaban Piriş | : | Onlar doğru yolu bırakıp sapıklığı; mağfireti bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Ateşe karşı ne de sabırlıdırlar.(!) |
Suat Yıldırım | : | İşte onlar hidâyeti bırakıp dalaleti, mağfireti verip azabı satın almışlardır. Bunlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklı imişler! |
Süleyman Ateş | : | Onlar hidâyet karşılığında sapıklık, mağfiret karşılığında azâb satın almışlardır. Onlar ateşe, karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!) |
Tefhim-ul Kuran | : | Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar. |
Ümit Şimşek | : | Onlar doğru yolu sapıklıkla, bağışlanmayı azapla değiştirmiş olan kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklı şey bunlar! |
Yaşar Nuri Öztürk | : | İşte bunlar hidayeti satıp şaşkınlığı, affedilmeyi satıp azabı almışlardır. Ne kadar da dayanıklıdırlar ateşe!... |