إِنَّا مُنزِلُونَ عَلَى أَهْلِ هَذِهِ الْقَرْيَةِ رِجْزًا مِّنَ السَّمَاء بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ
İnnâ munzilûne alâ ehli hâzihil karyeti riczen mines semâi bimâ kânû yefsukûn(yefsukûne).
Diyanet İşleri | : | Şüphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, fasıklık ettiklerinden dolayı gökten bir azap indireceğiz. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Şüphe yok ki bu şehir halkının üstüne, buyruktan çıkarak yapageldikleri işler yüzünden, gökten bir azâp indireceğiz. |
Adem Uğur | : | Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz. |
Ali Bulaç | : | "Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz." |
Ali Fikri Yavuz | : | Doğrus biz, bu memleket halkının yaptıkları fenalıklar (küfür ve isyan) yüzünden, üzerlerine gökten bir azab indireceğiz.” |
Bekir Sadak | : | (33-34) Elcilerimiz Lut'a gelince, onun fenasina gitti; cok sikildi. Ona, «Korkma ve uzulme, dogrusu biz seni ve geride kalacaklardan olan karinin disinda, aileni kurtaracagiz. Bu kasaba halkina yaptiklari yolsuzluklardan oturu gokten, elbette bir azap indirecegiz» dediler. |
Celal Yıldırım | : | «Şüphen olmasın ki, biz bu kasaba halkı üzerine, yaptıkları çok çirkin ahlâksızlıktan dolayı gökten azâb indireceğiz.» |
Diyanet İşleri (eski) | : | (33-34) Elçilerimiz Lut'a gelince, onun fenasına gitti; çok sıkıldı. Ona, 'Korkma ve üzülme, doğrusu biz seni ve geride kalacaklardan olan karının dışında, aileni kurtaracağız. Bu kent halkına yaptıkları yolsuzluklardan ötürü gökten, elbette bir azap indireceğiz' dediler. |
Diyanet Vakfi | : | «Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz.» |
Edip Yüksel | : | 'Yoldan çıktıkları için, biz bu kentin üzerine gökten bir felaket indireceğiz.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Haberin olsun bu karye ehalisinin yapageldikleri fiskları yüzünden üzerlerine semadan bir feci azâb indireceğiz |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Haberin olsun, biz bu memleket halkının yapmakta oldukları çirkince günahları yüzünden üzerlerine gökten korkunç bir azap indireceğiz.» dediler. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | «Biz şüphesiz bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık (feci) bir azab indireceğiz.» (dediler). |
Fizilal-il Kuran | : | Biz bu kent halkının iğrenç sapıklığı yüzünden başlarına gökten ağır bir azap yağdıracağız. |
Gültekin Onan | : | "Şüphesiz biz f(a)sık(lık yapma)larından dolayı bu ülke ehlinin üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz." |
Hasan Basri Çantay | : | «Muhakkak bu memleket ahâlîsinin üstüne, yapmakda oldukları faasıklık yüzünden, gökden (fecî) bir azâb indireceğiz». |
İbni Kesir | : | Bu kasaba halkına da fasıklık yapar olduklarından dolayı gökten azab indireceğiz. |
Muhammed Esed | : | Bu yörenin halkına, işledikleri bütün kötülüklerin karşılığı olarak gökten mutlaka bir bela indireceğiz!" dediler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «Muhakkak ki biz, bu kasabanın ahalisi üzerine, yapmakta oldukları fıskları sebebiyle gökten müthiş bir azap indiricileriz.» |
Şaban Piriş | : | Biz, bu belde halkına, yoldan saptıkları için gökten bir azap indirecek olanlarız. |
Suat Yıldırım | : | "Büsbütün yoldan çıkmaları sebebiyle, biz bu şehir halkının üzerine gökten bir azap indireceğiz." |
Süleyman Ateş | : | "Biz yoldan çıkan şu ülke halkının üstüne gökten bir azâb indireceğiz." |
Tefhim-ul Kuran | : | «Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz.» |
Ümit Şimşek | : | 'Yoldan çıkmakta direttikleri için, bu belde ahalisinin üzerine gökten azap indireceğiz.' |
Yaşar Nuri Öztürk | : | "Şu kent halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket indireceğiz." |