وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا
Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ).
Diyanet İşleri | : | Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.” |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve Rabbimiz derler, gerçekten de ulularımıza ve büyüklerimize itâat ettik de onlar, sapıttı yolumuzu. |
Adem Uğur | : | Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler. |
Ali Bulaç | : | Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular." |
Ali Fikri Yavuz | : | Yine şöyle diyecekler: “- Ey Rabbimiz! Doğrusu bizler, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler. |
Bekir Sadak | : | (67-68) «ORabbimiz! Biz yoneticilerimize ve buyuklerimize itaat etmistik, fakat onlar bizi yoldan saptirdilar.» «Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onlari buyuk bir lanete ugrat» derler. * |
Celal Yıldırım | : | Ve dediler ki: «Ey Rabbimiz! Doğrusu biz efendilerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi şaşırtıp yolumuzu saptırdılar. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (67-68) 'Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.', 'Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat' derler. |
Diyanet Vakfi | : | Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler. |
Edip Yüksel | : | Derler ki, 'Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ya rabbena, demektedirler: doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Yine derler ki: «Ey Rabbimiz, doğrusu biz, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Yine derler ki: «Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler.» |
Fizilal-il Kuran | : | «Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar» derler. |
Gültekin Onan | : | Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular." |
Hasan Basri Çantay | : | (Onlara tabî olanlar da o gün): «Ey Rabbimiz, hakıykat biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk. Onlar da bizi yoldan sapdırdılar» demişlerdir (diyeceklerdir). |
İbni Kesir | : | Ve dediler ki: Rabbımız; biz büyüklerimize ve yöneticilerimize itaat etmiştik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar. |
Muhammed Esed | : | Ve "Ey Rabbimiz!" diyecekler, "Biz liderlerimize ve ileri gelenlere uyduk, bizi doğru yoldan uzaklaştıranlar onlardır! |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve demiş olacaklardır ki: «Yarabbi! Muhakkak biz reislerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Artık onlar da bizi doğru yoldan sapıttılar.» |
Şaban Piriş | : | Rabbimiz, biz liderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik, onlar da bizi yoldan saptırdılar. |
Suat Yıldırım | : | "Ey ulu Rabbimiz!" derler, "sözün doğrusu, biz önderlerimizin ve büyüklerimizin dediklerine uyduk, ama onlar bizi yoldan saptırdılar." |
Süleyman Ateş | : | Ve dediler ki: "Rabbimiz, biz beylerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar." |
Tefhim-ul Kuran | : | Ve dediler ki: «Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular.» |
Ümit Şimşek | : | 'Rabbimiz,' derler. 'Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Ve derler ki: "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar." |