Rahman Sûresi Sayfa 2
﴿٥٥﴾ سُورَةُ الرَّحْمٰنِ
﷽
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِۚ ﴿١٧﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٨﴾ مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِۙ ﴿١٩﴾ بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِۚ ﴿٢٠﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢١﴾ يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ۬ وَالْمَرْجَانُۚ ﴿٢٢﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٣﴾ وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنْشَاٰتُ فِي الْبَحْرِ كَالْاَعْلَامِۚ ﴿٢٤﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ۟ ﴿٢٥﴾ كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍۚ ﴿٢٦﴾ وَيَبْقٰى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِۚ ﴿٢٧﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٨﴾ يَسْـَٔلُهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ ف۪ي شَاْنٍۚ ﴿٢٩﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٣٠﴾ سَنَفْرُغُ لَكُمْ اَيُّهَ الثَّقَلَانِۚ ﴿٣١﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٣٢﴾ يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍۚ ﴿٣٣﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٣٤﴾ يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِۚ ﴿٣٥﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٣٦﴾ فَاِذَا انْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِۚ ﴿٣٧﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٣٨﴾ فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْـَٔلُ عَنْ ذَنْبِه۪ٓ اِنْسٌ وَلَا جَٓانٌّۚ ﴿٣٩﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٤٠
Rahman Sûresi Sayfa 2 Türkçe Okunuşu
17. Rabbu-lmeşrikayni ve rabbu-lmaġribeyn(i)
18. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
19. Merace-lbahrayni yeltekiyân(i)
20. Beynehumâ berzeḣun lâ yebġiyân(i)
21. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
22. Yaḣrucu minhumâ-llu/lu-u velmercân(u)
23. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
24. Velehu-lcevâri-lmunşeâtu fî-lbahri kel-a’lâm(i)
25. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
26. Kullu men ‘aleyhâ fân(in)
27. Ve yebkâ vechu rabbike żû-lcelâli vel-ikrâm(i)
28. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
29. Yes-eluhu men fî-ssemâvâti vel-ard(i)(c) kulle yevmin huve fî şe/n(in)
30. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
31. Senefruġu lekum eyyuhâ-śśekalân(i)
32. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
33. Yâ ma’şera-lcinni vel-insi ini-steta’tum en tenfużû min aktâri-ssemâvâti vel-ardi fenfużû(c) lâ tenfużûne illâ bisultân(in)
34. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
35. Yurselu ‘aleykumâ şuvâzun min nârin ve nuhâsun felâ tentesirân(i)
36. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
37. Fe-iżâ-nşakkati-ssemâu fekânet verdeten ke-ddihân(i)
38. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
39. Feyevme-iżin lâ yus-elu ‘an żenbihi insun velâ cân(nun)
40. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân(i)
Rahman Sûresi Sayfa 2 Anlamı
17. O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.
18. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
19. O, suyu acı ve tatlı iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
20. Fakat aralarında bir engel vardır; onu aşıp da birbirine karışmazlar.
21. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
22. O denizlerin her ikisinden de inci ve mercan çıkar.
23. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
24. Deniz üzerinde koca dağlar gibi yüzüp giden devâsâ gemiler O’nundur.
25. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
26. Yeryüzünde bulunan herkes fânidir.
27. Yalnız sonsuz büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâkî kalacaktır.
28. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
29. Göklerde ve yerde bulunan her canlı tüm ihtiyaçlarını O’ndan ister. O ise, sayısız isim ve sıfatlarıyla her an sınırsız tec ellî ve yaratma hâlindedir.
30. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
31. Ey cin ve insan topluluğu! Yakında hesâbınızı görmek üzere sizin için de boş vaktimiz olacak!
32. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
33. Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin hududundan geçip gitmeye gücünüz yetiyorsa, haydi geçin gidin bakalım!
Şunu bilin ki, onları ancak üstün bir güç, kuvvetli bir delil ve bilgi ile geçebilirsiniz.
34. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
35. Üzerinize dumansız bir ateş alevi ve erimiş bir bakır gönderilir de ne yapsanız Allah’ın azabından kurtulamaz,
kendinize yardım edecek kimse de bulamazsınız.
36. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
37. Gök yarılıp kızarmış yağ gibi kıpkırmızı bir güle dönüştüğünde son derece korkunç bir hal alacak ve müthiş işler
olacak!
38. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?
39. Artık o gün ne insanlara ne de cinlere günahları sorulur.
40. Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?